Bir kez otomobilim oldu.
1996’da gazeteciliğimin başlarında, beni işe getirip götürmesi için daha önce Fransız filmlerinden hayran olduğum bir Renault 5 edindim.
Ancak bu küçücük otomobil bile, onun beni bir yere taşımasından ziyade benim onu bir yere götürdüğüm hissi ve stresten başka bir şey vermedi.
Vergisi, parkı, bakımı, kazası, sigortası, kaskosuyla otomobilin topyekün bir dert olduğunu düşünüyordum artık.
Bu maceram, otomobilin direksiyonuna yalnızca 5 kez oturmamdan ibaret kaldı.
Ondan sonra trafikle ilgim, taksi, toplu taşıma ve 2003’ten itibaren motosikletler çevresinde şekillendi.
Son birkaç yıldır bir bilimkurgu konsepti olmaktan çıkıp yollarda test bazında hayat bulmaya başlayan otonom yani sürücüsüz otomobillerin yörüngesindeyim.
Türkiye’nin en batısında ücra bir hudut karakolundan lezzetli bir yemek hikayesi...
Yedek subaylığımı 1995-96’da Bulgaristan sınırındaki Kocabayır Hudut Karakolu’nun komutanı olarak teğmen rütbesiyle tamamladım.
Komutamda, çoğu Doğu, Güneydoğu illerinden, bazısı gözden ırak olması için taburdan karakola gönderilmiş yaklaşık
40 asker vardı.
Bir gün denetime gelen tuğgeneral, karakolun güneş görmez bir noktasını çimlendirmemi istedi. “O alanda çim bitmediğini” söylediğimde generalin komutan tonlamasıyla yanıtı, “Ben anlamam, emredeceksin, çimlenecek” oldu.
Birkaç düzenleme ve gübreyle o alanın çimlenmesini sağladık.
Karakolda pişen yemeği önce ben tadar, Karslı aşçımız Mehmet’i servisten önce lezzete ince ayar vermesi için yönlendirirdim.
Bir gün yaptığı yemek, -ne tat, ne tuz-
Fenerbahçe’nin şampiyon olduğu Turkish Airlines Euroleague’in isim sponsoru THY’nin Başkanı İlker Aycı ve Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu, Abdi İpekçi’de Milliyet’le basketbol oynadı.
M. İLKER AYCI:
Dörtlü Final’in THY için medya reklam karşılığı 140 milyon euro. İsim sözleşmesini 2030’a kadar uzatabilirim
HİDAYET TÜRKOĞLU:
Yerli oyuncu havuzumuzu güçlendirmeye başladık. Genç oyuncular arenaya U18 altyapı ligi ve Basketbol Geliştirme Ligi’nde hazırlanacak
Bir süre önce kendisini “Startup Ülkesi” diye tanımlayan İsrail’de girişim ekosistemini incelemiş, bir dizi yazıda gözlemlerimi aktarmıştım.
Türkiye’de özellikle teknoloji alanında girişim ekosisteminin yetersizliği vurgu odaklarımdan olmuştu.
Silikon Vadisi’nin en aktif yatırım fonlarından 500 Startups’ın Türkiye uzantısı 500 İstanbul, henüz emekleyen teknoloji girişimlerini bulup onları maddi ve manevi anlamda uluslararası arenaya hazırlıyor.
Temmuz 2016’dan bu yana 21 startup’a yatırım yapan 500 İstanbul’un yönetici ortağı Rina Onur Şirinoğlu’yla Türkiye’nin girişim ekosistemi ve Türk startup’ların yatırım alarak dünya markası haline gelebilmesinin formüllerini konuştuk
500 Startups, ABD’de 2010’da kurulduğundan bu yana bin 600’ün üzerinde startup’a 330 milyon doların üzerinde bir yatırım yapmış.
Bu startup’lardan bazıları, Facebook, Twitter, Google, Microsoft, Adobe, Groupon, LinkedIn, Intel, Cisco ve Amazon gibi devler tarafından satın alınmış.
Türkiye kolu
500 Startups, 15-30 milyon dolar hacimli fonlarla, küresel başarı hikayeleri çıkarmayı hedefliyor.
Bu hafta sonu İstanbul son yılların en heyecanlı spor etkinliğine sahne olacak. Avrupa basketbolunun
en elit organizasyonu Turkish Airlines Euroleague’in Dörtlü Final’i İstanbul’da yapılacak.
