Reşat Turgut adlı hava korgeneral bir dostumuz vardı.
Genelkurmay Plan Prensipleri Başkanı’ydı. Beklenmedik bir şekilde MS hastalığına yakalanmıştı.
Hastalığını gerekçe göstererek istifasını vermişti ama kabul edilmemişti diye biliyorduk. Ve Hava Lojistik Komutanı olarak görevlendirilmişti.
“Geçmiş olsun” demek için bir gün Ankara’da makamında kendisini ziyaret etmiştik. Zorlukla konuşuyordu. Birlikte kahvelerimizi yudumlarken, bir anda titreyen ellerinin arasından kahve fincanı devrilivermişti. Emir subayı hemen duruma müdahale etmiş ve emir askerleri Reşat Paşa’nın üniformasını ıslak bir bezle silmeye çalışmıştı.
***
Zorlukla konuşan Reşat Paşa eliyle herkesin dışarı çıkmasını istedi.
Ve baş başa kalınca Reşat Paşa’nın gözleri dolmuştu ve demişti ki:
- Mehmet kardeş, artık üniformaya ayıp oluyor! İstifa ettim ama kabul etmediler. Artık bu yıl emekli olup köşemize çekiliriz.
Ve o yıl emekli oldu, birkaç yıl sonra da öldü...
***
Darbeci ve yıllarca asker kılığıyla vatanı beklediğine, düşmanlardan bizleri koruduğuna inandığımız asker kılıklı generallerin, albayların ve pilot subayların yani vatan haini teröristlerin duruşmalardaki ifadelerine dair haberleri okuyoruz.
Pişman olana rastlamıyoruz.
Kamera görüntülerine rağmen yalan söylemeye devam ediyorlar.
“Yalan makinesine neden bağlanmıyorlar?” diye soruyoruz ama kimseden bir cevap alamıyoruz!
***
Kripto bir örgütün, devlete sızmış bu ihanet şebekesinin iddia ettikleri gibi “hizmet” dertleri olsaydı bu yolculukları böylesine bir ihanetle son bulmazdı!
Hâlâ da son bulmuş değil ya...
Darbecilerin duruşmalardaki ifadelerine kargalar bile gülüyor.
Büyük bir travma yaşayan bu ülkenin namuslu insanları ibretle izliyor hainlerin halini.
Adaletin bunlara en ağır cezayı vermesini bekliyorlar.
Bu ülkenin siyasi iktidarı kırk defa değişmiş olsa bile gelecek yıllarda bu hainleri affedecek açık bir kapının bırakılmaması gerekiyor!
***
Bir yanda kahve lekesinin üniformasına dökülmesine dahi gözyaşı dökerek, “Artık üniformaya ayıp oluyor” diyen Reşat Paşa’ya ve diğer yanda ise ülkesine, bayrağına, milletine böylesine ihanet ve kalleşlik eden generallerin haline bakıyoruz da nereden nereye geldiğimizi daha iyi anlayabiliyoruz.
Velhasıl, kara kışlar kapıda bizleri bekliyor.
Soğuk mevsimlere doğru günler yol alırken diliyoruz ki 256 şehit insanımızın kanı ve ahı yerde kalmasın...