Vietnam’da motosiklete kask zorunluluğu getirilmesinden sonra yollarda ölenlerin, ciddi yaralananların sayısı azaldı
Trafik kuralları sadece motorlu araçlar için mi yazıldı? Bugüne dek kırmızı ışıkta geçtiği için ceza kesilen bir tek yaya görmedim, yalnızca kulağıma çalınan efsaneler var.
Günlük işten dönüş rotam boyunca bazı yollarda insanlar kendini rasgele yola atıp araçların arasından karşıya geçmeye çalışıyor. Bu durum özellikle Taksim’de zirve yapıyor, Harbiye’de azalıyor ve bundan sonra da pek sorun yaşanmıyor; deliler hariç. Orada sanki trafik ışıkları yalnızca motorlu araçlar için dikilmiş, kendini yola atan atana. Bu tablonun yaşandığı alan da trafik polisi kaynıyor. Anlayamadığım şu: Yayalar kurallardan muaf mı? Espriyle karışık olan şu meşhur Taksim Meydanı deyişini tuşlamak lazım ama bu satırlar izin vermez.
Dar omuzlular ile kısa boylulara yasak kalktı
Kasksız motosiklet kullanmak da yasak ve cezaya tabi. Zaman zaman trafik polisi motosikletçilere yönelik kask operasyonları da yapıyor. Nedense bu operasyonlar dönem dönem bir furya şeklinde düzenleniyor. Sonunda sokak ve caddeler yine motosiklete kasksız binenlere kalıyor.
Üç milyon kişinin iPhone’unda büyük eğlence yaşatan Tap Tap Revenge oyunu, CD satışlarının düştüğü bir ortamda müzisyenlerin yeni umudu oldu
Meslek yaşamımda sanırım istediğim noktadayım. Yıllar önce, oyun oynayıp, zımbırtılar deneyip yazsam, üstüne bir de para kazansam diye hayaller kurduğumu hatırlıyorum. Motosiklete ilk başladığım günlerde, “Bir gün motosikletimle gezip, tozup yazacağım” diye düşündüğümü de hatırlıyorum. Evet, bu da oldu.
İşimin dış haberler bölümüne gelince; yıllarca editör olarak çalıştığım serviste, “Adım bir gün bu servisin lideri olarak künyeye girmezse gözüm açık giderim” dediğimi de hatırlıyorum. Artık gözüm açık gitmez. Başka ne istesem, ne düşünsem acaba?
Geçmişte bir gün “Müzik dinleyip, dinlediklerimi yazsam” dediğimi de hatırlıyorum. Henüz bu gerçekleşmedi, ama dikkat etmişsinizdir, son aylarda müzik ağırlıklı zımbırtılara, video oyunlarına daha çok yer veriyorum. Bakalım bu hafta ne varmış:
Müzik şirketleri düşen CD satışları ve bunun yerine geçemeyen online satışlar yüzünden kara kara düşünürken, merkezi Kaliforniya’da olan Tapulous isimli şirket, satışlara çare olabileceğini düşünüyor.
Apple’ın iPhone’u için uygulamalar geliştiren şirketin
Çiçek Yalçın’ın öyküsü motosiklete başlamak isteyen herkes için ilginç. Ancak bazıları için kötü örnek olabilecek noktalar da içeriyor. Bu yüzden uyarıyorum; 18 yaşından küçükler ve motosiklet karşıtı aileler okumasın!
Çiçek Yalçın 22 yaşında ve her türlü motosikleti kullanmaktan zevk alıyor; “Yaz, kış fark etmez. Ben trafiği de, soğuğu da, sıcağı da motor üzerinde öğrendim. Gideceğim yolda, sıkışık trafik varmış ya da çamurlu, toprak yolmuş diye bakmam” diyor.
İlk motosikleti Mayıs 2006’da aldığı Yamaha YBR 125. Çiçek, onun ifadesiyle
7 bin km. yol yaptığı bu “trafik faresiyle” ciddi bir kaza geçirmiş ve iki ay asfalttan uzak kalmış: “Bacağıma platin takıldı ve iki ay evden çıkmamam gerektiğini söylediler. Bir ay zor dayandım ve bastonumu, çadırımı alıp tek başıma Marmaris’e kaçtım. Ve tabii bir de motosiklet kiraladım.”
