İç düşmanlar

21 Ağustos 2002


<#comment>Silahlı kuvvetlerimize Awacs uçakları alındı... Tank ve helikopter alımları yapılıyor.
Doğrusu ülkenin dış düşmanlara karşı savunulması için fedakârlıktan kaçınmıyoruz.
Ama fazla işe yaramıyor... Neden?
Çünkü ülkeyi dış düşmanlar değil iç hortumcular ve hazine yağmacıları çökertiyor da ondan...
Ülke dışa karşı savunmalı... Ama içerden vuruluyor... Siyasetçi (koltuk desteği karşılığı) hazine soyguncuları ile anlaşıp ülkeyi soyduruyor. Acı ama gerçek...

Yazının Devamı

Kemal ve Kemal

20 Ağustos 2002

- IMF politikalarına artık mecburuz. Uygulamam diyebilecek bir parti tanımıyorum...Yani... Artık bir avuç IMF kredisi için vermeyeceğimiz taviz yoktur...Mustafa Kemal Türkiyesi yola "tam bağımsızlık" şiarıyla çıkmıştı.1950den bu yana sürdürülen ve Cumhuriyeti geri çevirmeye çalışan politikalar semeresini verdi. Türkiye kayıtsız şartsız IMFye bağlandı. Tam bağımlı oldu.Mustafa Kemali çoktan terk ettik, Derviş Kemale sarıldık.Başımız dik, alnımız açık değil artık... Sadece avucumuz açık. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Masum Türker diyor ki: Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen sonuç; cahiller tarafından yönetilmektir. Aydınlık Bodrum Osman Öndeşin geçenlerde yayımlanan "Bodrumda Yağma" adlı kitabı, akıcı bir üslupla, hem tarih dersleri veriyor hem Bodrumun adını açıklıyor. Daha önceki adları Zefiria, Halikarnas ve Petronia imiş. Son adı olan Petronia dilimize Bodrum diye dönmüş... Petronia = Bodrum pek uymuyorsa da halk uydurmuş.Pek iyi olmamış... Milyonlarca insan tatilini Bodrumda geçirir... İçki içer, denize girer... Ama bu aydınlık ve masmavi yurt köşesine neden Bodrum gibi karanlık bir ad verildiğini çoğunluk bilmez... Şanzıman dağıldı... - Hanım mum nerede? diye

Yazının Devamı

Kemal ve Kemal

20 Ağustos 2002


<#comment>Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Masum Türker diyor ki:
- IMF politikalarına artık mecburuz. Uygulamam diyebilecek bir parti tanımıyorum...
Yani... Artık bir avuç IMF kredisi için vermeyeceğimiz taviz yoktur...
Mustafa Kemal Türkiyesi yola "tam bağımsızlık" şiarıyla çıkmıştı.
1950’den bu yana sürdürülen ve Cumhuriyet’i geri çevirmeye çalışan politikalar semeresini verdi. Türkiye kayıtsız şartsız IMF’ye bağlandı. Tam bağımlı oldu.
Mustafa Kemal’i çoktan terk ettik, Derviş Kemal’e sarıldık.

Yazının Devamı

Heeey yabancı!

18 Ağustos 2002

Güney Afrikada iş görüşmesi yapan bir Türk işadamı son gün sinemaya gitmeye niyetleniyor. Bir büyük sinemanın önünde kuyruğa giriyor. İnsanlar tuhaf tuhaf bakıyorlar:- Beyefendi, siz yabancısınız galiba ?- Evet, nereden anladınız?- Burada beyazlar kuyruğa girmezler, en öne geçer biletlerini alırlar.Adam gişeci kıza eğiliyor.. Bir koltuk rica ediyor. Kız şaşkın:- Beyefendi, siz yabancısınız galiba... Burada beyazlar, koltukta değil, balkonda otururlar. Adam balkona çıkıyor. Ne var ki filmin yarısında fena halde çişi geliyor... Kalkıp tuvalete yönelirken, bir iki adım atmadan önü kesiliyor:- Burada beyazlar, tuvalete gitmez ki, balkondan aşağı işeyiverirler.Adam iyiden iyiye şaşkın, bakıyor başka çare yok, balkondan aşağı şrrrr diye koyveriyor. Derken aşağıdan bir zencinin gür sesi:- Heeey yabancııı...Adam şaşkın, aşağı eğilip zenciye bakıyor. Zenci öfkeli.- İnsan sadece birinin kafasına etmez ki, şöyle bir serpiştirir. Bu memlekette sosyal adalet var, sosyal adalet!... Sosyal demokrasi nedir? Kapitalist toplumda sosyal adalet nasıl sağlanır? Aşağıdaki örnek olay bu sorulara yanıt teşkil ediyor! Amerikanın nereye gittiği belli değil ama oraya çok hızlı gittiği kesin. Seri

Yazının Devamı

Heeey yabancı!

