Akaryakıt dağıtım şirketlerinin hukukçuları bir tarafa, en az hukuk bilgisi olan birine sorulsa dahi öğrenilebileceği gibi, gerek Danıştay 13. Dairesi gerek İdari Dava Daireleri Kurulu "akaryakıt şirketlerine işlememiş oldukları bir suçtan dolayı ceza kesilmiş" olduğuna karar vermemiştir. Bilakis iki kararda da akaryakıt dağıtım şirketlerinin lisansı olmayan bayilere ürün satışı yapmasının kanuna aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun kararı ile 13. Daire'nin kararı arasındaki fark ise Kurul'un EPDK tarafından uygulanan cezaların Petrol Piyasası Kanunu'nun bir başka maddesinden uygulanması gerektiği sonucuna varmasından ibarettir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Kurumumuzun kararını yanlış bulsa ve sizin ifadenizle "akaryakıt şirketlerinin bir suç işlemediğine karar vermiş" olsa idi cezaları tümden kaldırırdı, cezaları kanunun bir başka maddesinden uygulayın demezdi. Daha 13. Daire tarafından esastan karara bağlanmamış, henüz yürütmeyi durdurma kararı verilmiş, yargı süreci devam eden bir hususta, acele yorumlar yapmak yerine konu biraz araştırılmış ve kararlar okunmuş olsa idi, "Kararı yanlış kılan, akaryakıt şirketlerine işlememiş
Bu anlaşmaya göre Çukurova, Turkcell Holding'deki hisselerinin tamamını 3.1 milyar dolara İskandinav ortağı TeliaSonera'ya satacaktı. Ama satmadı. Çukurova patronu Mehmet Emin Karamehmet, âdeti olduğu üzere, en yakın danışmanlarının tavsiyesine uymayarak hisseleri daha fazla para veren Rus Alfa'ya sattı.Tahkim mahkemesi, TeliaSonera lehinde güçlü bir karar aldı. Mart 2005 anlaşmasının "geçerli ve bağlayıcı" olduğuna hükmetti ve Çukurova'yı gereklerini yerine getirmeye çağırdı.Çağrıya uyulmasında meydana gelecek gecikmeden dolayı TeliaSonera'nın tazminat hakkının saklı olduğuna hükmetti. Mahkeme, ayrıca, işlem gerçekleşinceye kadar olayı gözetim altında bulunduracak.Uluslararası Ticaret Odası tahkim mahkemesinin kararları kesindir. Türkiye, tahkim mahkemesini yaratan anlaşmalara taraftır ve kararlarının bağlayıcılığını kabul ediyor. Turkcell'le ilgilenenler yeni bir kargaşa ziyafetine hazır olsun. Uluslararası Ticaret Odası'nın tahkim mahkemesi, Çukurova'ya TeliaSonera ile Mart 2005'te imzalamış olduğu anlaşmaya uymasını emretti. Ama bütün bunlar konunun kapandığı anlamına gelmiyor.Türkiye'nin önde gelen hukuk adamlarından Ahmet Pekin, "Bu, TeliaSonera için önemli bir aşama, ama
Okuyucular bu tür yorumları, haklı olarak, şüpheyle karşılar. Bunun için, Financial Times gibi dünya çapında medya kuruluşları ait oldukları grubun şirketleriyle ilgili yorum yapmazlar. Haber yazarlar ve yorumu okuyucuya bırakırlar.Bugün bu altın kuralı çiğneyerek Enerji Piyasası Denetleme Kurumu EPDK'nın 28 akaryakıt dağıtım şirketine kestiği astronomik para cezasını eleştireceğim. Bu şirketlerden biri ve en büyük para cezasına çarptırılan Petrol Ofisi POAŞ'tır. Halka açık bir şirket olan POAŞ'ın % 54'ü, Milliyet'in de sahibi olan Doğan grubunundur.EPDK'nın kararı kamuoyunun iyi anlaması gereken bir skandaldır. Bir defa bu karar yanlıştır. Nitekim Danıştay bu değerlendirmeyi teyit etti ve perşembe günü kararı iptal etti. Kararı yanlış kılan, akaryakıt şirketlerine işlememiş oldukları bir suçtan dolayı ceza kesilmiş olmasıdır. Danıştay iptal kararında bunun da altını çizdi. Bunlar kadar yanlış olan bir şey, verilen cezanın büyüklüğüdür. Bir köşe yazarının ait olduğu grubun şirketleriyle ilgili yorum yazması hassas ve tartışmalı bir konudur. EPDK'nın 28 akaryakıt şirketine kestiği ceza 1.667 milyon liradır (1.2 milyar dolar). Bu rakam sektörün bu yıl yapmayı umduğu toplam kârdan
