Mekteb-i Mülkiye, daha yeni adıyla Siyasal Bilgiler Fakültesi 160. kuruluş yılını kutluyor. 1859 yılında eğitime başlayan İstanbul’daki okul, devlete çağdaş yöneticiler yetiştirmek amacıyla kurulmuştu. 6 padişah, 12 cumhurbaşkanı, 61 hükümet gördü. Devleti yönetenlerin yasalarla ters düştükleri dönemlerde başkaldıran ilk kurumlardan biri oldu.
Padişah II. Abdülhamit saltanatının ilk yıllarında Mülkiye’yi destekliyordu. Adını “Mekteb-i Mülkiye-i Şahane” yapmıştı. Muhalefet hareketleri başlayınca ‘Şahane’ lakabını geri aldı. 1897 yılının Şeker Bayramı’nda okul müdürü öğrencileri “Padişahım çok yaşa” diye bağırtmaya çalışınca isyan çıktı. Padişahın gönderdiği şekerler ayaklar altında ezildi.
Mülkiyeliler, baskıcı egemenleri hiçbir zaman alkışlamadılar. Her türlü keyfi yönetime karşı devletin ve halkın çıkarlarını savundular. Bu yüzden okul yıllardır sağ iktidarların hışmına uğruyor. Kurşunların, hoyrat baskıların, kıyımların hedefi oluyor... Ama ne yapılsa fayda etmiyor.
Termik santrallere filtre takma zorunluğunun Meclis kararıyla 2.5 yıl daha uzatılmasını eleştirirken CHP milletvekillerinin beşte dördünün oylamaya katılmadıklarını anlatmış, özellikle Muğla milletvekillerinin oylamada hazır bulunmamasını garipsemiştik.
CHP Muğla Milletvekili Mürsel Alban, açıklama yaparak kardeşini kaybettiğini, oylama günü cenazeyle meşgul olduğunu anlattı. Arkadaşları Burak Erbay ve Suat Özcan da cenazeye katıldıkları için oylamaya gelememişler. Diğer CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin ise Bütçe Plan komisyonundaki görüşmelerde görev aldığında oylamada hazır bulunamadığını söyledi bize. Başsağlığı diledik kendilerine.
İşçi kökenli bir milletvekili olan Süleyman Girgin’le ayrıca termik santrallerin durumunu konuştuk.
Girgin, Muğla’daki üç santral; Kemerköy, Yeniköy ve Yatağan’da baca gazı arıtma tesisi bulunduğunu, santraller özelleştirilmeden önce bakanlık tarafından anlık ölçümler yapıldığını ve kamuoyuna açıklandığını anlattı. Ancak özelleştirmeden sonra
Termik santrallere filtre takma zorunluluğu Meclis kararıyla 2.5 yıl daha uzatıldı. Muhalefet milletvekilleri Meclis’teki oylamaya gelmediler. Yasa 217’ye 37 gibi büyük bir çoğunlukla geçti. Bu kadar çok muhalefet milletvekili neden oylamaya katılmadı? Acaba tehdit mi aldılar? Nereden mi çıkardık bu tehdit meselesini? CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç sorumuz üzerine anlatıyor.
“Benim fotoğrafımı Kahramanmaraş’taki termik santralin yemekhanesine asarak işçilere hedef göstermişler. İddialarına göre termik santral bu nedenle kapanır veya bir süre üretimden çekilir de işçiler mağduriyet yaşarsa sorumlusu ben olacağım. Yetmemiş, beni arayıp taciz ve tehdit etsinler diye telefonumu da dağıtmışlar. Dahasını söyleyeyim, AKP Kahramanmaraş milletvekili Ahmet Özdemir’ i bile tehdit etmişler.”
Ali Öztunç, bu baskılara rağmen oylamaya katıldı ve “ret” oyu verdi. Ancak CHP milletvekillerinin beşte dördü oylamaya gelmedi. En kirli il olan Muğla’nın 4 CHP’li milletvekili de (Burak Erbay, Süleyman
Sene 2004 olmalı... Kadir Topbaş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine yeni başlamış. Genç İşadamları Derneği TÜGİAD, Topbaş’ı bir konuşma yapması için Sheraton Oteli’ne davet etmiş. Biz de oradayız. Topbaş konuşmasını yaptı. Sonra yemeğe geçildi. Bir ara baktık Kadir Bey’in yanına iki genç kız gelip oturdu. Bir süre konuştular. Kızlar biraz heyecanlıydı. Derken ikisi birden ağlamaya başlamasın mı? O ağlarken Topbaş başını iki yanına sallıyor: “Olmaz, izin veremem, kesinlikle olmaz” gibi sözler sarf ediyordu. Sonunda öğrendik ki iki hanım kız Hattat Holding Başkanı Mehmet Hattat’ın kızları olup Maslak’ta mühürlenen “Diamond of İstanbul” adlı gökdeleni kurtarmaya çalışmaktalar. Aradan yıllar geçti. Çok macera yaşandı. Hattat’ın 18 arsa hediye ettiği İBB, direnmekten vazgeçti, imar planını meclisten geçirdi. Ancak bu defa mahkeme iptal etti. Derken dün gazetelerde haber: “Çevre Bakanlığı yeni imar planı hazırladı... Bu proje İstanbul’a büyük katkı sağlayacak”...
