Mekteb-i Mülkiye, daha yeni adıyla Siyasal Bilgiler Fakültesi 160. kuruluş yılını kutluyor. 1859 yılında eğitime başlayan İstanbul’daki okul, devlete çağdaş yöneticiler yetiştirmek amacıyla kurulmuştu. 6 padişah, 12 cumhurbaşkanı, 61 hükümet gördü. Devleti yönetenlerin yasalarla ters düştükleri dönemlerde başkaldıran ilk kurumlardan biri oldu.
Padişah II. Abdülhamit saltanatının ilk yıllarında Mülkiye’yi destekliyordu. Adını “Mekteb-i Mülkiye-i Şahane” yapmıştı. Muhalefet hareketleri başlayınca ‘Şahane’ lakabını geri aldı. 1897 yılının Şeker Bayramı’nda okul müdürü öğrencileri “Padişahım çok yaşa” diye bağırtmaya çalışınca isyan çıktı. Padişahın gönderdiği şekerler ayaklar altında ezildi.
Mülkiyeliler, baskıcı egemenleri hiçbir zaman alkışlamadılar. Her türlü keyfi yönetime karşı devletin ve halkın çıkarlarını savundular. Bu yüzden okul yıllardır sağ iktidarların hışmına uğruyor. Kurşunların, hoyrat baskıların, kıyımların hedefi oluyor... Ama ne yapılsa fayda etmiyor. Mülkiye ruhunu koruyor. O çatının altından geçenler o ruhu yaşatıyor.
160 onurlu yıl... Öğrencisine, hocasına, mezunlarına kutlu olsun...
Ceren’i uğurlarken...
Ordu Üniversitesi öğrencisi Ceren Özdemir, akşam evine dönerken kalbinden bıçaklanarak öldürüldü. Katil zanlısı ilk ifadesinde kurbanını rasgele seçtiğini söyledi. Pek öyleye benzemiyor. Öyle de olsa kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığını biliyoruz.
Kimileri çözüm için idamı geri getirmekten söz ediyor. Kimileri cezaları ağırlaştırmaktan.
İdamın olmadığı, cezaların çok hafif olduğu Batı ülkelerinde kadın böylesine ağır saldırı altında değil. Demek cezalar tek başına çözüm değil.
Kadınları hedef haline getiren bir siyasi ve sosyal iklim var ülkede.
Gittikçe ağırlaşan bu iklim hangi kaynaklardan besleniyor?
Hangi mahrumiyetler, hangi çelişkiler, hangi çaresizlik, hangi yanlış eğitim insanları suç makinesine dönüştürüyor?
Oluşturulan kültür hangi yanlışları içeriyor?
Ekranlarda siyasi gevezelikler yerine...
Esas bunları tartışmamız gerekiyor.
HARÇ
Vergi uzmanı Ozan Bingöl diyor ki:
“Sadece son 10 yılda (2019’a kadar) yurt dışı çıkış harçlarından yaklaşık 1 milyar lira gelir elde edilmiş olup, bu tutarın tamamı kanun gereği TOKİ’ye aktarılmıştır.”
Neden TOKİ? Ne ilgisi var TOKİ’nin yurt dışına çıkış harçlarıyla?
Ozan Bingöl anlatıyor:
- Aralarındaki tek ortak nokta “harç” tır. TOKİ de inşaatlarda harç kullanıyor malum...
PAKET
Millet Meclisi’nin sürekli ayrıcalık peşinde koştuğu, üyelerin 4 yıllık vekillik süresini ömür boyu saltanata dönüştürmek için hiçbir demokraside görülmemiş avantajlar peşinde koştuğunu herkes biliyor. Bu arada ilginç bir şey daha öğrendik. Lokantadaki fiyatların ucuzluğu yetmemiş... Bazı vekiller yemekleri paket yaptırıp eve de götürüyormuş. Bu kadarı biraz fazla değil mi?
HEKİM
İstanbul Kadıköy’de, Moda Aile Sağlığı Merkezi’nde görev yaparken hukuksuz yere görevden alınan aile hekimi Eyüp Borucu’nun davasında mahkeme yürütmeyi durdurma ve işe iade kararı verdi.
Doktor Borucu’nun hastaları ve Moda sakinleri, muhtar Zeynep Ayman’ın önderliğinde hekimin geri gelmesi için imza kampanyası yürütmüştü. Karar ma-halle halkını mutlu etti. İstanbul’da aynı durumda, sözleşmesi feshedilmiş 19 hekim daha var ki onların da göreve iadesi gerekir.
SU
Su tasarrufu gündemdeyken... Japonya’dan bir fikir... Japonya’da umumi tuvaletlere müzik yayını konmuş.
Sebebi mi? Tuvalete girince hoş olmayan sesler çıkarmaktan kaygılanan kişiler gereksiz yere sifonu çekiyor ya da sesi bastırsın diye musluğu açıyorlarmış da ondan...