Bu yıl satılacak mı? Satılacaksa alıcısı kim olabilir? Özelleştirmeden de sorumlu olan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan Halk Bankası'nın bu yıl muhakkak satılacağını söyledi. Olabilir. Ama olmaya da bilir.Halk bir devlet bankasıdır ve bu özelliği dolayısıyla büyük müşterileri arasında arkasını güçlü siyasilere dayamış kimseler vardır. Bunlar ve onlara arka çıkanlar bankanın devletin kontrolünden çıkmasını istemezler.Halk Bankası'nın müşterilerinin büyük bir bölümü küçük ve orta boy işletmeler, yani, KOBİ'lerdir. Halk Bankası KOBİ'lere ucuz kredi veriyor. Gerçi özelleştirildikten sonra beş yıl daha bu kredilere devam edilecek. Ancak işletmeler gene de bu satışa memnuniyetle bakmayacaklardır. Bu yıl satılmak üzere özelleştirilme programına alınan Halk Bankası'yla ilgili iki soru sorulabilir. AKP'nin oy deposunda KOBİ'lerin hatırı sayılır bir yeri var. Bir seçim yılında Başbakan Halk Bankası'nı özelleştirerek bunların darılmalarını göze alır mı? Hiç sanmıyorum. Elektrik dağıtım ihalesinin yıldırım süratiyle iptalini hatırlayın.Hükümet Halk'ı bu yıl özelleştireceğine dair Uluslararası Para Fonu'na (IMF) söz verdi. Ama banka satılmadan da özelleştirme hedefi tutturulabileceği için Fon pek
Ama geleceğin, bir bankacının deyimiyle, "iyi ve parlak olacağı ümidiyle" sessiz sedasız, dünya devleri arasında bulunan birçok yabancı yatırım bankası Türkiye'de pozisyon aldı veya alma süreci içerisinde.Bu konuda yapılan en son iş Standard Chartered adlı bankanın, şirket satın alma ve evlilikleri konusunda ihtisaslaşmış Dünsas & Ünlü'yü satın alması.Türkiye'de temsilcilik açmış olan Lehman "bakınıyor." Credit Suisse de öyle.Merry Lynch Tatbank'ı, Morgan Stanley Guner Arıgil'i satın aldı. Citigroup muhtemelen Akyatırım üzerinden Sabancılarla beraber piyasaya girecek. Deutsche Bank birkaç yıl önce Bender'i alarak piyasaya ilk girenlerden biri olmuştu. Genelde Londra'dan hizmet veren ve Halk Bankası özelleştirmesinde danışman olan Goldman Sachs İstanbul'da bir üs arıyor mu, belli değil. Yakın zamana kadar yatırım bankacılığı alanına giren birçok iş Türkiye'de yapılmıyordu. Halen de yapılmıyor. Flört halinde bulunan büyük Türk aracı kurumları arasında Ata Yatırım Menkul Değerler var. Türkiye'yle ilgilenen bütün yabancı bankaların uğradığı Ata'nın projesi satın alınmak değil kendine stratejik bir ortak almaktır. "Yıllarca ve sabırla bu günleri bekledik" dedi bir üst düzey Ata
