Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhaliflerin İdlib’de faaliyet gösterdiği yerlerin vurulmasıyla ilgili kaygılarını dile getirdi:
Burada 3.5 milyon insan var. Allah göstermesin, buralara füzeler yağdırılacak olursa çok ciddi bir katliam yaşanır
Öyle bir durumda oradan kaçanlar nereye gelecek? Büyük oranda yine bize gelecek. Bu yeni bir sıkıntı meydana getirebilir
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rus uçaklarının müdahalesinden önce İdlib’deki duruma ilişkin soruyu yanıtlarken, “Burada 3.5 milyon insan var. ABD Rusya’ya, Rusya ABD’ye topu atıyor. Ama, Allah göstermesin, buralara füzeler yağdırılacak olursa çok ciddi bir katliam yaşanır. Öyle bir durumda oradan kaçanlar nereye gelecek? Büyük oranda yine bize gelecek. Bu yeni bir sıkıntı meydana getirebilir” sözleriyle kaygısını dile getirdi. Türkiye olarak Rusya ve İran ile çalışma içinde olunduğunu belirten Erdoğan, 7 Eylül’deki Tahran zirvesini anımsatarak, “İnşallah Tahran Zirvesi’ni olumlu neticelendirmek suretiyle, rejimin oralardaki aşırılıklarını önlemeyi başarırız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kırgızistan’da Türk Konseyi Zirvesi’nin ardından Türkiye dönüşü uçakta beraberindeki gazetecilerin sorularını yanıtladı. Rus savaş uçaklarının dünkü bombardımanı öncesi gerçekleşen sohbette Erdoğan’ın sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
‘Allah göstermesin’
- İdlib’le ilgili çok kritik bir aşamaya gelindi. Büyük bir insani kriz yaşanma riski var. Neredeyse her ülkenin bölge ile ilgili pozisyonunun farklı olduğu bu ortamda, Türkiye nasıl bir çözüm bekliyor? Tahran zirvesinde Türkiye masaya öncelik olarak hangi konuyu getirecek?
Bizim için şu an İdlib’deki durum önem arz ediyor. Çünkü İdlib’de şu anda çok acımasız bir süreç işletiliyor. Şu anda Türkiye olarak Rusya ile zaten bir çalışmanın içindeyiz. Aynı şekilde İran ile bir çalışmanın içindeyiz. Bu çalışmalar çerçevesinde, daha önceden belirlediğimiz gibi en azından bayram süresince bir tür ateşkes hayata geçirildi. Bizim orada 12 gözlem noktamız var. Oradaki güvenlik güçlerimiz kararlılıkla çalışmalarını sürdürüyor. Hepsinden öte şu anda bizim Rusya ile olan işbirliğimiz çok önemli. Bunu silahlı kuvvetlerimiz ve Savunma Bakanı’mız, istihbaratımız aynı şekilde sürdürüyor. Burada 3.5 milyon insan var. ABD Rusya’ya, Rusya ABD’ye topu atıyor. Ama, Allah göstermesin, buralara füzeler yığdırılacak olursa çok ciddi bir katliam yaşanır. Öyle bir durumda oradan kaçanlar nereye gelecek? Büyük oranda yine bize gelecek. Bu yeni bir sıkıntı meydana getirebilir. Bizim ‘belli şeyler çözüldü, artık Türkiye’den geri dönüşler başladı’ havasında olduğumuz bir dönemde, şimdi bu tür bir risk gündemde. İdlib dışında, gerek Tel Rıfat’a yönelik gerek Münbiç’e yönelik çalışmalar da aynı kararlılıkla devam ediyor. İdlib konusundaki görüşmelerin üçüncü safhası bitti, bugün dördüncü safhası devam ediyor. Görüşmelerden çıkacak isabetli bir kararla bu süreci aşarız. 7 Eylül’de Tahran zirvesi var. Bu zirvede bu işi çok daha olumlu bir noktaya taşıyacağız. Bu Astana’nın devamıdır. Cenevre ile bir karşı karşıya gelme gibi bir durum değildir, öyle bir şey zaten düşünmüyoruz. İnşallah Tahran Zirvesi’ni olumlu neticelendirmek suretiyle, rejimin oralardaki aşırılıklarını önlemeyi başarırız. Tahran zirvesini çok önemsiyoruz.
