Baba evi başlıklı pazar günkü yazımızda Elazığ’da olduğumuzu ve gözlemlerimize devam edeceğimizi belirtmiştik.
Memlekete ayak bastığımızın ertesi günü ABD’nin Ankara Büyükelçiliği resmi web sitesinden Türkiye’de Hatay, Kilis, Gaziantep Şanlıurfa, Şırnak, Diyarbakır, Van, Siirt, Muş, Mardin, Batman, Bingöl, Tunceli, Hakkari, Bitlis, Elazığ, Adana, İzmir ve Muğla illerine gidilmemesi konusunda vatandaşlarını uyardığını öğrendik.
Ve 19 Yasaklı Şehir!
Önce çok üzüldük, biraz düşününce sonuçları hesaplanmış ve kurgulanmış bu “komedya” gibi duran bu oyuna yenik düşmemek için ne yapılması gerektiğini de bulmaya çalıştık!
* * *
Listenin yayınlandığı gün Elazığ’daydık.
Ve yasaklı kentler listesine baktığımızda genellikle Doğu ve Güneydoğu illerinin oluşu bizi şüpheye düşürdü!
İzmir ve Muğla’nın listede olmasını biraz anladık, çünkü turizm ve uluslararası sermayenin bulunduğu kentlerdir!
Ya diğerleri?
İşte burası büyük bir soru işareti...
Cevat Fehmi Başkut’un yazdığı Harput’ta Bir Amerikalı adlı üç perdelik oyunun üzerinden neredeyse altmış yıl geçmiş. Yani, Harput’tan giden son Amerikalının üzerinden belki de yüz yıl geçip gitmiş.
Son otuz yılda kaç Amerikalı vatandaşın Elazığ, Tunceli, Bitlis ve Muş’a gittiğine dair rakamları hangi kurumun açıklayacağını bilmiyoruz ama gidenlerin üçü beşi geçmeyeceğine de eminiz.
Amerikalı vatandaşın Muş’ta, Bingöl’de ve Elazığ’da ne işi var?
Ankara’daki yetkili makamların bu soruyu ABD Büyükelçiliği’ne sorması gerekiyor!
* * *
İki günden beri Elazığ’da Vali Murat Zorluoğlu, AK Parti Milletvekili Ömer Serdar ve diğer dostlarla yaptığımız sohbetlerde yayınlanan bu listenin bölgede yaşayan halkı tedirgin ettiğini, buna da kimsenin hakkının olmadığını ifade etmelerine de sonuna kadar hak verdik!
ABD’nin 11 Eylül’de uğradığı o büyük terör saldırılarında dahi Türkiye Washington Büyükelçiliği’nin vatandaşlarımıza yönelik yasaklı şehirler listesi yayınladığını ve uyarıda bulunduğunu sanmıyorum!
Ve bilmiyorum...
* * *
Psikolojik olarak ülkeyi, halkı, ekonomiyi ve huzuru tedirgin edecek bu tarz korku senaryo uyarılarının listelerinin altında kaç perdelik oyun var bilmiyoruz ama samimiyetin uzağında gezinerek yazılmış bir liste olduğunu da biliyoruz!
İstihbarata dayalı bir bilgi ise öncelikle bunu devletin yetkili organlarıyla paylaşması gerektiğini ve mutabık kalınması halinde web sitesinden yayınlanması gerekir.
Diplomasi nezaketi de bunu gerektirir!
Daha önce İstanbul’daki Almanya Başkonsolosluğu da okullar boşalttı ve bir gün sonra İstiklal Caddesi’nde bombalı eylem yaşandı!
Sanki, terör örgütleri eylemlerini gerçekleştirmeden önce bu elçiliklere bilgi veriyormuş gibi bir kanaat gittikçe yaygınlaşıyor!
Şimdi bu ülkenin halkı bu uyarılardan sonra ne yapmalı?
Dostluk ve müttefik olmanın gereği böyle olmamalı!
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın hemen her ülkenin büyükelçileriyle bu çerçevede bir toplantı yapması ve ülkeyi legal yollarla terörize etmeye haklarının olmadığına dair uyarıda bulunması gerektiğine inanıyoruz!