18 Ağustos 2002


<#comment>Sosyal demokrasi nedir? Kapitalist toplumda sosyal adalet nasıl sağlanır? Aşağıdaki örnek olay bu sorulara yanıt teşkil ediyor!
Güney Afrika’da iş görüşmesi yapan bir Türk işadamı son gün sinemaya gitmeye niyetleniyor. Bir büyük sinemanın önünde kuyruğa giriyor. İnsanlar tuhaf tuhaf bakıyorlar:
- Beyefendi, siz yabancısınız galiba ?
- Evet, nereden anladınız?
- Burada beyazlar kuyruğa girmezler, en öne geçer biletlerini alırlar.
Adam gişeci kıza eğiliyor.. Bir koltuk rica ediyor. Kız şaşkın:

Yazının Devamı

MKE cinayeti

17 Ağustos 2002

Kırıkkaleli tuhafiyeci Mehmet Kandemirin yukardaki sözlerini dün gazetede okuyunca gözlerimize inanamadık... Silah ve cephane imal eden MKE en parlak ve en kârlı KİTlerimizden biri değil miydi? Binlerce işçisiyle Kırıkkaleye hayat vermiyor muydu? MKE ve Kırıkkale birden nasıl biter?Soruları MKEde yetkili Özdemir - İş Sendikasının Kırıkkale Şube Başkanı Ergin Ersan yanıtlıyor:- 4 - 5 yıl öncesine kadar 17 bin işçinin çalıştığı MKE fabrikalarında bu sayı şimdi sadece 4 bin 293. Dönemin hükümetleri ile dönemin MKEde örgütlü olan Türk Metal Sendikası, erken emeklilikte anlaşarak binlerce işçiyi 35 - 40 yaşlarında emekli ettiler. Hem işçi hem de gelir düşünce Kırıkkale büyük sıkıntıya girdi. -İyi de koskoca MKE neden bu hale düştü? - Bilinçli bir şekilde gerekli yatırımlar yapılmadı, modernizasyona gidilmedi. Adeta Kurumun batırılması için özel gayret sarf edildi. Örneğin geçenlerde devlet, polis ve jandarma için yurtdışına 40 bin tabanca siparişi verdi. Oysa bu siparişi MKEye verebilirdi, ne kalite ne fiyat açısından hiçbir kaybı olmazdı. Bu örnekler çoğaltılabilir. MKE başkalarının kazanması için kasıtlı olarak batırılmıştır. Pek çok tesisimiz aynı akıbete uğratılmıştır... Kırıkkale

Yazının Devamı

MKE cinayeti

17 Ağustos 2002


<#comment>‘Kırıkkale bitti. Makine Kimya Endüstrisi bitti. Burası emekliler memleketi oldu...’
Kırıkkaleli tuhafiyeci Mehmet Kandemir’in yukardaki sözlerini dün gazetede okuyunca gözlerimize inanamadık... Silah ve cephane imal eden MKE en parlak ve en kârlı KİT’lerimizden biri değil miydi? Binlerce işçisiyle Kırıkkale’ye hayat vermiyor muydu? MKE ve Kırıkkale birden nasıl biter?
Soruları MKE’de yetkili Özdemir - İş Sendikası’nın Kırıkkale Şube Başkanı Ergin Ersan yanıtlıyor:
- 4 - 5 yıl öncesine kadar 17 bin işçinin çalıştığı MKE fabrikalarında bu sayı şimdi sadece 4 bin 293. Dönemin hükümetleri ile dönemin MKE’de örgütlü olan Türk Metal Sendikası, erken emeklilikte anlaşarak binlerce işçiyi 35 - 40 yaşlarında emekli ettiler. Hem işçi hem de gelir düşünce Kırıkkale büyük sıkıntıya girdi.
-İyi de koskoca MKE neden bu hale düştü?
- Bilinçli bir şekilde gerekli yatırımlar yapılmadı, modernizasyona gidilmedi. Adeta Kurum’un batırılması için özel gayret sarf edildi. Örneğin geçenlerde devlet, polis ve jandarma için yurtdışına 40 bin tabanca siparişi verdi. Oysa bu siparişi MKE’ye verebilirdi, ne kalite ne fiyat açısından hiçbir kaybı olmazdı. Bu örnekler

Yazının Devamı

Anakent gaspı

16 Ağustos 2002

Ali Müfit Gürtuna Belediye Başkanlığına geldikten kısa süre sonra bu alana bir atık su ön arıtma tesisi temeli atıldı. Tesis biyolojik arıtmayla gerçek temizlik yaratmayacak, sadece pislikleri parçalayarak boruyla denizin dibine sevk edecekti... Dostlar alışverişte görsün cinsinden bir yatırımdı...***Temel atıldı... Dolgu alanı üzerine 6 - 7 tane kocaman yapı inşa edildi. Pislikleri (kakaları) parçalayıp denizin dibine sevk etmek için bu kadar teşkilata ne gerek var anlamadık. Ama daha anlaşılamaz bir şey oldu. Binaların etrafında kalan dönümlerce alan da duvarla çevrilerek tesise dahil edildi. Milyonlarca insanın yararlandığı bir spor ve gezinti alanı tesiste çalışacak 20 - 30 kişiye özel bahçe haline getirildi.Sayın Müfit Gürtuna... İşe yarayacağı çok kuşkulu bir tesis için onlarca dönüm araziyi yok ettiniz. Bir o kadar araziyi de özel alana çevirerek gasp ediyorsunuz. Halkın yeşil alanını lütfen geri veriniz. Halkın tepkisizliğine güvenip haksızlığa başvurmayınız. Yazıktır ve ayıptır... Kadıköy - Moda arasındaki sahil Nurettin Sözenin Belediye Başkanlığı sırasında dolduruldu. Yeşillendirildi. Bir yürüyüş ve dinlenme alanı yaratıldı. Çay bahçeleri açıldı. Beton İstanbulda

Yazının Devamı