‘Münbiç savsaklanıyor’
- ABD Savunma Bakanı Mattis’in Türkiye ile Münbiç konusunda ortak çalışmaların devam ettiği yönünde açıklaması var. Ama sanki oyalama var gibi duruyor. Türkiye’nin değerlendirmesi nedir?
Münbiç’te, başta Dışişleri Bakanımızın Pompeo ile yaptığı görüşmedeki noktada olmadığımızı söyleyebilirim. Olay savsaklanıyor. Bu gerçeği görmemiz lazım. İdeal bir noktada değiliz. Görüşmelerin yapıldığında varılan mutabakat, şu anda aynı istikamette maalesef yürümüyor. Önümüzdeki süreçte Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile Milli Savunma Bakanı’mız Hulusi Akar’ın muhatapları ile yapacakları görüşmelerde temenni ederim ki yeni bir süreç başlar, yeni bir heyecan ortaya çıkar. Gerek Münbiç gerek Tel Rıfat, buralarda arzu edilen adımlar atılır inşallah.
‘Enflasyon tek haneye gelir’
- Enflasyon rakamları açıklandı, hem bu konuda hem ekonomiye ilişkin genel değerlendirmeniz nedir?
Bunlar tekrar tek haneye gelir. Biz bunları aşarız. Turizmdeki adımları görüyorsunuz, 40 milyona doğru giden bir atağımız var. Yatırımlar konusunda dışarıdan girişimci Türkiye’ye girmekten çekinmiyor. İhracatta iyi bir konumdayız. Sıkıntımız söz konusu değil. Bunları aşacağız. Başaracağız.
'HUKUK DIŞI TALEBİ YERİNE GETİRMEYİZ'
- Türkiye-ABD ilişkilerinde son durum nedir? Krizin aşılması için görüşmeler sürüyor mu? BM zirvesinde görüşmesinde Trump ile bir görüşme öngörülüyor mu?
İzmir’deki hadisede (Brunson krizi) hukuki süreç devam ediyor. Biz başından beri hukuki sürecin işletilmesini savunduk, savunuyoruz. Bizim hukuk dışı bir talebi yerine getirmemiz mümkün değil. Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuku devleti olarak hukukun gereği neyse yerine getirilir. Kusura bakmasınlar, hukuk dışı bir şey talep edilemez. Kaldı ki ABD’de yapılanlar da ortada. Örneğin Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın durumu. ABD’ye altı kez girdi çıktı, yedincisinde çıkarken tutukladılar. Hakeza, bizim finans sektöründe önemli bir devlet bankamız olarak niteleyebileceğimiz Halk Bankası’na yönelik tehditler. Bu bankamızın ABD’de şubesi bile yok. Halk Bankası’nın suçu ne, Genel Müdür Yardımcısı’nın suçu ne? Onlar için, hukuk şöyle der böyle der önemli değil. ‘Ben güçlüyüm, güçlü olduğuma göre haklıyım’ diyorlar. ABD halen olumlu bir adım atmıyor. İzmir’deki hukuki süreci adeta yok saymaları, ‘Bize göndereceksiniz, vereceksiniz’ tarzında bir yaklaşım içinde olmaları hoş değil. Böyle tehditlerle bir yere varılamaz. Türkiye bir hukuk devletidir. NATO’da stratejik ortağımız olan ABD’nin bu tür nahoş ve hukuk dışı tavırlar sergilemesini şık bulmuyoruz. Bir stratejik ortağın ortağına böyle bir şey yapması şık değil. 16 yıldır Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yapıyoruz. Herhangi bir ihtiyacımızı, ABD’den paramızla dahi alamadığımız anlar olmuştur. Ama terör örgütleri parasız olarak her türlü silahı ABD’den alabiliyorlar. Bu silahları da bize karşı kullanıyorlar. Bu nasıl bir stratejik ortaklık?
Görüşme olacak mı?
- BM’de Trump ile görüşecek misiniz?
Bu konuda onlardan bir talep gelmedi. Benim bir talebim olmayacak.
- James Jeffrey’nin (ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi) Türkiye ziyaretinden beklenti nedir, somut bir adım çıkar mı?