Cuma ve Pazar günleri CSKA Moskova, Olympiakos, Fenerbahçe ve Real Madrid Avrupa’nın en büyük basketbol takımı
unvanını elde etmek için parkede son
kozlarını oynayacak.
Etkinliği bizim için daha da anlamlı kılan, geçen yıl Berlin’deki Dörtlü Final’de şampiyonluk kupasını son saniyelerde dramatik şekilde CSKA’ya kaptıran Fenerbahçe’nin bu yıl en büyük favorilerden olması.
Format değiştirerek gruplar yerine Avrupa’nın en üst düzey 16 takımının birbiriyle mücadele
2010’un ocak ayında İran’ın Natanz’daki nükleer tesisini teftiş eden Uluslararası Atom Anerjisi Kurumu müfettişleri, uranyumu zenginleştiren santrifüjlerin, eşi görülmemiş bir hızda bozulduğuna tanık oldu.
İranlı teknisyenler, müfettişlerin faltaşı gibi açılmış gözleri önünde bozulan santrifüjlerin yerine yenilerini takmakla meşguldü.
Nükleer konusunda zaten dünyanın belalısı bir ülkede nedeni anlaşılamayan bu arıza herkesin kafasını karıştırıp korkutmuştu.
5 ay sonra Belarus’taki bir bilgisayar güvenlik firması İran’daki birçok bilgisayarın kendi kendine çöküp, yeniden başlatıldığını ve bu işlemin istem dışı şekilde defalarca tekrarladığını tespit etti.
Bu problemin nedeni de İran’da sorun yaşayan sistemlerden birinde bazı kötü niyetli yazılımlar bulunana ve dünyanın ilk dijital silahı keşfedilene kadar gizem olarak kaldı:
Stuxnet, daha önce bilinen hiçbir virüs veya solucana benzemiyordu.
Bilgisayarları ele geçirip, onlardan bilgiler çalmıyordu.
Bilgisayarların kontrolündeki aletler aracılığıyla fiziksel zarar veriyordu.
Ofis çalışanlarının ortak derdi, sabah 9 akşam 6, birbirinin aynısı günler; akıp giden zaman ve bir de bakmışsın emeklisin. Reklam, gazete, teknoloji işlerinin mutfaklarında çalışanların, hesaplayabilecekleri bir mesaisi bile yok.
Masasına zincirlenmiş,proje zamanlarının çoğunu ofisinde sabahlayarak tamamlar; bir bakmışsın kalp durmuş, ömür bitmiş...
Son yıllarda danışmanlık, editörlük, teknoloji sektörlerinde çalışanlar, -giderek artan sayıda- işini ofisten bağımsız şekilde internet üzerinden yürütüyor.
Bazıları parasını binlerce kilometre ötede herhangi bir sahilde hamakta kurulmuş şekilde kazanıyor.
Bulut, güçlü bir internet bağlantısı, wi-fi, bir akıllı telefon ve kahve, ofise tüm prangaları bir çırpıda söküp atıyor.
Gezegen bizim
Arkadaşım
Dünyanın en önemli teknoloji merkezlerinden İsrail’de, teknoloji girişimciliğinin doğasını, geçen hafta 3 bölümlük “Startup Ülkesi” başlıklı dizide incelemiştik.
Bu seri sürerken İsrail’den çok değerli bir eposta aldım.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirmesinin ardından ihtisasını Çapa Üroloji Kliniği’nde, ilk asistan ve ilk mezun sıfatlarıyla yapan Daniel Yahya, bir “Startup Ülkesi” olmak için gerekenleri anlatıyordu.
Mektubu aktarıyorum:
“1969’dan beri İsrail’de yaşıyorum. İsrail’e göç ettikten sonra ülkede ve uluslararası tıp dünyasında tanındım.
Profesörlük unvanımı Technion Tıp Fakültesi’nden aldım.
Kurucusu oldugum Hilel Yaffe Tıp Merkezi Üroloji Kliniği’nin 20 yıl başkanıydım.
İhtisaslarını kliniğimde yapan 3 Türkiyeli genç doktoru üroloji uzmanı yetiştirdim.