<#comment>#comment>Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in görev süresi sona erdiği 2000 yılında müthiş bir tartışma başlamıştı:
- Demirel giderse mahvoluruz!
Birçok aklıselim sahibi yazar da bu koroya katılmıştı.
Baba gitti, Türkiye bitmedi. Tersine hayırlara vesile oldu.
Kirli bir aile fotoğrafı siyasetin en üst basamağından aşağı indirildi.
Şimdi benzeri tartışma Başbakan Bülent Ecevit etrafında dönüyor:
- Eşimle birlikte Topkapı Sarayını gezmeye gittik... Sarayı "Harem, Müze, Hazine" diye üçe bölmüşler. Her bir bölüm 15 milyon liraya geziliyor. İki kişinin Topkapı Sarayını gezmesi böylece 90 milyonu buluyor... Olacak şey mi?Topkapı Müzesi Müdürü Filiz Çağman Hanımefendiyi bulup durumu sorduk... Dedi ki:- Turistler için her bölüme giriş 15 milyon liradır. Bu doğru. Ama Türk vatandaşları SSK, Emekli Sandığı vs. kartlarını göstererek indirimli tarifeden yararlanır, her bölümü 5 milyon liraya gezebilirler. - Diyelim ki adam işsiz... Ve hiçbir sıfatı yok...- Ben işsizim derse kapıdaki görevliler ona da anlayış gösterirler...- Öğrenci ve öğretmen?- Öğrenci, öğretmen, er, 65 yaşın üstü, basın, hepsi ücretsizdir.- Sayın Çağman bir günde kaç kişi ziyaret ediyor Sarayı?- Yaklaşık 10 bin kişi...- Yerli yabancı oranı?- Bu sayının yaklaşık 3 bini yabancıdır, 7 bini yerli. Bu 7 bin yerli vatandaşın da yüzde 90ı ücretsiz ziyaretçidir.- Yabancılar için 15 milyon lira normal mi?- Normaldir... Müzeler haftasında Topkapıyla ilgili çarpıcı bir şikâyet: Hastalık Ecevitin vücudunda mı? Hayır... Hastalık Türkiyenin Ecevitsiz yönetilemeyeceğini düşünen kafalarda... Günün fıkrası... - Nerde bu devlet,
<#comment>#comment>Müzeler haftasında Topkapı’yla ilgili çarpıcı bir şikâyet:
- Eşimle birlikte Topkapı Sarayı’nı gezmeye gittik... Sarayı "Harem, Müze, Hazine" diye üçe bölmüşler. Her bir bölüm 15 milyon liraya geziliyor. İki kişinin Topkapı Sarayı’nı gezmesi böylece 90 milyonu buluyor... Olacak şey mi?
Topkapı Müzesi Müdürü Filiz Çağman Hanımefendi’yi bulup durumu sorduk...
Dedi ki:
- Turistler için her bölüme giriş 15 milyon liradır. Bu doğru. Ama Türk vatandaşları SSK, Emekli Sandığı vs. kartlarını göstererek indirimli tarifeden yararlanır, her bölümü 5 milyon liraya gezebilirler.
- Diyelim ki adam işsiz... Ve hiçbir sıfatı yok...
Hemen ve ilk olarak belirtmeliyim ki, 83 sene önce müstevlilere karşı ilk istiklal hareketini başlatan ve bunda da büyük muvaffakiyet elde ederek mazlum milletlere önder olan milletim ve memleketim bugün yine o müstevlilere esir düşmüş haldedir. Etrafa bakıldığında vatan topraklarımızı çiğneyen yabancı asker çizmelerinin görünmüyor olması kimseyi aldatmamalıdır. Zira günümüzde işgaller eskiden olduğu gibi topla - tüfekle değil, NATO, IMF, Dünya Bankası, AB gibi kuruluşlar aracılığıyla o ülkenin siyasileri, siyaseti ve ekonomisi ele geçirilerek yapılmaktadır. Bugün siyasetimiz de, siyasetçilerimiz de ekonomimiz de 80 yıl önce kovup attığımız müstevlilerin eline geçmiştir. Yine üzülerek belirtmeliyim ki, millet iradesinin tek tecelligahı Büyük Millet Meclisinin pek çok yetkisi elinden alınıp yabancılara devredilmiştir.Devleti ele geçiren bir avuç işbirlikçi hırsız, uğursuz, soyguncu memleketi adeta talan etmekte, daha acısı yaptıkları yanlarına kâr kalmaktadır. Bir dönem kendisine umut bağlanan bir siyaset adamının sırf biraz daha koltukta kalabilmek uğruna düştüğü şu son durum ise hakikaten yürek yakmaktadır.Gençler, bütün bu ahval ve şerait içinde memleketin umudu yine sizsiniz.
<#comment>#comment>Gençler; 2002 senesinin 19 Mayıs günü Anıtkabir’den baktığımda memleketin manzara -i umumiyesi aynen şöyledir.