Sayın Jeffrey’nin bölgeye atanmasını isabetli bir karar olarak görüyorum. Burada gerek Savunma Bakanımızla gerek Dışişleri Bakanımızla gerek istihbaratla görüşmeleri olacaktır. Bizim kendisiyle dostluğumuz Büyükelçilik dönemine dayanıyor. ABD ziyaretlerimizde kendisiyle görüşmelerimiz de olmuştur. Bana göre, bundan önceki kişiyle mukayese edilmeyecek derecede isabetli isimdir. Bundan önceki isim oradan alınmış değil; O da halen bölgede malum, belli yerlerde belli görevleri var. Temenni ederim bu yeni süreç hayırlı olur. Bazı adımların seri olarak atılmasına da vesile olur.”
- Jeffrey’nin PKK-PYD terör örgütü diye değerlendirmeleri de var..
Biz zaten daha öncede konuştuğumuzda da aynı noktadaydı.
‘AB istediğimiz noktada değil’
- AB’nin son zamanlarda Türkiye’ye yaktığı yeşil ışık ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunacak mı? AB ülkeleri ile ilişkiler daha da gelişecek mi?
AB, bazı istisnalar dışında, henüz bizim isteğimiz noktada ya da konumda değil. Almanya’ya Sayın Cumhurbaşkanı’nın davetiyle ay sonunda resmi ziyaretim olacak. O ziyaret vesilesiyle, Sayın Merkel ile ortak çalışma yemeğimiz olacak, ertesi gün ise sabah ucu açık bir kahvaltı yapacağız. Türkiye-Almanya ilişkileri konusunda ele almamız gereken bir çok konu var. Bu ziyareti çok önemsiyorum. Almanya, AB içinde çok önemli bir konuma sahip, adeta bir lider konumunda.
AB, Türkiye olarak bugüne kadar attığımız olumlu adımlara maalesef karşılık veremedi. Bir diğer boyut Fransa. Fransa da daha olumlu gibi görünüyor; ama yine de bir iade-i ziyaret yapamadı, bunu yapması lazım. Arkadaşlarımız görüşmeleri yapıyor, telefon görüşmesi yapıyoruz, adım atalım derken bakıyorsunuz oralardan koalisyon güçleri olarak Suriye’deki olaylara yaklaşım tarzları çok da iyi değil. AB ülkeleri içinde Hollanda’nın, Belçika’nın tutumlarının çok iyi olduğunu söyleyemeyiz. Avusturya’dan yapılan bazı açıklamalar çok çok olumsuz... Türkiye olarak biz AB konusunda, 1963’te resmi görüşmelerin başladığı bugünlere kadar hep olumlu duruş sergiledik. Ne yazık ki AB ülkeleri aynı olumlu duruşu sergileyemedi. PKK’yı, terör örgütü saydıklarını söylüyorlar ama oralarda PKK’lıları salonlarda konuşturuyorlar, parlamentolarının önünde çadır kurduruyorlar.
‘En temel sorun FETÖ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Konseyi Zirvesi’ne yönelik yaptığı değerlendirirken ortak bildiri ile birlikte 12 belge imzalandığını kaydetti. Erdoğan, Kırgızistan’a teknik yardımların 1991 yılından beri devam ettiğini ifade ederken “Şu ana kadar 855 milyon dolar desteğimiz var. Ekonomik ilişkilerimizi geliştirmek konusunda mutabık kaldık. Ticaret hacmimizi 1 milyar dolara çıkaralım dedik” dedi.
Kırgızistan’da FETÖ’nün en temel sorun olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti: “Maalesef Kırgızistan’da bu terör örgütünün çok ciddi bir alt yapısı var. Buradaki yerleşme süreci eski. Başta ordu ve yargı olmak üzere, devlete sızmış durumda. Gerçekten siyasileri de ciddi manada ürküten bir havaları var. Kırgızistan’daki FETÖ yapılanmasına karşı harekete geçilmesi gerektiğini söyledik. Bunu Sayın Başkan’la görüştük. Beklentilerimiz ilettik. Somut adımlar atılmasını beklediğimizi de söyledim. FETÖ, sadece Türkiye için değil, bulunduğu bütün ülkeler için tehlike arz ediyor. Biz bu örgütün eğitim kılıfı altındaki faaliyetleriyle mücadele için Maarif Vakfı’nı kurduk. O ülkelerde FETÖ’yle mücadele açısından, örgüte ait okulların ve yurtların kapatılması, oralardaki milli eğitim bakanlıkları ile Maarif Vakfı’mızın ortak çalışmaya girmeleri son derece önemli. Bu örgütün muhtelif ülkelerdeki yapılanmasına karşı da her yerde mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.”