Kültür Üniversitesi Fizik Bölümü son sınıf öğrencisi olan ve bir grupta bas çalan Çiçek, bütün motosikletlerini kendi imkanlarıyla almaya çalışmış: “Annem ve babam mükemmel insanlar. İlk motosikletimi almamda yardımcı oldular ama kazadan sonra motoru bırakmam için desteklerini tamamen çektiler. İkinci motosikletim Honda Transalp’i aldıktan sonra dört
Barack Obama’nın Blackberry’si başkanlık seçiminin başlıca magazin konularından biriydi. Konumuz kim hangi cep telefonunu kullanıyor. Oprah Winfrey, ilk cep telefonunu geçenlerde aldığını açıklamış. Eva Longoria ise BlackBerry’den vazgeçmiyor
Cep telefonu, kullanımı maksimum özen ve dikkat gerektiren bir iletişim aracıdır. Mesaj niyetine yazdığınız her şey birgün aleyhinize delil olarak kullanılabilir. “Casusluk” özelliğine sahip düşman cep telefonlarından da ayrıca sakınmak gerekir.
Her neyse, ABD’de 44. başkan seçilen Barack Obama’nın Blackberry’si - ki kendisi bunu en kötü alışkanlıklarından biri olarak görüyor - başkanlık seçiminin magazin konularından biriydi; onsuz yapamıyormuş, elinden düşürmüyormuş falan, filan... Geçen hafta cep telefonu şirketi Verizon’un birkaç meraklı ya da kötü niyetli çalışanının, Obama’nın telefon kayıtlarına, faturalarına baktığı ortaya çıkmıştı. Bu eylem onların işine maloldu, kovuldular... Obama, Oval Ofis’e geçince Blackberry alışkanlığını en azından mesai saatleri içinde bırakmak zorunda kalacak. Çünkü elektronik ortamda yapılan yazışmalar Beyaz Saray’ın resmi yazışma ve güvenlik kurallarına uymuyor. Bir Amerikan başkanı resmi
Kask artık bir sapıklık klişesi. Artık bazı insanlar motorculara “kasklı sapık” diye bakabiliyor
Motosikletin medyada anlam ve önemi nedir? Sırasıyla şöyle anlatayım: Kadın motosiklekçiler, yarış kazanıyorsa Kenan Sofuoğlu, serseri motorcular, motosikletli kapkaççılar, kask takmadığı için ölenler ve şimdi de kasklı sapık.
Bir süre önce kaskımızdan utanır hale geldik... “Kasklı sapık” fenomeni motosikletli bir çocuğun da sonu oldu. İşinde gücünde motosikletli bir genç sapık diye linç edildi, öldürüldü Okmeydanı’ndaki 50 kişi tarafından. Benzincide pompacının “kasklı sapık” esprisine maruz kalan bir arkadaşım da kendini zor tutmuş.
Hâlâ en basit güvenlik standartlarını konuşuyoruz
Kaskı rahatlıkla bir sapıklık klişesi haline getirip kasklı, motorlu gördüğümüz herkese “Sapık mı acaba?” şüphesiyle bakabiliyor, internetten bulduğumuz herhangi bir siyahlı motorcu fotoğrafını “İşte sapık böyle biri” diye gazete sayfalarına basabiliyoruz. O kadar rahatız yani...
Son yıllarda birbiri ardına çıkan müzik temalı oyunlar, evleri sanal sahnelere çeviriyor, oyunculara “sanal müzisyen” olma şansı tanıyor
Daha önce Rock Band serisinden iki, Wii Music’ten bir kez bahseden ve Wii Music’in Türkiye’ye getirileceğinden haberdar olup da niye bir girişimci Rock Band 2’yi getirmiyor diye sızlanan ben, son bir kez daha çağrıda bulunuyorum; “Bu oyunu getiren iyi para kazanır” diye...
