Ankara’-daydık... Bazı dostlarımızı ziyaret ettik... Konu ülkedeki terör konusuna gelince, üst düzey yetkili bir dostumuz önümüze büyük bir fotoğraf koyup sorumsuzluğun boyutunu gösterdi.
Fotoğrafta, Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki sokakların aralarına dikilen yüzlerce duvar, bombalı tuzaklar ve tüneller görünüyordu.
Ve köprülerin üzerine konulan bariyerler, park edilmiş bombalı tankerler ise kırmızı noktayla işaretliydi...
Ve bize dönüp üzülerek sordu:
- Güneydoğu’da birçok kentin sokakları böyle... Bu hale nasıl gelindi? Ve bu işin sorumluları kim?
***
Devlet asla kör olmaz...
Dünyayı, ülkeleri, şehirleri, cadde ve sokaklarını ve yolda yürüyen kişileri bile gösteren Google Earth’ün programına abone olunması halinde dahi, kentlerin sokaklarının adeta Çin Seddi gibi duvarlarla örüldüğü görülecek iken bu duruma kimler gözlerini kapatmış?
Ve neden kimse bir işlem yapmamış?
Belli değil...
Ve dostumuz çok daha önemli şeyler anlattıktan sonra olayı tek kelimeyle özetliyor:
- Bu prova bir isyanın hazırlıklarıydı... Yapılan terörle mücadele hâlâ sürüyor. İsyan şimdilik siyasi iradenin kararlılığıyla ve güvenlik güçlerinin operasyonlarıyla bastırılıyor...
***
Ve daha başka önemli ayrıntılar anlattı...
Sonuçta, gördüklerimiz karşısında oldukça hayret ettik...
Lakin, üzüldüğümüz şey gelinen bu noktayı görmesi gereken yetkililerin görmeyişiydi...
Daha da önemlisi; sokaklarına yüzlerce duvarın örüldüğü, sayısız bombalı tuzağın kurulduğu ve tünellerin açıldığı böylesine vahşi bir durum karşısında, teröre bulaşmayan ve huzur içerisinde yaşamak istediğini söyleyen bir tek masum vatandaşın dahi emniyet güçlerine haber vermeyişiydi...
Veya verdikleri halde işlem yapılmaması oldukça düşündürücüydü!
***
Dünü çabuk unutuveriyoruz...
Tarihin derinliklerinde kalan gerçekleri, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde diyerek bir masal gibi anlattığımızdan beri, geçmişe fazla dönüp büyük dersler çıkartmıyoruz...
Günümüzdeki dijital gençlik ise sadece bugünü yaşıyor...
On altı devletini de ihanetler yüzünden kaybetmiş, yine de uslanmamış bir gelenekten geliyoruz ve hâlâ koruyucu bir strateji üretemiyoruz...
PKK’dan faydalanan o kadar çok küresel güç var ki...
Suların altında görünmeyen savaş aslında çok daha büyük...
Suyun üzerindeki görünen savaş ise çok daha farklı, ayrı bir yüzü...
***
Dünyada en uzun ortaklık, günah ortaklığıdır, diyorlar...
Düşündükçe, anlıyoruz ki ‘günah ortaklığı’ üzerine kurulmuş bir ilişki daima uzun sürüyor, kaçınılmaz olan ise ortakların eninde sonunda menfaat paylaşımından dolayı birbirine düştüğü ve mutlaka bir tarafın değersizleştiği gerçeğidir ki bu da genellikle bir tarafın infilak etmesiyle sonuçlanıyor...
Ve özetle diyoruz ki prova isyanlar sona ermeyecektir...
Çözüm süreçleri ise büyük bir masaldan ibarettir...
Barıştan yanayız elbette ama barışı bozan tarafın asla bizlerin, siyasi iktidarın ve devletin olmadığını söyleyebiliriz...