Koalisyon nasıl kurulur?
Partiler koşullarını açıklar, ilkelerini ortaya koyar.. Hükümet kuracak sayıyı çıkarabilen partiler ilkelerini masaya yatırarak pazarlık eder..
Anlaşırlarsa koalisyon kurulur..
Peki, neyi pazarlık konusu ederler?
Önceliklerini.. Hangi meselelere öncelik verilmesi gerektiğini, vergi oranlarında değişikliğe gidilip gidilmeyeceğini, sağlık sisteminde yapılması gerekenleri, yatırım alanlarını, dış politikaya rötuş gerekip gerekmediğini..
Hep Almanya, Almanya deniyor.. Ben de Almanya’dan gideyim.. Başbakan Merkel, 2013’te sosyal demokratlarla koalisyon kurarken şu konular masaya yatırıldı:
Vergi oranları, emeklilik düzenlemeleri, çifte vatandaşlık, vize uygulaması, otoyol ücretleri..
Yargı sistemini konuşmadılar.. Eğitim sistemini değiştirmeyi düşünmediler, yasamanın, yürütmenin alanını tartışmadılar.. Cumhurbaşkanı’nı gündeme getirmediler..
Cumhur-başkanı, görevlen-dirme öncesi liderleri tek tek görüşmeye davet edeceğini açıkladı..
İlk tepki MHP Lideri’nden geldi..
Bahçeli, ‘liderlerle tek tek görüşmek Cumhur-başkanı’nın işi değildir’ açıklamasıyla davetin önünü kesti.. ‘Sadece Cumhurbaşkanı’nın görevlendireceği kişiyle görüşeceğini’ ilan etti..
Kapıları kapattı..
Bu gelişmeden sonra.. Cumhurbaşkanı davetten vazgeçer mi? ‘Gelen gelir, gelmeyen kendi bilir’ mi der, bilemem..
Kılıçdaroğlu daveti kabul eder mi?
Demirtaş?
Bilemiyorum.. Onlardan ses çıkmadı.. Beki de ‘önce davet gelsin sonra karar veririz’ sessizliğidir..
AKP Genel Başkanı eski milletvekillerinden, belediye başkanlarından, il, ilçe başkanlarından rapor istemiş..
Kuşkusuz, yazılan raporların raporun başlığı ‘Neden kaybettik’ değil de ‘Neden kazanamadık’ olacaktır.. Soru şu: 9 puan nasıl uçtu gitti? Geri gelir mi?
İktidardan düşmelerini nasıl açıklayacaklar merak ediyorum.. Samimi düşüncelerini söylerler mi?
Yoksa..
Birileri alınır korkusuyla.. Zülfü yare dokunur endişesiyle; ‘Yedi düvele karşı savaştık.. Gezi’de yapamadıklarını sandıkta yaptılar, karşımızda haçlı ittifakı vardı, ‘CHP-MHP-HDP-Paralel yapı-PKK, DHKP-C, faiz lobisi, Ermeni diasporası, Yahudi medyası, dış güçler birlik oldu, kol kola girdi’ gibi.. Ucuz, anlamsız gerekçeler gösterirler mi?
Çok merak ediyorum..
Mesela; Gezi protestoları için ne derler?
‘Faiz lobisi, komplo, Arap Baharı’nı Türkiye’ye getirme çabası, yabancı medyanın tahriki’ kabul edip AKP’nin resmi söylemine mi sığınırlar?
Biliyorum ekranlara yansıyan hava farklı.. Cumhurbaşkanı; bir an önce hükümet kurulmalı diyor.. Partileri egolarınızı bir kenara bırakın diye uyarıyor..
Başbakan, koalisyon kurmak için samimi görüşmeler yapacağını ilan ediyor..
Yani, bütün bunlara bakınca rüzgâr koalisyondan yana esiyor..
Gibi dursa da pek öyle değil..
Devletin zirvesi yani Cumhurbaşkanı ciddi ciddi kasımda seçim hesabı yapıyor.. Cumhurbaşkanı önceliğinin seçim olduğunu Baykal’a söylemiş..
Beştepe’ye yakın olanlar, Cumhurbaşkanı’nın birkaç gün içinde ortaya çıkan eğilimleri gördükten sonra erken seçim silahını eline aldığını yazıyor..
Peki, kasımda seçime gidilir fısıltısı stratejik mi?
Muhalefeti korkutmak için mi? Masaya otururken gücünü kırmak için mi?
Beylik taleptir.. Sağın büyük partisiyle solun büyük partisi büyük koalisyon kursun istenir..
Yine aynı talep var..
Başta iş dünyası, bazı çevreler AKP-CHP koalisyonu istiyor.. Büyük koalisyon olsun, ülke rahatlasın diyorlar..
Almanya örneğini veriyorlar.. Zaten büyük koalisyon denilince hemen akla Almanya gelir..
Çünkü, orada başka çare kalmazsa iki büyük parti ortaklık kurar..
Ama bir dakika!..
‘Bizde de aynısı olsun, AKP ile CHP el sıkışsın’ demekle olmuyor..
Kazın ayağı öyle değil..
AKP, koalisyon için kırmızı çizgilerini açıkladı..
AKP’nin koalisyon şartları, olmazsa olmazları şunlarmış..
BİR: Paralel yapıyla mücadele..
İKİ : Çözüm sürecinin sürmesi..
ÜÇ: Cumhurbaş-kanı’nın meşruiyeti..
Birinci maddeye itiraz eden olmaz herhalde..
İkinci madde MHP’ye yönelik.. Çünkü; MHP ‘çözüm sürecini’ ‘ ihanet süreci’ ilan etmişti.. Bu kırmızı çizgisiyle AKP’nin MHP ile ortaklık yapması imkânsız..
Benim dikkatimi üçüncü madde çekti..
Denilebilir ki; sandıktan ya iktidar çıkar ya da koalisyon çıkar..
Demokrasi kültürü bunu gerektirir..
Doğru ama Türkiye’nin içinde bulunduğu normal bir durum değil.. 7 Haziran seçimi de normal bir seçim değildi..
Şu anki siyasi atmosfer de normal bir atmosfer değil..
Siyaset kendi kurallarıyla işler halde olsa..
Koalisyon hesapları zorlanmadan yapılır.. AKP’nin kiminle ortaklığa gideceği aşağı yukarı belli olurdu..
Koalisyonun çatısı çıkardı..
Böyle bir durum ortada yok.. Çünkü Davutoğlu Genel Başkan olmasına rağmen AKP adına karar verici pozisyonda değil..
Seçimin net, tartışma götürmez sonucu şu: Ak Parti iktidardan düştü.. Türkiye’de artık ‘iktidar partisi’ denilen bir parti yok..
O defter kapandı.. Peki, ne olacak?
Ufukta koalisyon mu var?
Sandıktan çıkan sonuç koalisyonu işaret ediyor ama koalisyon zor.. Hem de çok zor..
Ak Parti’nin katılmadığı bir koalisyonun kurulması imkânsız..
CHP-MHP-HDP koalisyonu olmaz.. MHP ile HDP’nin aynı hükümette yan yana gelmesi hayal ötesi..
Geriye ne kalıyor?.. Ak Parti’nin koalisyon için bir partiyle evlilik yapması..
Bu da kolay değil.. Çünkü olasılıkta da devreye Beştepe faktörü giriyor.. Cumhurbaşkanı’nın tavrı belirleyici olacak..