Ülke, yangın yerine çevrilmek isteniyor.
Türkiye’nin kazanmaması uğruna her fırsat değerlendiriliyor.
Ve her senaryo filme çekiliyor.
Terör örgütlerinin dağdaki adamları da ihanetlerinin gerçek gerekçesini itiraf ettiğine göre...
Anlaşılıyor ki bizi yalnızlığa itiyorlar.
Ve yalnız bırakarak bu ülkeyi, “kaybedenler kulübüne” üye yazdırmaya ve diz çöktürmeye çalışanlar ünlü yazar Paulo Coelho’nun Kazanan Yalnızdır eserini galiba hiç okumuyorlar!
Bu ülke yalnızlığından bile kazanarak çıkmasını bilen olduğu gerçeğinin uzaklarında geziniyorlar...
***
Bu ülkenin yalnız kalışına tahammül edemeyip intihara sürüklemek isteyenler aldanacaktır bir kez daha.
Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’ndaki yalnızlığından zaferle çıktığını da unutuyorlar...
Psikolojik eşiklerde hangi köprüyü yıkıp hangisinden geçileceğine dair tercihlerle bu ülkeyi köşeye sıkıştırmak isteyen Batılı efendiler, bütün ihanet köprülerini yıkıp atacağını da...
Bu oyunları bozmanın tek kuralı; birliğimizi korumaktan geçiyor!
***
Yanı başımızdaki Irak, Suriye, Mısır ve Libya gibi ülkelerde varılan sonuçlara daha dikkatli bakamayışımızdan ve parçalanmış, yıkılmış ve harabe hale gelmiş ülkelerin gerçeğinden ders çıkaramıyoruz...
Denizleri geçmek isteyen kadınların, çocukların dramını unutuveriyoruz...
Ve ölü denize dönüşen Ege’deki o büyük dramı...
Gittikçe, kendi kendimize yabancılaştığımızın farkında değiliz...
Bin yıldan beri üzerimizde, toprağımızda ve bayrağımızın altında oynanan asırlık ihanet senaryosu diye bilinen; böl-parçala-yönet stratejilerine yenik düşmemeliyiz...
***
Merhum Prof. Dr. Ayhan Songar her defasında bizlere diyordu ki;
- İçerideki delilerden değil, asıl dışarıdaki akıllı gibi gözüken delilerden çekiyoruz. Davranış bozukluğu deliliğin açık, duruş bozukluğu ise kapalı ve gizli belirtisidir! Ve en tehlikelisi de budur!
Terör ve teröristler de artık delirmiştir...
Dağlarda kalarak, öldürerek yürekleri ve akılları, ülkemizin her değerine yabancılaşmıştır...
Yabani gibi dolaşmaktalar!
Lakin bu ülke yaban değil.
Ve sahipsiz hiç değil!
