The Rolling Stones, 20. yüzyılın büyük grupları arasında “firesiz” yoluna devam eden tek ekipti. The Beatles’ın iki üyesi, Led Zeppelin’in bir üyesi, Pink Floyd’un iki üyesi bugün hayatta değil. Şimdi The Rolling Stones da, davulcusu Charlie Watts’ın geçen hafta hayata veda etmesiyle bu ekipler arasında kaçınılmaz olarak yerini aldı. İşin aslı dörtlünün belki de en sağlıklı yaşayan en mütevazı üyesiydi Watts. Kimse sorsanız Keith Richards’ı işaret ederdi ama işte ecel bu. Richards, 2017’de basçı Ronnie Wood’a kanser teşhisi konunca “Artık ben de sağlıklı yaşamaya karar verdim. İçkiyi sigarayı azaltıyorum” diye açıklama yapmıştı. 73 yaşındaydı.
Çocuk kitabı da yazmıştı
Davulcu Charlie Watts, rock âleminde devamlı davula vurarak egosunu öne çıkarmaya çalışmadan büyük bir grupta hakkıyla işini yapan ender düzgün müzisyenlerdendi. Caza meraklıydı. 60 yıl boyunca, yani 80 yıllık ömrünün neredeyse tamamında, The Rolling Stones’un, yani dünyanın gelmiş geçmiş en ünlü rock grubunun davulcusuydu ama aklı fikri Charlie Parker’da Miles Davis’deydi. Kendi saat gibi işleyen ve kimilerinin deyimiyle grubun kalp atışı olan davul tekniğini de Elvin Jones, Roy Haynes gibi kendinden önceki büyük caz davulcularına borçuydu.
Müzisyenlikle biraz alakası olanlar iyi bilir ki az, ekonomik ve etkili çalabilmek çok zordur. Öğrenilir. Watts bu tarzın adamıydı. Keith Richards, Watts başka türlü davul çalsa asla şimdi olduğu gibi bir gitarist olamayacağını söylemiştir. Çok haklıdır. Watts gibi iyi davulcular ve basçılar iyi müziğe alan açar. Bencillik, ki müzik gruplarında en çok rastlanan şeydir, Watts’ta hiç yoktur. Davulcunun bencili de zaten hiç çekilmez. Dünyanın en büyük en yüksek profilli grubunda davul çalıyorsun ama bencil değilsin. Bunun adı karakterli olmaktır.
Watts’ın az bilinen meraklarından biri atlar. Devon’da Arap Atları yetiştirirdi ve müzik dışındaki zamanının önemli bölümünü buradaki Halsdon çiftiliğinde geçirirdi. The Rolling Stones öncesinde, Mick Jagger ile tanışmadan önce Harrow School of Arts’ta grafik eğitimi alıyordu. O yıllarda (60’lar) yazdığı ve Charlie Parker’ın hayatından esinlendiği “Ode to a High Flying Bird” adını taşıyan bir çocuk kitabı bulunuyor.
Watts, 20. yüzyılın kültürüne damgasını vurmuş en önemli müzik ekiplerinden birinin beyninde yer alıyordu. Grubun felsefesinden müziğine, sahnede duruşundan görünüşüne her şeyde katkısı imzası vardı. Onun gibi isimlerin kaybıyla geçen yüzyıl biraz daha geride kalıyor, uzaklaşıyor, hayattan giderek çekiliyor ve arşivlerdeki yerini genişletiyor. David Bowie, Leonard Cohen, Lou Reed, Prince, Chris Cornell, Aretha Franklin, Donna Summer, Gil Scott-Heron, Tom Petty, Ric Ocasek, Ronnie James Dio, Gary Moore, Adam Yauch geçen 10 yılda kaybedilen ve bir şekilde geçen yüzyılda imzası olan isimlerdi. Bu listenin kaçınılmaz olarak kalabalıklaşması bayağı can sıkıcı. Geride kalan müzikleri dinlemekten başka da kurtuluş yok galiba.
Güle güle Charlie Watts. Yolun açık olsun!
Eylül haberleri
Yüksek Sadakat’in “Rengarenk” adlı yeni albümü bir aksilik olmazsa 24 Eylül’de yayınlanacak. “Öksüz Yel” isimli şarkı bu albümün ilk single’ı olarak gelecek hafta geliyor. Güçlü grup sound’unun zenginliğini özlemişiz doğrusu.
Ufuk Beydemir, Cem Karaca’nın unutulmaz şarkısı “Tamirci Çırağı”nı yorumlamış. Bu parça Eylül ayı içinde piyasada olacak ve sanırım çok beğenilecek.
Doğan Duru’nun solo şarkısı “Taraf” hazır. Haftaya 3 Eylül’de yayınlanması bekleniyor.
Ajda Pekkan’ın Eylül ayında bir albüm yayınlaması bekleniyor. Bu konuda sadece bir beklenti dışında somut bir bilgi henüz yok. Ama çokça merak var. Süperstar şarkılar bekliyoruz.
Siparişlerim!
Aşıdır, şudur budur, salonlara dönüştür hepsi tamam. Ama müziğin kurtuluşu yeni şarkılarda albümlerde. İşte huzurlarınızda yeni albümler sipariş ediyorum. Benden istemesi…
Şebnem Ferah yeni şarkılarla yeni bir albüm yapmalı. Şebnem nerede ne yapıyor, aklı fikri nerede bir tek ben mi merak ediyorum hayranı olarak?
Athena’nın yeni hikâyeleri, şarkıları nerede? Yoksa günümüzde anlatacak hikâye bulmak mı zor? O halde nerede arkadaşlar yeni şarkılar, yeni beat’ler, hafiften hip hop kafalar, düetler… Haberlerinizi bekliyoruz.
Duman’ın bize bugünümüzü anlatmasını bekliyoruz. “Bize bizi anlatan” klişesi vardır ya. Tam da öyle istiyorum. Duman beni bana anlatsın ben dinleyeyim.
Gripin’in yeni aşk şarkıları nerede? Neden artık yağmur altında sırılsıklam yeni romantik şarkılar yok? Hayır romantizm mi öldü yoksa yağmur mu yağmıyor sizin oralarda? Gerçi Gripin birkaç hafta önce yeni şarkıyla çıkageldi çok da iyi bir rock-dans parçasıydı gündeme uygun sözleriyle “Belki Çok Da Şey Yapmamak Lazım”. Benimkisi takılmaca. Devamı nerede arkadaşlar?
Model’in yeniden birleşmesi ve yeni şarkılarla turne yapması büyük olay olur. İmkânsız o iş diyenleri duyuyorum ama olsun ben şuraya yazayım.
Eyyy Yüzyüzeyken Konuşuruz! Değerli arkadaşlar tek tek şarkılar yapıyorsunuz iyi tamam da bir albüm lazım. Koyun internete herkes rahatlasın.
Adamlar! Adamlar yeni bir şarkı yaptınız tamam şahane ama devamı neden gelmiyor?
Sevgili maNga yeni albüm nerde? Veyasin’le “Kırıla Kırıla” şahane ama albüm ve hatta turne bekliyoruz.
Veee mor ve ötesi. Sadece bu kadar söylüyorum anladınız siz onu.
Yeni heyecanlar, yeni albümler, yeni şarkılar lazım. Pandemi sonrası dünya ve Türkiye değişiyor. Hızlı, heyecanlı bir dönem. Yepyeni bir dönem geliyor. Değişim rüzgârları esiyor. Bu dönemde sizin sesinize sözünüze ihtiyaç var.
(Not: Sipariş listem aslında çok uzun, haftaya devam ederim.)