Takside Vivaldi

27 Ağustos 2003

<#comment>
<#comment>
Taksinin plakası: 34 TCD 12.. O Sürücünün adı Cihan Şahin... Etiler Umut Taksi'ye bağlı imiş... Okurumuz Kemal Gençay taksiye bindiğinde kulağına klasik müzik çarpınca önce sesin TRT 3'ten geldiğini sanmış. Meğer teyp çalıyormuş. Şoför arkadaş askerliğini Trabzon bando bölüğünde yaparken klasik müziğe ve özellikle Vivaldi'ye sevdalanmış. Teypte Dört Mevsim'i çalarken anlatıyormuş:
- Michael Kennedy yönetiyor bu parçayı. Buraya gelmişti, İtalyan kültürde karşılaşmıştık, beni İngiltere'ye davet etti. Ama bence o biraz ticari olmuş, abisi Nigel Kennedy hâlâ çok iyi Vivaldi yorumcusu.

Metroya girip çıkmak için geçen süre, metrodaki yolculuk süresinden fazla ise İstanbul'dasınız demektir.

Yazının Devamı

İşgal diyaloğu!

26 Ağustos 2003

<#comment>
<#comment>
Soru: Amerika Irak'ta işgalci güç mü? Soruya Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün geçen gün Milliyet'te yer alan yanıtı: Amerika ne yazık ki savaştan sonra işgalci durumuna düştü.
Soru: Bizim Irak'a asker göndermemizi isteyen kim?
Yanıt: Cümle âlemin bildiği gibi, Abdullah Gül' ün bile "işgalci" olduğunu itiraf etmek zorunda kaldığı Amerika.
Soru: İşgalci ülkenin isteğiyle işgal edilen ülke topraklarına asker gönderen ülke de işgalci olmaz mı?
Soruya, aynı Abdullah Gül' ün aynı röportajından: Şayet biz Irak'a gidersek işgalci hüviyetimiz kesinlikle olmaz.

Yazının Devamı

Ahiret hizmeti!

24 Ağustos 2003

<#comment>
<#comment>
Elele Yapı iki mimar, bir inşaat mühendisi tarafından İzmit'te kurulmuş. Verdiği hizmet; mezarlık yeri yapım ve bakım hizmetleri.
Neler miymiş bunlar?
Mevcut kabirin bakım ve temizlenmesi... Yeni ağaç, bitki, çiçek dikim ve bakımı...İlave toprak koyumu... Yabani otların temizlenmesi... Yeni mezar yeri yapımı... Mermer başlık yapımı... İsim levhası yapımı.
Şirket, bir kabir için bir yıllık bakım ve temizleme işini 20 milyon, her ilave yeni kabir yeri bakım ve temizleme işini de 15 milyona yapıyormuş.
Mimar ve mühendislere kalan iş bu... Büyük inşaatları kalfalar yapıyor...

Yazının Devamı

Çankırı dönüşü

23 Ağustos 2003

<#comment>
<#comment>
Yalova, Adapazarı, Bartın, Çankırı, Çorum derken TIR seferinin ilk turunu bitirdik. Güzel insanlar gördük, içten seslerine kulak verdik, oralarda daha fazla kalamadığımız için hüzünlendik.
Gezip gördüğümüz illerin en fakiri Çankırı idi...
Fakat dönüşte İstanbul'a şöyle bir göz gezdirince düşündük ki...
İstanbul Çankırı'dan daha sorunlu, daha acınacak durumdadır...
Eminönü, Kadıköy, Taksim, Beşiktaş.

Yazının Devamı

'Seçim bitince bizi unuttular'

22 Ağustos 2003

<#comment>
Devletten yol ve üniversite isteyen Çorumlular, "Seçimden önce bir sarılır kemiklerimizi kırarlardı, şimdi yoklar" diyor
<#comment>
Corum'un dört bir yanı leblebici... Çorum'a gelip de leblebi almadan dönen yok. Hitit Festivali'nde "En iyi leblebi" yarışmasında birincilik ödülü alan Hışıroğlu'nun dükkânlarından birine süzülüp, Hacı Bey'e soruyoruz: "Beyamca leblebinin iyisi nasıl olur, nasıl pişirilir?"

