Amerika ve Avrupa’daki geleneksel müzik ödül törenlerine ilginin giderek azaldığını biliyor muydunuz? MTV ödül töreni Brit’ler, Grammy’ler... Bunları izleyen merak eden insan giderek azalıyor. Peki, müzikte ilgi nereye kayıyor? Komik gelebilir ama Eurovision’a. Dün finali gerçekleşen Eurovision’la ilgili bugün muhtemelen dünya basınında pek çok renkli kare eşliğinde haberler çıkacak. Bu haberlerin nedeni gazetecilerin ya da editörlerin kişisel olarak Eurovision’a duydukları ilgi değil. Eurovision’a olan kitlesel ilginin dünyada giderek artması. Her yıl yaklaşık 200 milyon izleyiciyi ekran başına çeken, artık bizim katılmadığımız ve gündemimizde de olmayan bu yarışma dünyada giderek daha fazla ilgi çeken en büyük ekran etkinliklerinden biri. Eskiden sadece Avrupa’daki izleyiciden bahsediyorduk. Bugün ABD hatta Kanada ve Avustralya da işin içinde. Bu ülkelerde Eurovision’a inanılmaz bir ilgi artışı var.
Çok uluslu, giderek büyüyen bu seyirci kitlesi dünyadaki büyük müzik şirketlerinin dikkatini çekiyor elbette. Herkes bir tür yeni sanatçı keşif fuarı olarak bakıyor Eurovision’a. Bu organizasyonun Abba’yı dünyaya sunmasından 47 yıl sonra bugün gözler yeniden buraya çevrilmiş durumda. Elbette nedenleri var.
Herkesin dalga geçtiği, halen de insanların gülmek için izlediği Eurovision kendini en fazla değiştiren şarkı yarışması ya da organizasyonlardan biri olabilir. Oscar ödül töreni, MTV ödülleri, Grammy’ler on yıllardır aynı çizgide devam ederken Eurovision inanılmaz bir hızla görüntüsünü değiştirdi. Devlet televizyonları yarışmasından bugünkü şova dönüştü.
Bugün müzik Tik Tok’ta keşfediliyor. Bir şarkı Tik Tok’ta adını duyurunca dinlemeye başlıyor. Yeni ya da kimsenin hatırlamadığı bir sanatçı Tik Tok’ta trend olduğunda bir anda bütün dünyaca hatırlanıyor. 40 yıldır müzik yapan biri de olsanız ilk kez Tik Tok’ta trend olduğunuzda dünyayla tanışıyorsunuz.
Dijital platformların en dinamiği olan Tik Tok’ın müzikteki etkisine ulaşabilen herhangi bir “offline” organizasyon yok. İşte belki Eurovision, 200 milyonluk izleyicisi, yarattığı rengârenk ortamla yeni isimleri keşfetmeye ve tanıtmaya yarayabilir diye düşünülmekte. Firmaların, A&R’ların ya da “artist development” departmanlarında çalışanların gözü o yüzden burada.
Hatırlarsanız Eurovision Türkiye için de büyük bir heyecandı. İki türlü heyecan. Hem yeni isimler keşfetmek ve onları Türkiye’ye tanıtmak açısından, hem de zaten ünlü olan isimleri yarışmaya göndererek kazanmaya çalışmak açısından.
Çok eskiden, gidecek sanatçıya TRT bir eleme yaparak karar verirdi. Bu elemeler televizyonda yayınlanır, jüri ve halk oylamasıyla puanlama yapılır ve kazanan sanatçı Eurovision’da Türkiye’yi temsil ederdi. Yetenek yarışmalarının olmadığı bir dönemde kabul edersiniz ki bu süreç izleyici için çok ilgi çekici olurdu.
Bugün de aynı sistemi canlandırarak yeniden Eurovision’a katılmak gerektiğini düşünüyorum. Hem yeni sanatçılar ve isimler keşfetmek için. Hem dünyanın izlediği bu eğlenceye katılmak için.
Türkiye’de bugün yeni isimler kendi yollarını bulup dijital mecraları kullanıp dinleyicilerine ulaşıyor. Bunun için kimseye de ihtiyaç duymuyorlar. Ama böyle bir mecranın oluşması eminin ortama heyecan getirir. Yeniden düşünmekte fayda var.
İyimserlik
Geçen hafta iki konsere bilet aldım. Aralık ayında gerçekleşecek bu konserler acaba yapılabilecek mi? O zamana kadar daha hangi varyantlar çıkacak ve hayatı bize zehir edecek gibi düşünceler kafamdan geçmiyor değil. Ama iyimserliğim tuttu ve artık bu Kovid belasının bir iki aya her yerde tamamen biteceğine inandırdım kendimi. Londra’da kapanmanın bitmesi ve hayatın normale dönmesiyle birlikte yavaş yavaş restoranlar, kafeler, sinemalar eski tempolarını yakalamaya başladı.
İnsanlar eskiye duyulan özlemle her yeri dolduruyor ve kalabalığı tadını çıkarıyor ama bir yandan da aşırı temkinli, hastalık haberleri her yerde. Hayatın normale dönmesiyle müziğin ve konserlerin yeniden başlaması arasında doğrudan bir ilişki var benim için. Biliyorum zor ama konserlere bilet alın. Online destekleyebildiğiniz kadar destekleyin müzikli etkinlikleri. Hayat müzik ve müzisyenler için normale dönmeden tam normalleşme mümkün değil.