Şu anda farkında olmasak da hayatımızın yükselen trendlerinden biri olan “networking”, benzer kafa yapısına sahip insanların bir araya gelmesi ve iş fırsatları yaratması olarak tanımlanıyor
Çağımızın vazgeçilmez
bir kavramı daha: Networking.
Ne kadar dilimize bu hali ile yerleşmiş olsa da Türkçesi
ağ kurmak veya ağ oluşturmak. “Networking” daha uzun haliyle benzer kafa yapısına sahip insanların bir araya gelmesi
ve iş fırsatları yaratması
olarak tanımlanıyor.
“Evet” dediğinizi duyar gibi oldum bu cümleye geçtiğinize göre. Bir araştırmaya göre sır içeren, provokatif sorular soran ve faydayı net belirten başlıklar okuyucuyu en çok çekenlermiş. Bu cümleyi de tamamladıysanız eğer şimdiye kadarki kısım oldukça başarılı gözüküyor
Ticari deha... Olmak ya da oldurmak... Oldurmak çok kolay olmasa gerek. Bu yüzden bu yazı size olmuş olanı sunuyor. 2.2 milyon kişinin çalıştığı bir perakende zinciri. Yanlış duymadınız,
2.2 milyon kişinin geldiği değil, alışveriş ettiği değil, çalıştığı bir şirket.
1962’de minik bir market olarak kurulan bu zincirin
ne kadar büyük olduğu konusunda biraz daha heyecanlanmak isterseniz... 2012’yi yaklaşık 450 milyar dolar gelir ile kapadı. Geçtiğimiz yıl gelir bakımından dünyadaki en büyük 3’üncü şirket oldu. 2011’de dünya üzerinde 9 bine yakın mağazası vardı.
Kurucusu Walton, “Başladığım
şey konusunda bir vizyonum yoktu fakat işimizi iyi yaptığımız ve müşterilerimize iyi davrandığımız sürece daima kendime güvendim, bizim için bir limit olmayacak’’ diyor.
“Aynı Güneşin Altında Tılsımlar” sloganıyla yola çıkan Argande, Güneydoğu Anadolulu kadınlarla tasarımcıları bir araya getiriyor. Bugüne dek 1500 kadın atölye çalışmalarında öğrendikleri marifetlerini sermayeye çevirmiş
Tünel’de yemyeşil bir bahçe içinde İsveç’ten alınıp da oraya konmuş bir bina. Soğuk İstanbul akşamında camlarından ışık süzülen odalar, kuyruklu piyanodan yükselen müzik... Dönen merdivenlerden çıktığınızda, her odada birbirleri ile gurur duyan insanlar... Bütün bunlar kulağa çok hoş gelse de 30 Ocak Çarşamba gecesinin anlamının yanında pek de sözü edilecek nitelikte değildi aslında. Çünkü Türkiye’deki en heyecan verici sosyal sorumluluk projelerinden birinin ikinci fazı lanse ediliyordu.
“GAP Bölgesi’nde Kadının Güçlendirilmesinde Yenilikler Projesi”nde ikinci aşama... Diğer bir deyişle “Argande”. İsmini Güneydoğu Anadolu topraklarının tek tanrıçasından alıyor. GAP bölgesinde yaşayan kadınların var olma projesi. Binlerce Güneydoğu Anadolulu kadının bir araya geldiği kocaman bir platform. Bu kadınlar evlerinden çıkıyorlar ve büyük bir ihtimalle ilk kez kendilerine gelir sağlayabilecek bir iş yapabiliyorlar. Üstelik basit bir
dikiş nakış değil. Moda
Amerika’da bir garajda iki kişinin kurduğu şirketten çıkan dünya devi, milisaniyelerle yeryüzündeki bütün bilgilere ulaşma imkanı, milyon dolarlık servete sahip masör. İşte Google ve hikayesinde dikkat çekenler...
Teknoloji ve internet sizin için biraz da olsa önemliyse belki de yeryüzündeki en hayran olunası şirket Google. Bir kutucuktan sonsuzluğa açılan kapı.
Google’ın ne kadar büyük olduğunu kanıtlarcasına misyonunu Google’da aratıyorsunuz ve ağzınız açık kalıyor.