Geçenlerde Melis (Alphan) Paris’e gitmeden önce “Bir şey ister misin?” diye sordu. Ben utana sıkıla bir Rock Band 2 getirirsen hiç fena olmaz dedim. “Tamam” yanıtını verdiğinde, ben yine utana sıkıla “Ama kutunun içinde oyuncak bir davul seti, bir gitar, bir mikrofon, vs. var” diye devam edince gözleri faltaşı gibi açıldı; sesi titreyerek “getirmeye çalışırım” dedi. Ben sonra vazgeçtiğimi, söyledim.
Devasa ebatlardaki oyun Amazon’da 300 YTL’ye eşit dolara satılıyor. Gittigidiyor’daki fiyatıysa 735 YTL. Bu oyunu ebay veya amazon’dan almaya kalktığımızda bir 300 YTL daha nakliye ücreti vermek gerekiyor. Yine karşımıza 735 YTL’den daha ekonomik bir tablo çıkıyor: 600 YTL. Merak ettiğim bu kadar parayı verdikten sonra, gümrükte bir sorun yaşanıp yaşanmayacağı. Bilen varsa
Kymco’nun skuter modeli Xciting 250i, şık tasarımı, rahat selesi, gidon yapısı ve hiç de 250 cc gibi durmayan gücüyle kullanıcısına büyük motosiklet hissi veriyor
Xciting 250i ileri teknoloji motoru, gösterişli tasarımı, uzun sürüşlere uygun ergonomik yapısı ile bu sınıfta sıradışı bir noktada duruyor. Yüksek torklu motorun alt devirlerden itibaren güç üretmesi Xciting 250i’nin şehir kullanımında sürüşünü kolaylaştırıyor.
10 gün boyunca Milliyet kurye ekibinden arkadaşlarla denediğim Xciting 250i’nin rahat selesi ve gidon yapısı kullanıcıya büyük motosiklet sürüşü hissi veriyor. Ön gövde yapısı ve büyük camı da bu hissi tamamlıyor.
Sürüş kalitesini artıran diğer bir etken de bu skuterin yoldan hiç ayrılmamasını sağlayan süspansiyon yapısı. Ülkemizde yol şartları nedeniyle biraz sert olarak da algılanabilecek süspansiyonun bu özelliği sürüşte fazladan bir güvenlik sağlıyor. Xciting gerek düz sürüşte gerekse virajlı parkurlarda hiç yoldan ayrılmıyor.
22 BG güç üreten 249 cc hacimli ve üstten eksantrikli motor, yakıt enjeksiyon sistemi ile besleniyor ve 185 kg ağırlığındaki bu iri skuteri 140 km/s’e kadar hızlandırıyor. Daha fazla hıza erişmesi bir hız sınırlayıcı devre
Londra’daki Stuff Live zımbırtı fuarı ekonomik kirize rağmen bu yıl da ziyaretçi akınına uğradı
Ekonomik kriz tüm dünyayı kasıp kavuruyor. Kimse önünü göremiyor; bir yıl, bir ay sonra olabilecekleri öngöremiyor. Teknoloji şirketleri de dahil olmak üzere firmalar üretimlerini kısıyor, personelini azaltıyor. Kriz günleri gerçekten zor. Kriz, mriz şimdi boşverelim bunları; Londra’da düzenlenen İngiltere’nin en büyük “zımbırtı fuarı” Stuff Live bu yıl da ziyaretçiyle doldu taştı. Fuarın dikkat çeken zımbırtıları arasında, Star Wars’tan esinlenilerek yaratılan uçan bir koltuk, saatte 200 km hıza erişebilen elektrikli bir motosiklet, neredeyse bir ev parasına eşit pahada hoparlör sistemleri bu yılın ilgi çeken zımbırtıları arasındaydı. Ziyaretçiler, bu geleceğe dönük zımbırtıları deneyerek ekonomik krizin yarattığı baskıdan bir süreliğine kurtuldular. Zımbırtıların etiketlerinde yazan rakamlarsa teknoloji meraklılarını anında rüyadan uyandırdı.
PACEMAKER CEP MİKSERİ
Benim dikkatimi çeken ürünler arasında Pacemaker cep mikseri vardı. Mikser dediğime bakmayın, portatif bir DJ sisteminden bahsediyorum. Bir avuç içinden biraz daha büyük boyutlarda olan bu mikser, standart bir mikserde