Sene 2004 olmalı... Kadir Topbaş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine yeni başlamış. Genç İşadamları Derneği TÜGİAD, Topbaş’ı bir konuşma yapması için Sheraton Oteli’ne davet etmiş. Biz de oradayız. Topbaş konuşmasını yaptı. Sonra yemeğe geçildi. Bir ara baktık Kadir Bey’in yanına iki genç kız gelip oturdu. Bir süre konuştular. Kızlar biraz heyecanlıydı. Derken ikisi birden ağlamaya başlamasın mı? O ağlarken Topbaş başını iki yanına sallıyor: “Olmaz, izin veremem, kesinlikle olmaz” gibi sözler sarf ediyordu. Sonunda öğrendik ki iki hanım kız Hattat Holding Başkanı Mehmet Hattat’ın kızları olup Maslak’ta mühürlenen “Diamond of İstanbul” adlı gökdeleni kurtarmaya çalışmaktalar. Aradan yıllar geçti. Çok macera yaşandı. Hattat’ın 18 arsa hediye ettiği İBB, direnmekten vazgeçti, imar planını meclisten geçirdi. Ancak bu defa mahkeme iptal etti. Derken dün gazetelerde haber: “Çevre Bakanlığı yeni imar planı hazırladı... Bu proje İstanbul’a büyük katkı sağlayacak”...
İstanbul’da yargının iptal kararı böylece aşılmış oluyor. Ancak bu ucube yapının bitirilmesi için daha çoook para lazım. Bakalım bulunacak mı? Bakalım 15 yıllık bu macera nasıl bir sona ulaşacak...
Eski general!
Meclis görüşmeleri sırasında CHP Milletvekili Engin Altay, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan “General eskisi” diye söz ediyor. Bunun üzerine sert tartışmalar çıkıyor. Bir emekli asker dostumuz telefonda diyor ki:
- Meclis’te gereksiz tartışmalarla vakit öldürülüyor, oysa sorulacak ciddi sorular var. Örneğin 2018 yılında gazetelerde haber yayımlandı: “Altay tankı 18 ay sonra teslim” denildi. Bir yıl sonra yani geçenlerde teslimin 24 ay sonra yapılacağı yolunda haberler çıktı. Bu gecikme neden?
Bir başka konu... Gölcük’te inşası süren Türk-Alman yapımı Piri Reis denizaltısı 2020 yılında teslim edilecekti. Şimdi teslimin 2022’ye kaldığı haber veriliyor...
Bu gecikmeler neden kaynaklanıyor? Bu tür konuların gündeme getirilmesi ve konuşulmasını bekliyoruz...
NAKİL
Gaziantep Şahinbey İlçesi İyinacar Camii imamı Fadıl Yılan, Şeker Bayramı vaazında şöyle konuştu:
“Kurtuluş mücadelesinde bizi kandırdılar. Şöyle kahramanlık yapılmış, böyle kahramanlık yapılmış. Yunanlıları denize döktüler. Nerede döktüler? Hepsi yalan, keşke o gün savaşı kaybetseydik, belki Osmanlı’yı daha sonra yeniden kurabilirdik.”
İmamın konuşması video aracılığıyla sosyal medyada yayınlandı. Şikâyetler üzerine soruşturma açıldı. Sonuç dün il müftülüğü tarafından şikâyetçilerden Uğur Kalkan’a bildirildi:
“Sözü geçen imam başka bir ilçeye nakledilmiştir.”
İmam, komşu ilçe Şehit Kamil’e nakledilmiş...
SBF
Geçen hafta yapılan “Mekteb-i Mülkiye” konulu sempozyumu Mülkiyeliler Birliği’nin protesto ettiğini, mezunların, AÜ Rektörü Prof. Erkan İbiş’in onur kurulu üyesi olmasını utanç olarak gördüğünü yazmıştık. Çünkü Prof. İbiş, Mülkiye’nin 21 öğretim üyesinin gerekçesiz olarak ihraç edilmesinin baş sorumlusu olarak görülüyor. SBF Dekan Prof. Orhan Çelik bir açıklama yaptı. O gün toplantıyı basma girişiminde bulunan öğrencilerin SBF dışından geldiğini belirterek, bu saldırıları kınadı. Mülkiyelilerin protestosu haklıydı. Ancak, (kimin marifetiyse) protestonun şiddet eylemine dönüşmesi aynı ölçüde haksız ve yanlıştır.
VEKİL
Ticaret Bakanlığı’nın bütçesinin görüşüldüğü komisyonda şu gerçek ortaya çıktı.
Ticaret Bakanlığı’nda 89 üst düzey görev “vekâleten” yürütülmektedir.
Oysa vekâleten yürütme sakıncalı bir iştir.
Astları o kişinin asaleten atama şartlarına sahip olmadığını ya da o göreve layık görülmediğini düşünür. Disiplini sağlamak zorlaşır. Vekil, geleceği belirsiz olduğu için güvenli hareket edemez. İşler aksar.
Böyle pek çok sakıncası vardır.