Esasında bu arayış yeni değil. Koçbank ile Yapı Kredi birleşmeden, hatta Yapı Kredi'nin Koçbank'ın sahibi olan Koç grubu ile Unicredit (İtalyan) tarafından Mehmet Emin Karamehmet'ten satın alınması daha bir proje iken başladı.Öğrendiğime göre iki adayla görüşüldü. Birisiyle iki defa kontrat imzalanma aşamasına gelindi. (Bu aday İtalya'da İtalyan ortaklarla mülakata tabi tutulmuştu). Ancak birincisinde maaş, diğerinde ise genel müdürün yetkilerinin sınırı konusundaki anlaşmazlık dolayısıyla atama yapılamadı.Ancak yönetimin Genel Müdür Kemal Kaya'nın yerine bir başka bankacıyı getirme arzusu değişmedi. Ortaklar arasındaki anlaşmaya göre genel müdürün tayini Türk ortağın yetkisindedir.Kaya, Koçbank'a Yapı Kredi'nin efsanevi genel müdürü Burhan Karaçam ile beraber gelmiş, Karaçam ayrıldıktan sonra, onun önerisiyle genel müdür olmuştu. Koçbank ile YKB birleşince Kaya birleşik kurumun da genel müdürü oldu. Yapı Kredi Bankasına yeni bir genel müdür aranıyor. Yapı olarak yumuşak bir kişiliğe sahip olan Kaya, eski Yapı Kredi'nin yönetim katında iken yatırımcılarla ilişkiler konusunda uzmandı. Kredi, kambiyo gibi konularda fazla deneyimi yoktur. Geçen ekimde yapılan ve Türkiye'de meydana
Işık sesten hızlı gittiği için bazı insanlar ağızlarını açıncaya kadar zeki imiş gibi görünürler.Sorun bilgisizlik değildir. Bildiğini sanmaktır.Sadece kendi kazancı için yaşayanın ölümünden dünyanın kazancı olur.Ümit, lambasını yakmış sabırdır.Hiddet, dilin kafadan daha hızlı çalıştığı duruma verilen isimdir.Tanrı'ya ait hiçbir şey para ile elde edilemez.Şarap, sıvı içine sıkıştırılmış ışıktır.Ayın en zor günü en son 29 günüdür.Dünya tarihinde kiralık bir arabayı yıkamış bir tek insan yoktur.Hayatta en hakiki mürşit ilim değildir.Hayat, var olmamanın sonsuzluğundan alınan bir izindir. Keyfini çıkarın.Ortalama bir kız, güzel olmayı akıllı olmaya tercih eder. Çünkü ortalama bir erkeğin gözlerinin kafasından daha iyi çalıştığını bilir. Hayatta hiçbir gayret sarf etmeden elde edilebilecek tek şey başarısızlıktır.Piyango, matematik bilmeyenlerden alınan bir vergidir.Sadece başkaları için yaşanan hayat yaşanmaya değer.Sonsuz olan sadece iki şey var: Kâinat ve insanın aptallığı; birincisi konusunda o kadar emin değilim.Bazen insan en büyük karşılığı, karşılıksız olanı elde etmeye öder.Milliyetçilik bir çocukluk hastalığıdır. İnsanlığın kızamığıdır.Kötümser, çok şey bilen
Sorun, özellikle AB'de öncelikle bir hal aldı. Bir şeyler yapılması konusunda kamuoyu baskısı şiddetleniyor. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Birliğin hazırladığı son iklim raporu koltuğunun altında, geçen hafta Washington'daydı. Küresel ısınmanın sorun olmadığını savunan ABD Başkanı George W. Bush'u çevreci olmaya ikna etmeye çalıştı. İnsan uygarlığının sonunu getirebilecek bu sorun konusunda hükümet, bakanlıklar, üniversiteler, Türkiye Bilimsel Araştırma Kurumu, Milli Güvenlik Kurulu acaba bir araştırma içine girdi mi diye kulağımı kabarttığımda ne duyuyorum? Derin, soğuk ve karanlık bir sessizlik, uzayın uçsuz derinliklerini andıran. Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş dönemini anımsatan, bir bilgiye dönük meraktan yoksunluk ve vurdumduymazlık içindeyiz. Avrupa Birliği ve Amerika'da küresel ısınma üzerine yapılan araştırmalar çığ gibi büyüyor. Bir başka gezegende yaşıyoruz sanki. Bizim iklimimiz başka, gâvurlarınki başka. Oysa AB'nin yeni iklim raporundan sızan bilgiler Türkiye'nin güney bölgelerinin ısının yükselmesinden yıkıcı bir biçimde etkileneceğini gösteriyor.Akdeniz sahilleri yazları o kadar sıcak olacak ki turist gelmeyecek. Türkiye tek kalemde elde ettiği en