Hemen ve ilk olarak belirtmeliyim ki, 83 sene önce müstevlilere karşı ilk istiklal hareketini başlatan ve bunda da büyük muvaffakiyet elde ederek mazlum milletlere önder olan milletim ve memleketim bugün yine o müstevlilere esir düşmüş haldedir. Etrafa bakıldığında vatan topraklarımızı çiğneyen yabancı asker çizmelerinin görünmüyor olması kimseyi aldatmamalıdır. Zira günümüzde işgaller eskiden olduğu gibi topla - tüfekle değil, NATO, IMF, Dünya Bankası, AB gibi kuruluşlar aracılığıyla o ülkenin siyasileri, siyaseti ve ekonomisi ele geçirilerek yapılmaktadır. Bugün siyasetimiz de, siyasetçilerimiz de ekonomimiz de 80 yıl önce kovup attığımız müstevlilerin eline geçmiştir. Yine üzülerek belirtmeliyim ki, millet iradesinin tek tecelligahı Büyük Millet Meclisi’nin pek çok yetkisi elinden alınıp yabancılara devredilmiştir.
Devleti ele geçiren bir avuç işbirlikçi hırsız, uğursuz, soyguncu memleketi adeta talan etmekte, daha acısı yaptıkları yanlarına kâr kalmaktadır. Bir dönem kendisine umut bağlanan bir siyaset adamının sırf biraz daha koltukta kalabilmek
- Emlakbanka ödediğim son kredi borcumdan 500 bin TL borcum kalmıştı. Emlakbank Halkbanka devredildi. Üç ay kadar önce Halkbanktan bir mektup aldım. Benden, 500 bin TL borcumu istiyorlardı. Bankaya gitmeye üşenince ikinci bir mektup geldi. Faiziyle birlikte borcum 600 bin lira gibi bir rakama yükselmişti. Üşendiğim için onu da ödemedim, son olarak dün yeni bir mektup daha aldım. Borcum bu kez "812 bin" liraya yükselmişti... Banka çok sıkı takipte... Acaba borcum "812 milyar lira" olsa bu hassasiyeti gösterecekler miydi? Gösterseler bankalar bu duruma gelirmiydi? Ne dersiniz? Siyasetçi, bürokrat, hortumcu işbirliği ile kamu bankalarından 30 milyar dolar hortumlandı. Paraları batakçılara aktaran banka yöneticileri af yasasıyla kurtarıldı. Hortumlanan paraların geri alınması için bankaların çaba göstermediği söylenirken... Ankara büromuzdan bir arkadaşımız anlatıyor: Bir genç kız için en zor şey, bir erkeğe niyetinin ciddi olduğunu anlatabilmektir. Dilenciler... Çevremizde olup bitenler Bertrand Russelın bu sözünü hep doğrular...Memurun gözü masa komşusundadır. Mahalle sakininin gözü komşusunun evine giren çıkanda. Ve hedefi böyle küçük tutanlar genelde yerinde sayarlar. Dilenciler
<#comment>#comment>Siyasetçi, bürokrat, hortumcu işbirliği ile kamu bankalarından 30 milyar dolar hortumlandı. Paraları batakçılara aktaran banka yöneticileri af yasasıyla kurtarıldı. Hortumlanan paraların geri alınması için bankaların çaba göstermediği söylenirken... Ankara büromuzdan bir arkadaşımız anlatıyor:
- Emlakbank’a ödediğim son kredi borcumdan 500 bin TL borcum kalmıştı. Emlakbank Halkbank’a devredildi. Üç ay kadar önce Halkbank’tan bir mektup aldım. Benden, 500 bin TL borcumu istiyorlardı. Bankaya gitmeye üşenince ikinci bir mektup geldi. Faiziyle birlikte borcum 600 bin lira gibi bir rakama yükselmişti. Üşendiğim için onu da ödemedim, son olarak dün yeni bir mektup daha aldım. Borcum bu kez "812 bin" liraya yükselmişti... Banka çok sıkı takipte... Acaba borcum "812 milyar lira" olsa bu hassasiyeti gösterecekler miydi? Gösterseler bankalar bu duruma gelirmiydi? Ne dersiniz?
Bir genç kız için en zor şey, bir erkeğe niyetinin ciddi olduğunu anlatabilmektir.
Araştırma Almanyadaki 330 bin Türk ailesiyle (yaklaşık 1 milyonu aşkın insan) yüz yüze görüşme yöntemiyle yapılmıştı. Anket Almanyada okuyan Türk öğrenciler aracılığıyla yürütülmüştü. Çalışmanın belli başlı sonuçlarını şöyle özetleyebiliriz:- Almanyadaki Türkler arasında laiklik derecesi şaşırtıcı biçimde yüksektir. Türklerin yüzde 77si Hıristiyanlığı da eşit bir din olarak gören hoşgörülü İslamiyete inanmaktadır. (Sonuç şöyle değerlendiriliyor: Dinci partilerin Almanyadaki Türkler arasında hiç şansı yok)- Türkler Alman medyasına yüzde 36, Türk medyasına ise yüzde 25 oranında güven duyuyorlar.- Alman kurumlarına karşı güven duygusunda en düşük oran Federal Almanya ordusuna aitti. Türklerin ancak yüzde 26sı Alman ordusuna güven duyuyorlardı. (Araştırmacılar bunun sebebini bulamıyoruz dediler.)- Almanyadaki Türklerin yüzde 78i çocuklarının bu ülkedeki geleceğinin kendilerinden daha iyi olacağına inanıyorlar. Konrad Adenauer Vakfı "Almanyadaki Türkler" adlı araştırmasını önceki akşam İstanbulda Goethe Enstitüsü binasında açıkladı. Su (H2O) 2 hidrojen ve 1 oksijenden oluşur. Onu su yapan üçüncü bir unsur vardır ki, ne olduğunu hiç kimse bilmez. Günün fıkrası... - Buyrun Sayın