‘’Dünya üzerindeki bilgiyi düzenlemek ve bu bilgiyi küresel olarak ulaşılabilir ve kullanışlı hale getirmek.’’ Nasıl da büyük bir amaç!
Dünyadaki en büyük kütüphane
Olabilecek en büyük sanal kütüphaneyi hayal edin. İçerisinde neredeyse bütün kitaplar, bütün filmler, bütün yazılar, bütün müzikler ve çok daha fazlası var. Google sizin için bütün bunları aklında depoluyor ve biriktiriyor. Üstelik dilediğiniz zaman dilediğiniz bilgiyi sorduğunuzda milisaniyelerle size bu bilgiyi sağlıyor. Belki de bunlardan daha da önemlisi bütün bu sayfaları kafasında puanlandırıyor, sizin yaptığınız geçmiş aramaları aklında tutuyor ve en uygun olan sayfaları sıralıyor.
Bu, yeniliğe aç olan insanlık için çelişkili bir durum gibi gözükse de şüphesiz ki bir yanımız değişen dünya içinde nostaljiyi arıyor
Bir yandan 7’den 70’e dünyada neler oluyor merakla takip ediyoruz, aldığımız telefonları birkaç ayda eskitiyoruz, hızlı ve stresli yaşıyoruz. Öte yandan yoğunluğun içerisinde kaçılan köy yaşantısı evlerine “butik otel”, eskinin kıyafetlerine “retro” diyoruz, onlara hayranlıkla bakıyoruz.
Gramafon formlu iPhone
Woody Allen’ın “Paris’te Geceyarısı” filmini izlediyseniz, bu çelişkinin nasıl olduğunu gözünüzde daha da net canlandırabilirsiniz. Kahramanımız Gil, güzel nişanlısı ve son model gözüken yaşantısıyla soluğu Paris’te alır. Tek başına bir geceyarısı Paris sokaklarındayken başına gerçeküstü olaylar gelir. Bir at arabası onu Hemingway’in olduğu geçmişe götürür. Gil bu hayattan daha çok keyif aldığını fark eder.
Van Gogh Alive sergisi... “Çerçeve yok, içindesin” sloganı ile Ankara’da ve İstanbul’da uzun süre kalan bu sergide, dört tarafınız dijital ekranlarla kaplı büyük bir salondasınız. Star Wars olsa daha yerinde olur belki ama ekranlara yansıtılan Van Gogh’un kronolojik hikayesi, düşündükleri ve bu dönemlerde yarattığı eserler.
Amatör bir fotoğraf, çekenin dahi haberi olmadan nasıl bir saatte yüz binlerce kişi arasında yayılıp da dünya basını tarafından kullanılabilir?
Dünya her gün içinde yaşayan bizleri şaşırtabilecek kadar gelişiyor ve büyüyor. Öte yandan ilişkiler, küçülen bir alanda birbirine yaklaşıyor. Şüphesiz bu ilişkiler arasındaki köprüyü kuran en önemli etken çağımızın sosyal ağları. Facebook, Twitter, Youtube ile başlayan ve her gün onlarcası hayatımıza eklenen internet üzerinden iletişim kurmamızı sağlayan parçalarımız. Ne kadar da mutlu olduk hepimiz belki de hiç karşılaşmayacağımız ilkokul, ortaokul arkadaşlarımız bizi arkadaş olarak bulup eklediklerinde. Bizim dünyamızda her şey mikro boyutta anlamlı olsa da, makro boyutta sosyal ağın yarattığı etki çok daha dikkat çekici.
Dünyanın en kalabalık üçüncü ülkesi Facebook
Yeryüzünde bugün 1 milyardan fazla kişinin Facebook hesabı var. Bu demek oluyor ki Çin ve Hindistan’dan sonra dünya üzerindeki en kalabalık ülke Facebook. Bugün Lady Gaga, Justin Bieber ve Katy Perry gibi ünlü şarkıcıların takipçi sayısı Almanya’nın, Türkiye’nin ve daha birçok ülkenin toplam nüfusundan fazla. Peki bu kadar çok insan bir arada, birbiri ile