'ŞUBAT KRİZİ MAHVETTİ'
Hacı Dayı gülümsüyor:

Yazının Devamı

'Yolumuz yapılsa şehir kurtulur'

21 Ağustos 2003

<#comment>

<#comment>
Cankırı'nın kızı, tuzu, tozu meşhurdur... Kızlarından biri ise bugün dünya çapında meşhur... Hepimizin sevgilisi ve gururu Süreyya Ayhan. Çankırı'nın ünlü kaya tuzuna ise artık pek rağbet yok. Tozuna gelince... 20 - 30 yıl önce hayli bol olan tozu da pek kalmamış Çankırı'nın, yeşillenmiş. İstanbul'u çevreleyen varoşlardan çok daha sevimli, düzenli ve uygar bir görünümde. Ama alabildiğine de fakir. Ne sanayi var ne tarım. Kiminle konuşsanız size aynı şeyi söylüyor: "Bizi 3 şey kurtarır. Yol, üniversite ve sanayi teşvikleri." Ankara ile arasındaki 120 kilometrelik kötü yol, duble 90 kilometreye inerse sanayinin Çankırı'ya ilgi duyacağı düşünülüyor. Valilik imkanlarıyla yolun 10 kilometrelik bölümü tamamlanmış. Şimdi Ankara'nın ilgisi bekleniyor.

Çankırı'nın halk gözünde ün ve saygınlık kazanmış bir de valisi var Ayhan Ulusoy...
Vatandaş - devlet işbirliği ile yaptırılan "Huzurevi"ni gezdik. 5 yıldızlı otel konforunda enfes bir tesis... Daha önce Şırnak'ta uyguladığı koyun projesini Çankırı'ya da taşımış. Adına "Koyunbank" projesi deniyor. Köylüye 10 dişi 1 erkek koyun veriliyor. 5 yıl içinde geriye 10 dişi koyun vermesi şart koşuluyor. Bu

Yazının Devamı

Bartınlılar emekli maaşıyla yaşıyor

20 Ağustos 2003

<#comment>

<#comment>
Yeşil vadilerin arasından geçerek giriyorsunuz Bartın'a. İnsanlar uygar. Giysiler çağdaş. DSP'li Belediye Başkanı Rıza Yalçınkaya, "Bartın Cumhuriyet'in aydınlık yüzü" diyor. Doğru. Ne var ki ekonomik durum dışarıdan görüldüğü kadar parlak değil. İşsizlik ve parasızlık halkın ağzında ortak bir şarkı. "Ne güzel yemyeşil bir kentiniz var" dediğimiz bir memur arkadaş, "Ama cepte yeşil yok" diye yakınıyor, etrafın yeşili karın doyurmuyor.

'KÖYLÜ TEMBELLEŞTİ'
Bartınlılar "Eskiden durumumuz iyiydi" diyorlar. Ama son 20 yılda adım adım fakirleşmişler. Bartın'ın yerlilerinden 35 yıllık Milliyet okuru Osman Sarı, "1980'lerden sonra kaynaklar yatırım yerine faize yönlendirildi, bu rantçı politikalar bizi fakirleştirdi" demekte... Son kriz, son darbe olmuş. Işıklar Holding'e ait kağıt ve tuğla fabrikaları kapanmış. Özelleştirilen Orman Ürünleri Fabrikası BORÜS'e kilit vurulmuş. Uzanlar'ın aldığı çimento fabrikası yılda sadece 6 ay çalışıyormuş. Kent yine de dilencisi, fakiri olmadan yaşıyor. Bu nasıl oluyor? "Nüfusun çoğu kömür işçiliğinden emekli" diyor Murat Aksoy, "Kent emekli maaşıyla geçinir. Yöreyi Kömür İşletmeleri tembelleştirdi. Köylü emekli

Yazının Devamı

Şeker fabrikası 4 yıldır kilitli

19 Ağustos 2003

<#comment>
<#comment>
Türkiye'nin en talihli işçileri hangi fabrikada çalışıyor diye sorarsanız... Yarı şaka "Adapazarı Şeker Fabrikası"nda diyebiliriz. Adapazarı Şeker Fabrikası 1999 Körfez depreminde hasar görmüştü. O günden bu yana, tam 4 yıldır çalışmıyor. Ancak işçiler maaşlarını (ve zamlarını) tıkır tıkır alıyor... Pancar Kooperatifleri Birliği, fabrikanın yüzde 49,56'sına ortak. Ne var ki karar hakkına sahip değil... Kooperatif Başkanı Ayhan Alişan hükümete çağrı yapıyor: "Ya fabrikayı üretime geçirin ya da bize yüzde yarım pay satın, yönetime biz gelelim, fabrikayı 4 ayda üretime geçirelim..."
Ankara bu basit kurtuluş reçetesini duymazdan geliyor.
Ayhan Alişan devam ediyor:
- Halen Kütahya, Konya ve Amasya şeker fabrikalarını biz işletiyoruz. Üçü de kârda... Devletin 30 şeker fabrikası var, tümü zararda...
Tayyip Erdoğan seçim kampanyası sırasında Adapazarı'na geldiğinde şeker fabrikasını çalıştıracağına söz vermiş. Bakanlar Kurulu Adapazarı'nda toplandığında Tayyip Erdoğan'a bu sözü anımsatıldı ve fabrikanın çalıştırılması için hazırlanan formüller önüne konuldu. Bakalım ne olacak?

Yazının Devamı