50 yıl sonra gelen yeni Beatles şarkısı geçen hafta itibarıyla İngiltere’de bir numaraya yükseldi. Bu en son 60 yıl önce olmuştu. Şu an başta müzik tekeli olan büyük şirketler, onların ardından irili ufaklı küçükler ve dünyanın dört bir yanına dağılmış diğerleri ellerini ovuşturuyor, bu ilk ve en önemli deneyin başarıyla tamamlanmasını kutluyorlar.
İki üyesi hayatta olmayan, 53 yıl önce dağılmış bir grup yeni şarkı yaptı ve bu şarkıyla bir numara olmayı başardı. Elde sadece, daha önce yayınlanmaya değer görülmeyen bir demo vardı. Demodaki ses kalitesi o kadar kötüydü ki, George Harrison grubun kalanına bunun kurtaramayız demişti. Lennon’ı mezardan kaldırıp yeniden söyletmeleri imkânsız olduğundan şarkı bekledi. Ta ki 2023 Ekim ayına kadar.
Paul McCartney ve Ringo Starr’ın The Beatles’ı yaşatma, gündemde tutma çabası meyvesini verdi, yapay zekâ tarafından güçlendirilen John Lennon vokalleri şarkıyı yayınlanabilir kaliteye taşıdı (kimilerine göre bu da yeterli değil aslında). Aradan geçen zamanda George Harrison öldü. Böylece itiraz edecek kimse kalmadı. Harrison o dönem şarkıyı yayınlanabilir hale getirmek için stüdyoya girmiş, gitarlar kaydetmişti. Bu gitarlar ustaca alındı ve parçaya eklendi. Paul McCartney ve Ringo Starr stüdyoya girip davul ve bası kaydettiler. Böylece en az 60 yıllık bir demo yeni bir şarkıya dönüştü ve bir numara oldu.
O gün gelip de Beatles’ın bütün üyeleri hayata veda ettiğinde dahi yeni şarkılar yapılabileceğine dair yol açılmış oldu. Bugün iki üyeye ihtiyaç duyulmadı. Yarın hiçbirine ihtiyaç olmayacak. Yapay zekâ, grubun kataloğunu, demolarını inceleyip yeni sözler ve müzikler yazabilecek. Orkestrasyon biraz “editing” ardından her ay yeni bir Beatles şarkısı çıkmaması için neden yok. Sanatçıya ihtiyaç olmayan bir müzik sektörünün hızla yaklaştığı görülüyor.
Firmalar, ticari bir gözlükle geçmişe baktıklarında hazineler keşfediyor. Bu sistemde, Mozart’ın Bach’ın yeni eserlerinin gelmemesi için bir neden yok. Tamamı hayata veda etmiş grupların bu yöntemle yeni albümler çıkarmasının önünde bir engel de yok. Şu anda sektör bu konunun hukuki altyapısını çözmeye çalışıyor.
Bu tip parçalara özel bir isim verilecek mi? Yoksa doğrudan sanatçıların katalogları altında mı yer alacaklar? İzinler kimden alınacak. Parçanın sanatsal ve estetik açıdan gruba ait sayılıp sayılmayacağına nasıl karar verilecek? Yani “otantisite (gerçeklik, orijinallik) hangi yollardan elde edilecek? Telif gelirlerine şekilde dağılacak?
Büyük firmalar yapay zekâ çalışmalarını harıl harıl yürütmekte. Bütün bir müzik sektörü streaming’den sonraki en büyük değişime hazırlanmakta. Dinleyiciye de herhalde sorgulamayıp dinlemek ve beğenmek düşecek.
Yapay zekâ bot’larının geleceği nasıl değiştireceğinin somut bir örneği yeni Beatles şarkısının başarısı. Bu başarı aynı zamanda bildiğimiz anlamda müziğin de sonu demek. Devamındaki gelişmelere hep birlikte tanık olacağız.