Yeşil vadilerin arasından geçerek giriyorsunuz Bartın'a. İnsanlar uygar. Giysiler çağdaş. DSP'li Belediye Başkanı Rıza Yalçınkaya, "Bartın Cumhuriyet'in aydınlık yüzü" diyor. Doğru. Ne var ki ekonomik durum dışarıdan görüldüğü kadar parlak değil. İşsizlik ve parasızlık halkın ağzında ortak bir şarkı. "Ne güzel yemyeşil bir kentiniz var" dediğimiz bir memur arkadaş, "Ama cepte yeşil yok" diye yakınıyor, etrafın yeşili karın doyurmuyor.
'KÖYLÜ TEMBELLEŞTİ'
Bartınlılar "Eskiden durumumuz iyiydi" diyorlar. Ama son 20 yılda adım adım fakirleşmişler. Bartın'ın yerlilerinden 35 yıllık Milliyet okuru Osman Sarı, "1980'lerden sonra kaynaklar yatırım yerine faize yönlendirildi, bu rantçı politikalar bizi fakirleştirdi" demekte... Son kriz, son darbe olmuş. Işıklar Holding'e ait kağıt ve tuğla fabrikaları kapanmış. Özelleştirilen Orman Ürünleri Fabrikası BORÜS'e kilit vurulmuş. Uzanlar'ın aldığı çimento fabrikası yılda sadece 6 ay çalışıyormuş. Kent yine de dilencisi, fakiri olmadan yaşıyor. Bu nasıl oluyor? "Nüfusun çoğu kömür işçiliğinden emekli" diyor Murat Aksoy, "Kent emekli maaşıyla geçinir. Yöreyi Kömür İşletmeleri tembelleştirdi. Köylü emekli maaşıyla geçinir, toprağı işlemeye üşenir."
'ANKARA LAKAYIT'
Aslen maden mühendisi olan Belediye Başkanı Rıza Yalçınkaya, herkesin gönlünü kazanmış. Altyapıyı tamamlamış, kente Otagar'ı, Cumhuriyet Meydanını'nı kazandırmış. Bina sahiplerine ücretsiz boya dağıtıp, Hükümet Caddesi'ndeki binaları boyatmaya başlamış. Ticaret ve Sanaiyi Odası Başkanı Erdoğan Somaklı ile Belediye Başkanı Yalçınkaya kendilerini Bartın gönülüsü olarak tanıtıyor. 36 tesis kapasiteli organize sanayi bölgesinin 10 parselinde üretimi hatta ihracatı başlatmışlar. Başkan, sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla bir Bartın planı hazırlama çabasında.
Acı acı gülümsüyor: "Ankara'nın lakayıtlığından bir örnek. Devlet gerek yokken bir balıkçı barınağı inşaatı başlattı. Bugüne dek 8 trilyon harcandı, bir o kadar daha harcanacak. Ama öte yanda devlet hastanesi ve kültür merkezi 10 yıldır bitmiyor."