Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İnternete girdim ve Google’ladım. Net olarak hatırlayamadım tabii ki. 1987’de Ses Tiyatrosu’nda başlamış “Ferhangi Şeyler”.
7 Mart’ta ilk oyun oynanmış.

İlk oyunlardan birine giden şanslı gençliktenim. 17 yaşındaki bir lise öğrencisinin gözüyle gördüğüm bu oyunu uzun yıllar unutamamışımdır. O oyundaki referanslar benim için hep çok önemli olmuştur. Ferhan Şensoy’u da bir tür kahramana dönüştürmüştür benim gözümde bu oyun.

Ferhan Şensoy’u benim kuşağım ilk kez TRT’deki skeçleriyle tanıdı. “Şey Bey” diye bir karakterdi sanırım ve o zaman kadar duyup gördüğümüz diğer şeylerden çok farklıydı. Orijinaldi. Yeniydi. Keskin ve zekice bir mizahtı.

Haberin Devamı

Toplum olarak o günlerin mizah ve algı seviyesinden çok çok uzağız bugün. Küsmece, darılmaca yok, bu kitlesel anlamda ciddi bir kültürel gerilemenin işaretidir bence. Bugün TRT’den bir Ferhan Şensoy çıkmaz.

Şensoy elbette ki her şeyini TRT’ye borçlu değil. Kanada’da oyunculuk okumuş, orada oyunlar sahneye koymuş, ödüller almış biri. Bunları daha 1975’te Türkiye’ye dönmeden çok genç yaşta, çoktan yapmış bitirmiş biri.

Ferhan Şensoy

“Şahları da Vururlar” ve elektrik kontağından çıktığı açıklanan tartışmalı Şan Tiyatrosu yangınıyla tarihe geçen Muzır Müzikal büyük işler ama yine de benim kuşağımın biraz da yaş itibarıyla onu yakalaması TRT’yledir. “Şahları da Vururlar” sahnelenmeye başladığında 12 yaşındaymışım. Bu eserleri biz sonradan keşfettik.

Ferhan Şensoy yıllar sonra 2000. oyununu oynarken “O elektrik kontağı olmasaydı Ferhangi Şeyler olmayacaktı” demiştir Hürriyet’te. Şan Tiyatrosu yandıktan sonra Şensoy’un imkânsızlıklar içinde 10 günde aceleyle hazırladığı bir adet tek kişilik oyun neticede söz konusu olan. Ama o dönemki popülerliğini anlatamam.

Zeki Alasya ve Metin Akpınar’ın Devekuşu Kabare’sinde sahnelenen “Yasaklar”, “Aşk Olsun” (buna gitmiştim), “Beyoğlu Beyoğlu” gibi efsane muhalif komediler o kadar gözdeydi ki bunların ses kasetleri el altından çoğaltılırdı (neticede Özal ve yeni rejimle dalga geçiliyor, müthiş bir şey). Bizim evde ve çevremde 80’li yılların en büyük eğlencelerinden biri çay eşliğinde bu kasetleri defalarca dinleyip, her seferinde aynı esprilere kahkahalarla gülmekti.

Haberin Devamı

Ferhangi Şeyler’in de bir süre sonra kasetleri çıkmıştı. Ama buna sadece kardeşimle biz ve arkadaşlarımız gülüyorduk. Annem ve babam anlayamamışlardı Ferhangi Şeyler’i. O noktada bizim kuşağımıza ait farklı ve yeni bir şeyle karşı karşıya olduğumuzu anlamıştık. Bu kasetlerin devamlı yenileri gelirdi, çünkü oyundaki espriler devamlı değişirdi. Her seferinde sahnede izlediğimizden farklı bir espriyle karşılaşmaktan bazen memnun olurduk, bazen de sinir olurduk bu değişikliklere. Yıllar sonra ikinci kez gittiğimde ilk oyundaki tadı alamamıştım.

“Ferhangi Şeyler” döneminde bambaşka bir Türkiye ve Beyoğlu vardı. Ferhan Şensoy ilk oyunu Atlas Sineması’nın üzerindeki Ses Tiyatrosu’nda oynamıştı. Buranın fuayesini, duvarlara asılı fotoğrafları, salonun kokusunu, insanların oyun başlamadan hemen önce ortama hâkim olan o kesin sessizlik öncesindeki son takırtılarını, öksürüklerini dün gibi net hatırlıyorum. 17 yaşında her türlü algınız açık oluyor. Gördüğünüz her şeyi ilk kez görüyormuş gibi dikkatle inceliyorsunuz.

Haberin Devamı

Beyoğlu karanlık bir döneminden uyanıyordu. Okulum İtalyan Lisesi Tophane’de, Boğazkesen’deydi ve çoğu zaman İstiklal üzerinden eve gider gelirdik. Bu bölgenin nasıl değiştiğini adım adım izlemişimdir. Bu kültürel uyanışın önemli aktörlerinden biri Ferhan Şensoy’dur. Daha sonra 90’larda pavyonların birer rock barlara dönüştüğü dönemlerin, ufak ufak elektronik müzik mekânlarının açılmasının, bakkal çakkal dükkânlarının, nalburların, minik restoran ve kafelere dönüşmesinin, kısacası, 2000’lerin ortasına kadar yükselen, dönüşen Beyoğlu’nun temelinde Ferhan Şensoy gibi öncü isimlerin buraya gelmesi vardır. O yılları yaşayanlar belki ne demek istediğimi daha iyi anlarlar.

Ferhan Şensoy sonraki yıllarda hep büyük bir usta ve ilham kaynağı olarak kabul edildi. Ancak kariyerinin ilk yıllarındaki orijinalliği bir daha yakalayamadığını düşünürüm. Hep eski oyunlarını, romanlarını okumaktan keyif alırım.

Hafta içi Ferhan Şensoy’un birçok yönü ortaya konuldu, herkes kendince bu büyük insanı hatırladı. Ben de kendi penceremden bir şeyler yazmak istedim.

Ferhan Şensoy’un yakın tarihimizdeki yeri çok özeldir.