Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Türkiye'nin en talihli işçileri hangi fabrikada çalışıyor diye sorarsanız... Yarı şaka "Adapazarı Şeker Fabrikası"nda diyebiliriz. Adapazarı Şeker Fabrikası 1999 Körfez depreminde hasar görmüştü. O günden bu yana, tam 4 yıldır çalışmıyor. Ancak işçiler maaşlarını (ve zamlarını) tıkır tıkır alıyor... Pancar Kooperatifleri Birliği, fabrikanın yüzde 49,56'sına ortak. Ne var ki karar hakkına sahip değil... Kooperatif Başkanı Ayhan Alişan hükümete çağrı yapıyor: "Ya fabrikayı üretime geçirin ya da bize yüzde yarım pay satın, yönetime biz gelelim, fabrikayı 4 ayda üretime geçirelim..."
Ankara bu basit kurtuluş reçetesini duymazdan geliyor.
Ayhan Alişan devam ediyor:
- Halen Kütahya, Konya ve Amasya şeker fabrikalarını biz işletiyoruz. Üçü de kârda... Devletin 30 şeker fabrikası var, tümü zararda...
Tayyip Erdoğan seçim kampanyası sırasında Adapazarı'na geldiğinde şeker fabrikasını çalıştıracağına söz vermiş. Bakanlar Kurulu Adapazarı'nda toplandığında Tayyip Erdoğan'a bu sözü anımsatıldı ve fabrikanın çalıştırılması için hazırlanan formüller önüne konuldu. Bakalım ne olacak?

Adapazarı'na lezzetli bir giriş yapıyoruz. Aslen Adapazarılı olan İsmet Badem TIR ekibini doğruca "Islama köfteci Gaga Erol"a götürüyor. Böyle leziz köfteyi İstanbul'da yemek mümkün değil. Duvarlarda milli takımın ve Beşiktaş'ın tarihi fotoğrafları. Rahmetli İslam Çupi'nin el yazısıyla bir mektubu... Gaga Erol, Marmara çapında ünlü bir Beşiktaş ve köfte uzmanı. İşleri soruyoruz:
- Depremden sonra yarı yarıya azaldı, diyor. Çünkü kentte para kalmadı.
CHP İl Başkanı Şaban Konutra kentte 3 bin 800 dolar olan milli gelirin deprem sonrasında 1500 dolara düştüğünü hesaplamış.
Yalova'da depremin kalıntılarını pek görmedik. Adapazarı ise aradan geçen 4 yıla rağmen hâlâ deprem müzesi gibi. Başınızı hangi yana çevirseniz bir Hiroşima kalıntısı, binlerce 17 Ağustos hayaleti. Valilik hâlâ prefabrik, konutta hizmet veriyor. Kent içinde yarı hasarlı bina sayısı 15 bini aşıyor. Deprem acısını yaşamış Adapazarı insanı belli ki her Allah'ın günü 4 yıl önceki kabusu yeniden hatırlıyor.
Yalova'da Japonya kredisiyle 200 yataklı bir rehabilitasyon merkezi inşa ediliyor. Deprem tahribatına uğrayan insanlar orada psikolojik tedavi görecek. Adapazarı'nda böyle bir projeye daha çok ihtiyaç var. Ama örneğin SSK Hastanesi'nde bir psikolog bile yok.
Kalıcı konutların kente uzak oluşu Adapazarı'nda da büyük sorun. Sapanca Gölü suyunun şehrin büyük bölümüne arıtılmadan verilişi ayrı dert...
Şeker fabrikası, Vagon Fabrikası, Et - Balık Kurumu ve Zirai Donatım Ankara'nın hataları yüzünden faliyetlerini durdurmuş. Doğal afete beceriksizlik afeti eklendiğinde Adapazarı "hüzün kenti" kimliğinden bir türlü sıyrılamıyor...

TIR gezimiz Yalova'dan Adapazarı'na doğru sürerken Gölcük'te anayolun üstünde bir büyük afiş dikkatimizi çekiyor: "Gölcük afeti affetmeyecek..." Ne bu? Doğaya isyan mı? AKP'li Gölcük Belediye Başkanı İsmail Barış izah ediyor:
- Efendim malumunuz insanları deprem öldürmüyor, ihmal öldürüyor. Afeti yaratan insanoğlunun bizzat kendisi. Bu afişle söylemek istediğimiz o ki, ne kendimizin ne başkalarının deprem öncesi ve sonrası yaptığı hatayı, gösterdiği ihmali hoş görmeyeceğiz. Sorumlu davranacağız.