Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Hepimiz Gogol’un paltosundan çıktık” demiş Dostoyesvski. Ona ithaf edilir. Gerçekten o mu söylemiş net değil, ama yakışır. Burada Dostoyevski Gogol’u övüyor gibi görünse de paltoya dikkat çeker. Çünkü esas kahraman ‘Palto’dur.

Palto üzerinden çok şey anlatabilirsiniz.

O palto Cem Karaca’nın şarkısında “parka”yla yer değiştirse de aslında hikâye aynıdır. Palto pahalı olduğundan dedenin üç aylığından alınmıştır o parka.

Oğuz Atay’ın beyaz mantolu adamında mantolaşır palto. Ama ağırlığı hissedilir. Beyaz mantolu adam suya girip gözden kaybolurken Atay adamı değil mantoyu tarif eder. “Mantonun etekleri önce suyun üstünde açıldı, sonra ağırlaşıp battı. (...) Deniz sığdı; bütün manto suyun içinde kaybolduğu zaman kıyıdan çok uzaklaşmıştı.”

Haberin Devamı

Palto eski zaman hikâyelerinde başrolde hep. Şimdi başka çözümler var ve paltonun sembolik anlamı sekteye uğramış durumda.

Bir defa pahalı palto, tek çözüm olduğu yıllarda. Kıştan, soğuktan koruyan bir kalkan. Bir defa alınır ve ömür boyu giyilir. Giyildikçe sahibinin şeklini alır. Ona şeklini verir. Sahibiyle palto bir olur. Sahibinin hali vakti yerindeyse palto güzelleşir. Sahibinin durumu kötüleştiğinde paltoya da bir şeyler olur. Buruşur, solar, yakaları telek telek olur. Yağmuru yedikçe büzüşür, sobanın yanında üzerinden dumanlar tüte tüte kurumaya çalışır.

Yaşayan paltoyu ben en güzel “The Spy Who Came In From the Cold”da (“Soğuktan Gelen Casus”) Richard Burton’ın üzerinde görmüştüm. Burton kendinden eminse palto da bir başka duruyor. Burton bakkala, kasaba veresiyeye başladıkça palto ezilip büzülüyor. Burton yıprandıkça palto da mahzunlaşıyor. Palto deyip geçmemek lazım yani. Paltonun bir tarihi var.

Twitter’da gezinirken sevgili abim Uğur Vardan’ın paylaştığı Richard Burton fotoğrafına denk geldim ve haberi bu şekilde aldım. “Soğuktan Gelen Casus”u da yazmış olan John Le Carré 89 yaşında hayata veda etti dün. Sanırım gelmiş geçmiş en iyi casus romanlarına imza atmıştı. Hikâyeleri, karakterleri asla sıradan ve tek katmanlı değildi. Soğuk Savaş döneminin ruhunu en iyi yansıtan eserleri kaleme aldığını düşünüyorum. Bugün entertainment âleminde sevdiğimiz ne kadar siyaset konulu gerilim, casus temalı film ve yapım varsa galiba Le Carré’nin eserlerine, oradaki detaylara çok şey borçlular. 

Haberin Devamı

Pek çok başka eseri olsa da artık klasik olmuş, bizde “Köstebek” adıyla bilinen “Tinker Tailor Solder Spy” başyapıtı herhalde. Ama benim gönlümde Burton’un ve paltosunun yer aldığı “Soğuktan Gelen Casus”un yeri ayrı. Le Carré’ye bir hoşça kal demek ve bazı “palto”ları anmak istedim.

Palto

“Soğuktan Gelen Casus” filmindeki Richard Burton ve paltosu.

Üçüncü dalga mı geliyor?

Çok can sıkıcı olabilir ama sanırım evet. İngiltere’de rakamlar gene artış gösterirken, yeniden önlemler geleceği basında yazılıp çizilmeye başladı. İngilizler Noel’de hem ekonomik hem de manevi bakımdan sanırım her yerin açık olmasını istediler. Ama ne zaman önlemler hafiflese bunun sonuçları oluyor. Batı dünyasının ekonomik yapısının kapanmaya bir türlü tam olarak izin vermemesi hastalığın uzayıp gitmesinin nedeni olabilir mi acaba? Aşılamaların ufaktan başladığı şu günlerde olumlu bir hava eserken bir anda yeni önlemlerin gelmesi söz konusu mu olacak herkes bunu merak ediyor. Almanya mesela giderek daha sıkılaşırken, İngiltere’de rakamlar durumun iyiye gitmediğini söylüyor.

Haberin Devamı

Yaza kadar aç/kapa sistemi bekliyor dünyayı galiba.