Twitter’da bir anne “oğlum benden habersiz aşı olmuş, hem de ikinciyi olmuş” yazmış. “Kayıp yetişkinlik” işte tam bu
İngiltere’de aşı karşıtı gösterilerde el üstünde tutulan Kate Shemirani adında bir hemşire var. El üstünde tutuluyor, çünkü eski bir NHS (Ulusal Sağlık Hizmeti) çalışanı olması aşı karşıtlarını çok heyecanlandırıyor olmalı: “Bakın içimizde hemşire var.” Milyonlarca doktor aşı olun diyor ama olsun; “İçimizde aşı karşıtı bir (sayıyla 1) hemşirenin olması çok önemli! Biz hemşireyi ciddiye alıyoruz.”
“Kayıp gençlik” diye bir klişe vardı eskiden. Hesapta ‘yoldan çıkmış’ gençleri tarif etmek için yetişkinlerin kullandığı popüler bir klişemizdi. 2021 itibarıyla artık kayıp yetişkinler var. Çocuklar değil anne babalar kayıp. Kendilerine ulaşılamıyor. Üstelik tek tük de değil çeşit çeşit kayıp anne babalar. Aşı karşıtları var, “dünya düz”cüler var, “uzaya hiç gidilmedi aslında”cılar var... “Küresel ısınma diye bir şey yok”çular var. “İlluminati dünyayı yönetiyor”cular var. İstanbul taksicileri mesela bu gruba dahil. Sadece onlar büyük resmi görüyorlar.
Elbette, “Kovid-19 diye bir virüs yok, salgın da yok, hepsi yalan” diyenler var. Tabii ki aşıya da karşılar. “Aşı değil o, bize çip takıyorlar, hepimiz kısır olacağız” falan filan...
“Aşının uzun vadeli etkileri bilinmiyor, ben olmam” diyen var, aşı karşıtlığına zemin olarak çok seviliyor bu ve çok yaygın. Cep telefonunun uzun vadeli etkileri biliniyor da mı her dakika kulağında? Ama aşı olmadığın zaman kısa vadeli etkisi biliniyor. Ölebiliyorsun. “Bunun içinde ne var bilmiyoruz” diyor. Anlatıyor milyonlarca doktor, bilim adamı. Ama inanmıyor. “Ben biliyorum” diyor.
Twitter’da bir anne “oğlum benden habersiz aşı olmuş, hem de ikinciyi olmuş” yazmış. “Kayıp yetişkinlik” işte tam bu.
Kayıp yetişkinlik en çok Facebook’ta yayılıyor. Çünkü yetişkinler, anne babalar, yaşlılar en çok Facebook kullanıyor. Ne koyuyorsan gerçek diye paylaşıyorlar.
ABD’de Demokrat Parti üst düzey yönetiminin seks kölesi çocuk ticareti yaptığına inananlar hiç de az değil Amerika’da. 2016’da Trump - Clinton yarışı devam ederken hack’lenen Demokrat Parti e-mail’lerinden birinde bir pizzacıya verilmiş bir siparişten hareketle bu mail’in aslında ticaretin şifreli mesajlaşması olduğu iddia edilmişti. Komplo teorisi böyle yayıldı. Hatta biri AR-15 tipi yarı otomatik tüfekle bu bahsedilen pizzacıyı basarak terör yaratmış, tezgâhın arkasında ya da bodrumda gizli odalar ve kafesler olmadığını anlayınca teslim olmuştu. Ama pek birşey fark etmedi, sonradan bu teori aldı yürüdü, QAnon’cuların en sevdiği “Hollywood ünlüleri ve Demokratlar çocuk ticareti yapıyor ve genç kalmak için çocuk kanı içiyorlar”a dönüştü. Bilin bakalım bu şeytani pedofillerle sadece kim kahramanca ve cesurca savaşıyordu: Tabii ki Trump. Bu tip teoriler en çok Facebook ve YouTube’da kendine alıcı buluyor. Yani ileri yaşlıların yoğun olduğu sosyal mecralarda.
