Göndermek de zor!

31 Ekim 2019

Arada bir kapıları açıp mültecileri Avrupa’ya göndermek gündeme geliyor. Acaba bu ne kadar mümkün?

Biz sınır kapılarımızı açarak isteyen çıksın diyelim. Komşu ülke (ya da ülkeler) sınır kapılarını kapatırsa sığınmacılar o ülkeye nasıl girecek? Sınırlarda kontrolleri kaldırdık diyelim. Acaba mültecilerin ne kadarı Türkiye’den ayrılıp Avrupa’da macera aramak ister?

Türkiye’de iyi kötü bir düzen kurmuş insanları istenmedikleri ülkeye zorla gönderebilir misiniz? Uluslararası hukuka göre ülkenize sığınmış insanları, bırakın üçüncü ülkeleri, zorla kendi ülkelerine bile gönderemezsiniz. Bu gerçeği biz de biliyoruz ve daha geçenlerde altına imza attık. Soçi’de Rusya ile imzaladığımız mutabakatın 8 maddesi bakın aynen ne diyor:

“Mültecilerin güvenli ve gönüllü şekilde geri dönüşlerini kolaylaştırmak maksadıyla ortak çalışma yapılacaktır.”

Yazının Devamı

Gizli defter...

29 Ekim 2019

Atatürk’ün Büyük Taarruz sırasında aldığı notları kapsayan 8 no.lu not defteri, İlker Başbuğ’un Genelkurmay Başkanlığı dönemindeki araştırmalarda bulunmuştu. İlker Başbuğ bu not defterinde dikkat çeken satırları bir konferansta açıkladı...

Atatürk henüz 1922 yılında diyor ki:

- Türkiye devletinin temelleri bugün kurulacak değildir. O sarsılmaz temeller binlerce sene evvel kurulmuştur. (Osmanlı’nın yerine Türkiye devletinin kurulacağı o zamandan aklındadır.)

Atatürk devam ediyor:

‘Temeller çok sağlam, o temellerin üstüne yeni bir bina kuracağız.’

“Bu binanın dört tane ana sütunu, taşıyıcı sütunu olacak...

Ana sütunlardan birincisi ‘eğitim’... İkinci sütun ‘iktisat’. Üçüncü sütun ‘sanat’. Dördüncüsü ‘imar’, şehirleşme...”

Atatürk not defterinde bir mektep ne öğretir diye sormuş... 4 konu yazmış:

Yazının Devamı

Kâr-zarar hesabı!

26 Ekim 2019

ABD ve Rusya ile Ankara ve Soçi mutabakatlarından kimler kârlı, kimler zararlı çıktı? Televizyonların malum konukları geceleri uzun uzun bu soruyu tartışıyor. ABD ve YPG’nin geri çekilmesine bakarak, “Türkiye kârlı çıktı” diyen var, YPG’nin ABD ve Rusya tarafından silahlarıyla korumaya alınmasına bakarak başarısız olduk diyen var. Sorunun cevabı nereden baktığınıza bağlı. Neticeye bakarsanız... Bugün hâlâ 4 milyona yakın mülteci bizim ülkemizde yaşıyor. Bunların bir iki milyonunu eritsek de en az yarısı yarınlarda bu ülkede kalacak. Kaldı ki o iki milyonu da nasıl eriteceğiz? Resulayn’da güvenli bölgede sığınmacılar için şehir kurmak kolay mı? IŞİD kamplarının sorumluluğu ne kadar mali yük getirecek? Bunun da hesaplanması gerekir... Resulayn - Telabyad bölgesine öncelikle ÖSO militanları ve ailelerinin yerleştirileceği söyleniyor. Peki, kuşatılan teröristler ne olacak? Soçi görüşmeleri sırasında İdlib’e giden ve Şam birliklerini ziyaret eden Esad Kuzeye doğru bir harekât başlatacağı sinyalini

Yazının Devamı

Sınır rahatladı

24 Ekim 2019

Zaman bu defa lehimize işledi... İzlenen politika olumlu sonuç verdi. ABD/PYD/YPG sınırımızdan uzaklaştırıldı. Sınır güvenliği Türkiye, Rusya ve Suriye’nin gözetimine terk edildi. Rusya bölge liderliğindeki gücünü yükseltti. Putin, Şam ile Ankara’yı ileriye dönük iş birliği açısından yakınlaştırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi koyduğu hedeflere ulaşmakta başarılı sayılıyor.

Ancak bazı hedefler gerçekleşmedi; PYD / YPG yok edilemedi. Esad da yerinde duruyor.

Gelinen noktada yine geleceğe dönük birçok soru işareti mevcut. Mesela...

Sınırdan çekildikten sonra YPG’liler ve silahları ne olacak? YPG ayrı bir güç olarak varlığını sürdürecek mi?

Yazının Devamı

Müzmin hastalık!

