Emerson’a göre “her duvar bir kapıdır”
Yaşadığımız çağda ise insanların bir çoğu kapı duvar…
Sosyal medya duvarlarını karalayarak gün tüketiyor…
Bir şeyleri değiştireceğini zannediyor…
Ve kendini gizleyerek duvarların, kapıların arkasına sığınıyor.
Kimin ne zaman kapı duvar olacağı da belli değil…
***
Yaşadığı çağda mutlu olan insana rastlamak zor…
Herkes yaşadığı çağın bir mutsuzu imiş, aslında…
Yaşadığı çağın mutsuzlarından biri de Albert Camus 14 Aralık 1957 tarihinde Upsala Üniversitesi’nde Doğulu bir ermiş kadının söylediği duayı hatırlatarak diyor ki;
*Kaderim beni ilgi çekici bir çağ yaşamaktan alıkoysun…
***
Geleneksel savaşların yorgunu bir coğrafyada bin parçaya bölünmüş, yönetilmiş büyük bir kalabalığın ortasında tek başına kalanlar gibi ilgi çekici bir çağı daha
yaşıyor gibiyiz.
Bölünmüşlüğün psikolojisiyle kırk parçaya böldürülen; ırk, mezhep ve farklılıkların arasındaki çatışmalar yüzünden çıkartılan savaşlardan başını kaldıramayan, paranın efendisi ama strateji körlüğüyle fukara kalan bir Ortadoğu ve İslam coğrafyasında herkes vahşi bir çağın eşiklerinde dolaşıyor… Oysa, sadece mutlu olmak istiyorlardı…
Kaç asırlık bir istektir bilinmiyor hâlâ…
***
Ve 73 fırkaya bölünmüş, böldürülmüş bir din…
Kafa kesen vahşi terör örgütlerinden kediciklere kadar uzanan geniş bir yelpazenin arasındaki uzaklık adeta İpek yolu kadar…
Yelpazenin içinde sadece bir doğru var…
Ve sayısız yanlışların arasına saklanmış bazı doğrular var…
Kimilerinin bin doğrusu içinde bir yanlışına…
Kimilerinin de bin yanlışı, iftirası, ihaneti, yalanı içinde bir doğrusuna tutunarak uzun bir yolculuğa çıkmayı tercih edenler var oldukça anlıyoruz ki savaşlar bitmeyecek…
Ve kendi çıktıkları yolculuklardan geriye hiç dönmeyecekler…
***
İnsanı anlama konusundaki evrensel bakış denildiğinde aklıma Tarık Buğra’nın bir sözü geliyor;
*Bir insanı açıklamak, birçok insanı açıklamak demektir.
***
Ve asırlardan beri geleneksel her savaşın sonu büyük hüsranla bitmiş.
Beklenenden daha farklı sonuçlara götürmüş...
Savaşlar bitmeyecek.
Görüyoruz ki, umutla beklenen barış çağının daha çok uzağındayız…
İsmet Özel’in “Hak yemek, sol elle yemek yemek kadar dikkat çekmedi bu
ülkede” deyişindeki gerçeklikle bir gece yarısında yüzleşince anlıyoruz ki yelpazenin arasındaki bu uzaklığın kapanmasına daha çok yıl ve yollar var…
***
Anlık, günlük, aylık ve yıllık hesaplara endeksli yaşanan aşkların, dostlukların, arkadaşlıkların sürdürüldüğü gizli bir yol haritasının çizildiği bir çağın neresindeyiz bilmiyoruz ama sonuca endeksli bir kalabalığın ortasında
yalnız olduğumuzu
rahatlıkla söyleyebiliriz.
“Kalk ve bir yolculuğa çık” diyor yüreğimizde taşıdığımız bir dost…
Nerede biteceği belli olmasına rağmen insanlar korkularıyla, kâbus ihtimalleri arasında uzun
bir yolculuğa çıkmaya devam ediyor…
Belki, her şey düzelir umuduyla…
- Cuma günkü yazımızda devam edeceğiz…