Aşı karşıtı hemşirenin oğlu BBC’ye röportaj vermiş. “Annem maalesef artık umutsuz vaka. Konuşamıyoruz bile. Kendisinden yılda sadece bir iki kez haber alıyorum onda da bana propaganda videosu yolluyor” diye konuşuyor. Bu haber ayrıntılı bir şekilde Sunday Times’da Rosie Kinchen imzasıyla yayınlandı.
2018’de Florida’da gerçekleşen ve 17 kişinin hayatını yitirdiği Marjory Stoneman Douglas Lisesi’ndeki silahlı saldırı olayından sağ kurtulan Bill adında bir öğrencinin anlattığı hikâye daha da ilginç. Ailesi saldırı sonrası Bill’i hep destekliyor, anlayışla davranıyor, ona çok yardımcı oluyorlar. Ancak pandemiyle gelen kapanma işleri değiştiriyor. Babası değişmeye başlıyor. Önce kapanma karşıtı oluyor. Maskeyi reddediyor. Doktorlar, bilim adamları, uzmanlar ne derse desin inanmıyor. İnandığı şeye eleştiri ya da itiraz kabul etmiyor. Hırçınlaşıyor. İnternette (Facebook diye okuyun) çok fazla vakit geçirmeye başlıyor ve burada kendi gibi düşünen gruplarla tanışıyor. Onlarla buluşup birlikte hareket etmeye başlıyor. Sonunda kendini QAnon’un içinde buluyor. Bir süre sonra Kovid-19 diye birşey yok demeye başlıyor. Son olarak oğlunun okulunda gerçekleşen silahlı saldırının düzmece de olduğunu, oğlu dahil olayda yer alan herkesin parayla satın alınmış kuklalar olduğunu iddia ediyor.
Bill, bu hikayeyi QAnon Casualties (QAnon Zaiyatı) adlı grupta paylaşmış. Anne babasını ya da bir yakınını QAnon’a, online komplo teorilerine kaptırmış insanların kurduğu grup. 176 bin üyeli bir grup. “Biri şöyle diyor: Annemi babamı çok seviyorum onların da beni sevdiğini biliyorum ama artık onlarla bir ilişki yürütmem imkânsız hale geldi.”
Komplo teorilerine inanmanın nedenleri psikolojiyle, sosyolojiyle, ekonomiyle, coğrafyayla açıklanabilir belki ama yeterli değil. Anne babalar internette çok fazla oltaya geliyor. Neyin düzmece neyin uydurma kandırmaca olduğunu anlayamıyorlar. Eğitim seviyesi, ekonomik durum önemli değil. Ayırt edemiyorlar. En önemli etken bu. Çok güçlü bir dezenformasyon ve yalan bilgi okyanusu var karşılarında.
İnternet, anne babasını aşı olmaya ikna etmeye çalışan, “hayır baba dünya düz değil” diye tane tane anlatmak zorunda kalan insanların hikâyeleriyle dolu. Yakınlarını komplo illetine kaptıranlara en fazla tavsiye edilen şey de sabır. Sabırlı olun zamanla ikna olanları var deniyor.
İşin en kötü yanı insanların bir yaştan sonra yeniliklere tamamen kapalı olması. En iyisini kendilerinin bildiğini düşünmeleri. İkna edilemez olmaları. “Gençleri zehirlemek”, “gençleri kandırmak”, “gençlerin saflığından faydalanmak” bunlar artık geçmişte kalan şeyler. “Genç” gördüğünüz her yere “anne-baba” koyun bir daha okuyun. Anne babalar parayı kontrol ediyor, kurumları, şirketleri kontrol ediyor. Toplumda ve ailede mutlak iktidara sahipler. Gençler değil. Anne babaları kontrol etmek dururken gençleri kim ne yapsın?
İnsanlığın karşı karşıya olduğu en önemli problem, ana akım haline gelen, normalleşen komplo teorileri ve onlara inanan giderek genişleyen kitleler. Çünkü bu insanlar çok geniş bir spektrumda her yerde, her ülkede her coğrafyada varlar. Oy veriyor, siyaseti dizayn ediyor, geleceği belirliyorlar.
Komplo teorileriyle ve komplocularla mücadele her aklı başında insan için bir insanlık meselesi, evrensel bir mecburiyettir artık.