Kovid sonrası dünya nasıl olacak? Aşılanmalar devam ederken, pek çok ülkede ve Türkiye’de de yasaklar hafiflerken, yeni gündem şimdi bu. Hayata geri döneceğiz de nasıl döneceğiz? Bir yıldır evdeyiz. İş değişti, aile hayatı değişti. Sosyal yaşam değişti. Huyumuz, suyumuz değişti.
Sağlığımızı düşünerek özgürlüklerimizden vazgeçtik. Onları devletlere, hükümetlere devrettik. Çık diyorlar çıkıyoruz. Gir diyorlar giriyoruz. Önceki gün Güney Londra’da kaçırılıp öldürülen genç kadının ardından kadın hakları örgütleri gösteri düzenlemek istedi, polis Kovid’i gerekçe göstererek izin vermedi. Bu arada her yer böyle. Hükümetler bu lüksten vazgeçebilecekler mi acaba? Bu arada evet, kadınlar her yerde tehlikede. Ne ülke, ne coğrafya ne din fark ediyor.
Britanya’da 23 Mart’ta pandeminin yıl dönümü anması yapılacak. Geçtiğimiz yıl bu ülkede hayatını kaybeden 125 bin kişi anılacak. Bir saygı duruşu hazırlanıyor.
Öte yandan, hükümetin karantinayı nisanın ilk haftasında yumuşatma kararı almasıyla birlikte insanlarda büyük bir heyecan ve coşkuyla beraber bir tür endişe de ortaya çıktı. Sokağa çıkmakla başa çıkabilme endişesi. Eski hayata dönme anksiyetesi ya da buna benzer özel bir ismi olacaktır bu sendromun.
Şu anda Britanya’da her yerde akıl sağlığını korumayla ilgili yayınlar yapılıyor. Her gün bir uzman bu konuyla ilgili bir gündem ortaya atıyor ve her yerde bu tartışılıyor. Hastalıktan kurtulup sağ kalanlar acaba akıl sağlıklarını koruyabildiler mi? Karantina döneminde artan aile içi şiddet vakaları azalacak mı? Yoksa kötü alışkanlıklar kalıcı mı? Göreceğiz.
Türkiye’de önlemler hafiflerken, herkes gördüğüm kadarıyla pandemi yokmuş gibi takılırken, İngiltere’de bu hafifleme daha yeni oluyor. Çünkü aç kapa politikası çok yıpratıcı ve insanlar bir tane daha aç kapa gelirse bence sokağa dökülürler. Hükümet de bunu bildiğinden temkinli olmaya çalışıyor. Ancak baskı büyük. Ekonomi küçüldükçe küçülüyor ve işsizlik inanılmaz boyutlarda.
Bununla birlikte, restoranların, kafe ve barların açık alanda hizmet vermeye başlayacak olmasıyla bir rezervasyon çılgınlığı yaşanıyor.
12 Nisan’da açık havada hizmet başlayacak, 17 Mayıs’ta iç mekânların da açılacağı açıklandı.
İnsanlarda hiçbir şey olmamış gibi eskiye dönme arzusu var. Tatile çıkmak, bir yerlere yolculuk etmek, birileriyle kucaklaşmak, geniş katılımlı yemekler, konserler, festivaller, sinema, tiyatro? Bunlar geri dönecek mi? Benim tek beklentim, bir pub’da bira içebilmek. Evet, bütün beklentim bu. Bir de tabii ki Türkiye’ye engelsiz seyahat edebilmeyi ve sevdiklerime kavuşmayı bekliyorum.
Pandemi hiçbir şey öğretmediyse bize hayatımızdaki en değerli şeylere sahip çıkmayı öğretti.
Bu yaz tatile nereye gideceksiniz?
Salgınla ilgili çekinceler, endişeler devam ederken, bir yandan da büyük bir iyimserlik var. İki konuda gözlemiyorum bunu. Birincisi yaz festivalleri, ikincisi yaz tatili.
İngiltere’deki en büyük ikiz festivallerden Reading ve Leeds’in 26-29 Ağustos tarihlerinde yapılacağı açıklandı. All Points East 27-30 Ağustos tarihlerinde Londra’da Victoria Park’ta düzenleniyor. Isle of Wight 16-19 Eylül tarihlerinde gerçekleşeceğini açıkladı. Latitude Festival 22-25 Temmuz tarihlerinde gerçekleşiyor. Yani bu festivallerden biriyle yapılsa büyük bir başarı. Bütün bu festivallerin biletleri şu anda satışta. Bunlar iyimser olanlar. Download Festival gibi bazı başka büyük festivaller de 2022 biletlerini satışa sundu. Bu festivallerde hangi sağlık önlemleri uygulanacak, katılımcılarda hangi şartlar aranacak (aşı pasaportu bunlardan biri), henüz tam net değil. Türkiye’de festivaller ve konserler açık hava şartlarında düzenlenecek. Ama daha fazla bilgi için beklemek gerekecek sanırım.
Konser festival bir yana, yaz planları yapmaya başladı herkes. İstanbul’da uzaktan yakından tanıdığım pek çok insan şehri zaten çoktan terk edip Bodrum ve Ege’nin muhtelif bölgelerine göç etti. İstanbul’da kalanların da aklında aynısını yapmak var. Yurt dışı gibi bir seçenek pandemi kısıtlamaları yüzünden pek mümkün olmayacağından yazın sahillerde büyük izdiham yaşanabilir. Sizin tatil planınız nedir peki?