22 Ekim 2019

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugün Soçi’de Rusya Devlet Başkanı Putin ile yapacağı kritik görüşmenin sonuçları beklenirken... Geçen hafta sonu Ankara’da Amerikan heyetiyle yapılan görüşmelerin tartışmaları da sürüyor.
En yoğun tartışma “güvenli bölge”nin sınırlarına ilişkin olandır. Bizim taraf Fırat’ın doğusunda 444 kilometre uzunluğunda, 30 kilometre eninde bir alanı güvenli bölge talebimiz olarak tanımlarken... Çeşitli kaynaklar ABD/PYD’nin bize sadece Tel Abyad ile Resulayn arasındaki 120 kilometreyi bıraktığı görüşünde. E. Gen. Nejat Eslen esas noktaya işaret ediyor:
- Nasıl olur da ABD ile Ankara’da yapılan ve saatlerce süren görüşmelerde bir harita üzerinde anlaşmaya varılmaz. Nasıl olur da en önemli konu orada karara bağlanmaz. Ben anlamadım...
İkinci merak konusu... ABD’nin PYD/YPG’ye binlerce ton silah verdiği aylarca yazıldı. Bu silahların akıbeti ne olacak?
Bir kritik noktaya da Onur Öymen değiniyor. Diyor ki:
- PYD/YPG’nin sınırın 30 kilometre güneyinden daha aşağıda terör

Yazının Devamı

Top Rusya’da!

19 Ekim 2019

ABD ile Türkiye anlaştı. Türkiye’nin istediği güvenli bölgeyi kabul etmiş görünen ABD, bir yandan da müttefiki YPG’yi ateş altında kalmaktan kurtararak güvenceye aldı.

Varılan anlaşmaya göre... YPG 120 saat içinde güvenli bölgeden çekilecek. Ellerindeki silahların alınması yanında mevzileri kullanılamaz hale getirilecek, tahkimatı yıkılacak.

Pekii... Daha önce verdiği sözleri pek tutmayan ABD bu defa tutacak mı? YPG silahları kime teslim edecek? Daha önce Şam ile anlaşan PYD/YPG şimdi nasıl bir yol izleyecek? Bunlar bilinmiyor...

Bilinen bir şey varsa o da şu: Şam ve Moskova, Suriye toprağında Türkiye’nin varlığını istemiyor.

Güvenli bölgede sığınmacılar için şehirler kurulması ne Rusya, ne Şam’ın gündeminde var. Bundan sonra artık Türkiye’nin Suriye topraklarından çekilmesi konuşulacak. Ortadoğu’da oyun kurucu artık Rusya olacak...

Bu bağlamda baş ağrıtıcı bir soru: Türkiye’nin bugüne dek ön saflara sürdüğü (Şam’ın terörist kabul ettiği) ÖSO ile bağları nasıl şekillenecek?

Yazının Devamı

YPG teslim oldu mu?

17 Ekim 2019

Emekli diplomat Onur Öymen Ortadoğu sohbetimize kimi meslek anılarıyla başlıyor:

- Biz deneyimli diplomatlar olarak Ortadoğu ülkelerinde görev alacak genç diplomatlara öncelikle şu tavsiyede bulunurduk:

“Bize her gün orada ne olup bittiğini yazın ancak geleceğe ilişkin yorum yapmayın. Çünkü o dünyada yarın ne olacağını kimse bilemez, tahminde bulunanlar da mahcup olur.”

Nitekim Suriye cephesinde rüzgârın yönü her gün değişiyor. Son durum...

Yazının Devamı

Sırttan bıçaklanmak!

15 Ekim 2019

Amerika ile Rusya... Kürtler ile Esad... Filistin ile İsrail... AB ile Avrasya ülkeleri... Birbiriyle ilgisiz ya da itişen unsurlar Barış Pınarı operasyonuyla birlikte karşımızda birleşiyor. KKTC bile karşı tarafa geçerek, “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” özdeyişini sarsaladı. Ama biz en çok Arap Birliği’ne kızıyoruz. Arap ülkelerinin kınayıcı tavrına sinirleniyoruz. Sebebi? Çünkü son dönemde Müslümanların birbirini kollayacağı yönünde bir algı yaratıldı. Galiba o algının yerle bir olmasını hazmedemiyoruz. Oysa hatırlayınız... İki yıl önce Afrin Harekâtı sırasında da Arap Birliği olumsuz tavır almış, Genel Sekreter:

“Türk ordusunun operasyon gerçekleştirdiği Afrin’deki durumu endişeyle takip ediyoruz” diye açıklama yapmıştı.

Arap Birliği o çizgisini sürdürüyor.

Ne olursa olsun, biz üslubumuza dikkat edelim.

“Arap ihaneti”, “Araplar sırtımızdan bıçakladı” gibi ırkçı sloganlarla tüm Arap halklarını karşımıza almayalım. ABD

Yazının Devamı