İs
Milletvekilleri söylemeye gerek yok; kendilerine avanta(j) sağlayan konularda son derece uyumlu ve gayretlidir...
Daha önce bakmakla yükümlü oldukları eş, çocuk ve ana babalarına kanunla bedava sağlık hizmeti sağlamışlardı. Şimdi buna ‘bakmakla yükümlü olmadıkları’ varlıklı ana babalarıyla 25 yaşını geçen bekâr kız çocuklarını da ekliyorlar.
Bu ayrıcalık sadece fiili ve emekli milletvekilleriyle sınırlı değil. Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay’ın mevcut ve emekli üyeleri de aynı hakka sahip. Yeni düzenlemeyle, atanmış bakanlar da kafileye ekleniyor.
Daha önce yapılan düzenlemelerle milletvekillerinin 8 olan diş implant hakkı 12’ye çıkarılmış, aileleriyle birlikte diplomatik pasaport alma hakkı verilmişti.
Milletvekilleri ayrıca hem vekil hem emekli maaşı alabiliyor.
Dünyanın hiçbir demokrasisinde milletin vekiline böylesine ayrıcalıklar sağlanmış değil. Düşünün; adam bir biçimde milletvekili olmuş. Ama dönem sonunda beğenilmemiş, vekillikten uzaklaştırılmış. Bu adamın hem cebine diplomatik pasaport koyuyorsunuz, hem
Sözcü gazetesi yazarı Rahmi Turan, “Köşke çıkan CHP’li” yazısını gizli kaynağa dayandırmıştı. Bu kaynağın Türktime adlı internet sitesinin sahibi ve yazar Talat Atilla olduğunu açıklamak zorunda kaldı. Talat Atilla ise kaynağının bir CHP’li olduğunu söylüyor ancak açıklamamakta direniyor...
Basın Kanunu der ki: “Gazeteci... haber kaynaklarını açıklamaya ve bu konuda tanıklık yapmaya zorlanamaz.”
İfade özgürlüğünü korumaya yönelik bu ilke zaman zaman kötüye kullanıldığı için ‘Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne şu madde konuldu:
“Kaynağı tarafından açıkça yanıltıldığı durumlarda gazeteci kaynağını açıklayabilir.”
“Türkiye’nin ilk milli yerli uçak projesi, İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde yapılan bir törenle tanıtıldı. Projeyi yürütecek STM’nin Genel Müdürü Davut Yılmaz, 32 ve 70 kişilik yerli yolcu uçakları için yaklaşık 1.5 milyar dolar yatırım yapılacağını açıkladı. Tamamen yerli imkânlarla üretilecek olan 60-70 yolcu kapasiteli milli uçağın, yolcu uçağı haricinde ambulans uçak, deniz karakol uçağı, VİP uçak, askeri nakliye uçağı olarak da kullanılabileceği açıklandı.”
Yukarıdaki haber 18 Mayıs 2015 tarihinde, genel seçim öncesinde gazetelerde yer almıştı. Uçağın tanıtımını Başbakan Ahmet Davutoğlu yapmış, ilk partide üretilecek 10 uçağın 2019 yılında 29 Ekim’de havada olacağını söylemişti. Yıl bitiyor. Uçaktan haber yok. Neden yok? Proje sürüyor mu? Bugüne dek ne kadar para harcandı? İlk uçuş ne zaman? Bir açıklaması olmalı...
ATEŞ
Milletvekilliği yapmış olan Yılmaz Ateş, İl Disiplin Kurulu kararıyla partisinden ihraç edildi. Ateş, bir TV
Dipsiz Göl kuşkusuz acıklı bir mizah hikâyesi...
Gümüşhane’nin Taşköprü yaylasında yer alan Dipsiz Göl’ün dibinde define bulunduğunu iddia eden iki kişi valilikten izin istiyor. Valilik ilgili kurumlardan görüş alarak bu izni veriyor. Gölün suyu resmi görevlilerin tanıklığında boşaltılıyor. Tabii define falan bulunamıyor. Skandal duyulunca telaşa kapılan valilik alelacele gölü toprakla dolduruyor. Bu arada izni veren Vali Bey, baş sorumlunun kendisi olduğunu unutarak kazıya imza veren memurlara görevden el çektiriyor. Eleştiriler üzerine Çevre Bakanı Murat Kurum olaya el koyuyor, bölgenin sit alanı ilan edileceğini açıklıyor. Ortadan kalkmış olan göl böylece korumaya alınıyor! Çevre Bakan Yardımcısı Prof. Mehmet Emin Birpınar, bölgeye giderek incelemeler yapıyor ve ardından şu demeci veriyor:
“Gölü eski haline getirmek için üniversitemizden rapor isteyeceğiz. Dipsiz Göl’ü tekrar eski haline getireceğiz. Kar yağışları yeterli olmazsa göle tankerlerle su takviyesi yapacağız.”
Yasaya