‘Yorulmayacağız’
Cumhurbaşkanı, “Bizi anlamasını beklediğimiz bu ülkeler, olayı yeteri kadar anlamak istemiyorlar mı? Somut adımlar olacak mıdır?” sorusu üzerine şöyle devam etti: “Biz anlatmaktan yorulmayacağız. Yönetim olarak anlatmaya devam edeceğiz. Buranın hücrelerine kadar sızmışlar. Dünyada 160 ülkeye bu şekilde sızmış vaziyetteler. Bu sadece Müslümanların ağırlıklı olduğu ülkelerde değil, Müslüman olsun gayri Müslüm olsun, her yere sızmış vaziyetteler. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. Gittiğimiz yerlerde anlatacağız. ABD’deki durumun da ne derece bununla bağlantılı olduğunu biliyorsunuz. Kongre üyelerine nasıl sızmış olduklarını, zaman zaman yazılı ve görsel medyada da izliyoruz...”
‘Yerel seçimde ittifak olabilir’
- Yerel Seçimlerde ittifak olacak mı? Çünkü Devlet Bahçeli buna yeşil ışık yakan mesajlar verdi. CHP, HDP ile aday gösterebileceğini söyledi, adaylarını da erken açıklayacak. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? AK Parti dışından adaylar olacak mı?
CHP’nin HDP’den, HDP’nin CHP’den aday gösterip göstermemeleri bizi ilgilendirmiyor, kendi iç meseleleri. Bizim dışarıdan, içeriden diye bir şeyimiz olmaz. AK Parti’nin ilkelerini benimsemiş, AK Partililiği tescillenmiş olan kişi bizim adayımız olur. Sipariş adaylar belediye başkanlığında hiç uygun düşmez. Bu farklı bir şey. Belediye başkan adayının bir karşılığı olacak ki partinin oy tabanına hitap edebilsin ve partinin oy miktarı ile karşılığı olan oy birleşmiş olsun. Cumhur İttifakı meselesine gelince, doğrusu Sayın Bahçeli’nin bu konudaki yaklaşımı tam nedir bilemiyorum. Biz böyle bir noktada bu işe olumlu yaklaşabiliriz. Milletvekili seçiminde attığımız bir adım var. Böyle bir durum yerel seçimlerde de böyle bir adımı müşterek olarak atabiliriz. Bunun için arkadaşlarımızın, başta liderler olarak bizlerin oturup konuşmalarında fayda var. Taraflar olumlu bakarsa böyle bir adım niye olmasın, olabilir.
‘Devletin af yetkisi yok’
- Zaman zaman dile getiriliyor, af gibi bir konu gündemde mi? Değerlendirdiniz mi, değerlendirmeniz nedir?
Kader mahkumları meselesini anlamış değilim. Kime kader mahkumu denir çok çok önemli. Benim bir ilkem var: Devlete karşı işlenen suçlarda devlet affedici olabilir. Ama kişilere karşı işlenen suçlarda devletin af yetkisi yoktur. Bunu bazıları şu anda menfaate çevirmek isteyenler olabiliyor. İçeridekiler onların bekleyenleri... Biz arkadaşlarımıza şunu da söyledik, özellikle bu bizim gündemimizde olan bir şey değil. Tüm bunlara rağmen hakikaten yapabilecek bir şey var ise bunu da aramızda görüşelim. Biz MHP ile bir yola çıktık. Burada zaman zaman buna benzer konuları aramızda değerlendirmek suretiyle atılabilecek adımlar var ise bu adımları atmaktan da çekinmemeliyiz. Cezaevlerinde ciddi manada bir doluluk var, kabul ediyoruz. Tüm bunlara rağmen bir şey yapalım derken, öbür tarafta mağdur, mazlum meydana getirmeyelim. İlke şu, devlete karşı işlenenlerde devlet bu yetkiyi kullanabilir ama şahıslara karşı işlenen olduğunda orada devletin böyle bir af yetkisi kesinlikle yoktur.