Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Masum Türker diyor ki:
- IMF politikalarına artık mecburuz. Uygulamam diyebilecek bir parti tanımıyorum...
Yani... Artık bir avuç IMF kredisi için vermeyeceğimiz taviz yoktur...
Mustafa Kemal Türkiyesi yola "tam bağımsızlık" şiarıyla çıkmıştı.
1950’den bu yana sürdürülen ve Cumhuriyet’i geri çevirmeye çalışan politikalar semeresini verdi. Türkiye kayıtsız şartsız IMF’ye bağlandı. Tam bağımlı oldu.
Mustafa Kemal’i çoktan terk ettik, Derviş Kemal’e sarıldık.
Başımız dik, alnımız açık değil artık... Sadece avucumuz açık.

Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen sonuç; cahiller tarafından yönetilmektir.


Milyonlarca insan tatilini Bodrum’da geçirir... İçki içer, denize girer... Ama bu aydınlık ve masmavi yurt köşesine neden Bodrum gibi karanlık bir ad verildiğini çoğunluk bilmez...
Osman Öndeş’in geçenlerde yayımlanan "Bodrum’da Yağma" adlı kitabı, akıcı bir üslupla, hem tarih dersleri veriyor hem Bodrum’un adını açıklıyor. Daha önceki adları Zefiria, Halikarnas ve Petronia imiş. Son adı olan Petronia dilimize Bodrum diye dönmüş... Petronia = Bodrum pek uymuyorsa da halk uydurmuş.
Pek iyi olmamış...

Nasrettin Hoca karanlıkta kalmış...
- Hanım mum nerede? diye soruyor...
- Sağ tarafında konsolun üstünde, diyor kadın...
Hoca kızgın:
- Hanım bu karanlıkta sağımı solumu nereden bulayım...
Türkiye aynı durumda. Karanlıkta sağı solu kaybettik. Nedir sol, kimdir solcu?
"Düzeni çalışan kesimler lehine değiştirmek isteyen."
IMF nedir? Düzeni çalışanların aleyhine değiştiren, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan mekanizma...
Karanlıkta sağımızı solumuzu kaybettik. Derviş solun umudu oldu! Varın hesap edin gerisini...

Lig maçlarını aktaran sevgili Digitürk spikerleri... Spikerin baş görevi izleyiciye görüntüyü tamamlayan bilgiler vermektir. Seyirci (bazı arkadaşlarınızın yaptığı gibi) sizden boş yere yırtınmanızı değil bilgi vermenizi istiyor. Sezon yeni açıldı. Yerli yabancı tanınmayan yığınla futbolcu geliyor ekrana... Kimdir, kaç yaşındadır, hangi takımdan gelmedir, yabancıysa hangi ulustan, daha önce hangi takımlarda oynamış vs... Ayrıca yeni futbol kurallarıyla ilgili bilgi de vermelisiniz... Unutmayın uygar seyirci bilgilendikçe keyiflenen seyircidir...

Şu aralar partilerde büyük bir telaş gözleniyor. Telaşın nedeni, seçimler için en iyi, en çarpıcı sloganları bulup vatandaşın oyunu çarpmak... Pardon kapmak. Ancak bulunan sloganlara bakıyoruz; dandik... Hizmette sınır tanımayan gazeteci Fahrettin Fidan, bir nevi memleket hizmeti olarak ürettiği sloganları dikkatlere sunuyor:

İstiyorsan sahip olmak iyi bir işe, şişkin bir cebe...
Haydin vatandaş, oylar Receb’e...

Mahkûm olmak istemiyorsan bir lokma kuru ekmeğe, bir baş kuru soğana...
Daha ne düşünüyorsun ey vatandaş; oylar tabii ki Erdoğan’a...
***
Daha da büyüttüler yoksulluğunu, ıstırabını, acını...
Getir iktidara, kurtar hem kendini hem Bacı’nı...

Çarşambanın gelişi bellidir salıdan...
Kurtarayım sizi diye sesleniyor Bacı’nız Yeniköy’deki yalıdan...
***
Kalmadı vatandaşta ne hal, ne mecal, ne bet ne beniz...
4 Kasım’da Deniz geliyor Deniz...

Deniz’le Kemal el ele, omuz omuza, tek yürek...
Ey vatandaş, bundan iyisi ballı börek...
***
Yalan söylüyor hepsinin dili, kalmadı artık hiçbirinin pili...
Daha ne düşünüyorsun ey vatandaş, seç - kurtul; İsmail’i...

Kurtulmak istiyorsan yoksulluktan, yağmur, çamur ve selden...
Ver oyunu İsmail’e, vizesi Brüksel’den...
***
İstemiyorsan başında hırsız, uğursuz, hortumcu, deveyi havuduyla yutan...
İşte karşında yalanı - dolanı yok, gözü - gönlü tok Recai Kutan.

O ne yalancı ne çapkın ne hercai...
İşte karşınızda sizin gibi, sizden biri; İşte Recai.

Kemal Derviş ABD’den ekonomiyi kurtarmaya geldi, şimdi Deniz Baykal’ı kurtarıyor.