Buca’daki delege seçimleri sonrası 75 kişinin istifa ettiği haberini okuyunca CHP adına hem üzüldüm, hem de çok güldüm.
Ağlanacak halimize gülmek gibi bir şeydi benim tebessümüm...
Delege seçilemeyen grup, kıyameti koparıyor.
Basın açıklaması yapıyor.
75 kişi partiden istifa ediyor.
Neden?
İki oy farkla kaybetmeyi hazmedemedikleri için!
***
O istifacıların, CHP’ye ne büyük bir aidiyet duygusuyla bağlı (!) olduğunu herkes görmüş oldu.
Üstelik, DİSK’e bağlı bir sendikanın şube başkanlığını yapmış biri, grubun başını çekiyor.
Beraberindeki 11 kişi, “Hakkımız yendi. Hukuksuzluk yapıldı. Partide hak, hukuk ve adaletin olmadığını gördük. CHP’den topluca istifa kararı aldık. İstifalarımızı Genel Merkez’e gönderdik” diye haykırdılar.
İnanılır gibi değil ama gerçek!
***
CHP’de böyle şeyler her zaman oluyor maalesef...
Alt tarafı bir delege seçilemediler.
Yerel seçimlerde aynı filmi görmüştük.
CHP’den belediye başkan adayı gösterilmeyince, bir çocuk öfkesiyle, “Oynamıcam işte, oynamıcaam!” deyip küserek DSP’ye geçmediler mi?
CHP’nin oylarına ortak olmadılar mı?
Yıllarca rozetini taktıkları partilerine seçim kaybettirmediler mi?
***
Buca’da 75 kişi istifa etmiş!
CHP için kayıp mıdır?
Kesinlikle değil.
Bugün, en alt kademedeki bir seçimi hazmedemeyince küsen, öfkelenen, kamuoyu önünde partisini küçük düşürenlerin CHP’ye ne faydası olabilirdi ki...
Seçilselerdi, bir başka seçimi kaybettiklerinde yapacaklardı aynı çıkışı...
Bence, yoklukları parti içindeki varlıklarından daha hayırlı.
***
Her neyse...
Ben size bu konuda AK Partili bir ismi örnek göstereceğim.
2011 yılı...
AK Parti, genel seçimler öncesi temayül yoklaması yaptı.
Bilal Doğan, açık ara birinciydi.
Doğan, sandıkta kazandığı bu zafere rağmen birinci değil, dördüncü, beşinci, hatta altıncı sıradan milletvekili adayı gösterilmeye razıydı.
Nitekim altıncı sıraya adı yazıldı.
Kaşla göz arasında yedinci sıraya indirildi.
Altıncı sıraya Rıfat Sait yazıldı.
Bugün, AK Parti aleyhine atıp tutan eski vekili...
Bilal Doğan, milletvekili seçilemedi yedinci sıradan...
Küsmedi, abuk subuk laflar edip öfkelenmedi.
Sabretti.
***
Şimdi sorarım size...
Kimin yaptığı doğru?
Delege seçimini kaybedince küplere binen, istifa eden, yenilgiyi hazmedemeyenler mi?
Partisine gönülden bağlı olan Bilal Doğan mı?
***
Tabii ki Bilal Doğan’ın yaptığı doğru.
2014’teki yerel seçimler öncesinde AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Başkan adayı Binali Yıldırım, Bilal Doğan’ı Büyükşehir Meclis üyesi listesine yazdı.
Yıldırım kaybetti, ama Doğan’ın Büyükşehir Meclisi’nde Grup Başkanvekili olmasını istedi.
O şimdi, Büyükşehir Meclisi’nde muhalefet yapıyor.
Başbakan Binali Yıldırım’ın gözdesi.
İzmir’de sesi en çok çıkan AK Partili...
***
Diyeceğim o ki...
Öfkeyle oturan, zararla kalkar!
Tıpkı Bucalı isyancıların yaşadığı gibi...
Ne diyor istifacılar?
CHP’de hak, hukuk, adalet yokmuş!
Adında “Adalet” olan partiye geçerlerse hiç şaşırmayın.
Çünkü onların derdi, siyaset değil, kartvizit!