Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sorun, özellikle AB'de öncelikle bir hal aldı. Bir şeyler yapılması konusunda kamuoyu baskısı şiddetleniyor. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Birliğin hazırladığı son iklim raporu koltuğunun altında, geçen hafta Washington'daydı. Küresel ısınmanın sorun olmadığını savunan ABD Başkanı George W. Bush'u çevreci olmaya ikna etmeye çalıştı. İnsan uygarlığının sonunu getirebilecek bu sorun konusunda hükümet, bakanlıklar, üniversiteler, Türkiye Bilimsel Araştırma Kurumu, Milli Güvenlik Kurulu acaba bir araştırma içine girdi mi diye kulağımı kabarttığımda ne duyuyorum? Derin, soğuk ve karanlık bir sessizlik, uzayın uçsuz derinliklerini andıran. Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş dönemini anımsatan, bir bilgiye dönük meraktan yoksunluk ve vurdumduymazlık içindeyiz. Avrupa Birliği ve Amerika'da küresel ısınma üzerine yapılan araştırmalar çığ gibi büyüyor. Bir başka gezegende yaşıyoruz sanki. Bizim iklimimiz başka, gâvurlarınki başka. Oysa AB'nin yeni iklim raporundan sızan bilgiler Türkiye'nin güney bölgelerinin ısının yükselmesinden yıkıcı bir biçimde etkileneceğini gösteriyor.Akdeniz sahilleri yazları o kadar sıcak olacak ki turist gelmeyecek. Türkiye tek kalemde elde ettiği en büyük geliri kaybedecek. Bölgedeki akarsular kurumaya yüz tutacak. Konya Ovası çöl haline gelecek. Öngörülemez bir gelecekte değil. Çocuklarımızın, hatta bugün 20'lerinde olanların yaşam döneminde bunların görülmesi olasıdır. Çok yakında ekonomi başka şekillerde de etkilenecek. Ve köklü olarak. Konya Ovası çöl olacak Atmosfere karbondioksit püskürtmek bedava bir faaliyet olmaktan çıkacak. Karbon vergileri gelecek ve bunu önce üreticiler, sonra tüketiciler ödeyecek. Atmosfere aşırı karbondioksit salan ülkelerin ve fabrikaların ürünleri boykot edilebilir. Havayı kirlettikleri için uçak şirketlerinin vergilendirilmesi gündemde. Bazı Avrupa ülkeleri Avustralya ve Uzakdoğu'dan gelen ürünlere, uzun yolda gemilerin ve uçakların ürettikleri karbondioksit için vergi uygulamayı tartışıyor. Şirketlerimiz, özellikle ihracat yapanlar, kendilerini hazırlamalıdırlar. Ama nerede?Biz müşteri uluslardanız. Başkalarının buluşlarının, yeniliklerinin, düşüncelerinin, ürünlerinin müşterisiyiz. Bankonun, yazarkasanın bulunduğu değil, diğer tarafındayız. Kendimiz ne buluyoruz ne yenilik arıyoruz. Düşünüyorsak düşüncelerimiz orijinal değil. Üretiyorsak patent başkalarına ait. Bu ülkeyi entelektüel olarak bu kadar dar ve sıkıcı yapan şey budur. Türkiye'de her sahada bilgili ve değerli insanlar var. Ama, onlar da herkes gibi yaratıcılığı, orijinalliği, bilimselliği ödüllendirmeyen düzenin esiridir.Türkiye doldurulmamış bir balon gibidir. Havalanamıyor, çünkü liderlerinde onu dolduracak nefes yok. mmunir@milliyet.com.tr Karbon vergisi ödeyeceğiz