Avrupa Parla- mentosu Türkiye’yi uyarmış...
Demiş ki; yargı bağımsızlığı yok ediliyor!
Ve devam etmiş; toplanma ve ifade özgürlüğü, düşünce ve ifade hürriyeti ile bağımsız medya yok ediliyor... Sokağa çıkma yasaklarıyla Türkiye duraklamıyor, geriye gidiyor!
Ayrıca, laik yaşamın tehdit altında olduğunu belirtiyor...
ABD Dışişleri Bakanlığı da Türkiye’yi uyarmış...
Demiş ki; medyaya hükümet baskısı artıyor!
Ve devam etmiş; yargı bağımsızlığı korunmalı!
UNICEF Türkiye’yi uyarmış...
Demiş ki; eğitim eşitliğinde Türkiye 35 ülkenin arasında 33. sırada...
Biz hâlâ kimseyi uyaramıyoruz ve sürekli kendimizi savunmakla ömür tüketiyoruz...
* * *
Kısacası; açıklamalar ve raporların “zamanlaması manidar!”
Büyüklerden küçüklere masallar gibi...
Uganda bile yakında açıklama yaparsa şaşırmayacağız.
Paris’teki terör saldırılarının ardından olağanüstü hal ilan ettiklerini ve sokağa çıkma yasaklarını başlattıklarını henüz daha unutmadık!
Ve yabancıların daha doğrusu Müslümanların oturdukları mahallelere rastgele yaptıkları polis baskınlarını da...
Türkiye’de olunca demokrasi tehdit altında, kendileri yaptığında ise halkın can güvenliği...
* * *
Ve Türkiye’de medya güya özgür değilmiş, baskı varmış vs.
Öyle çok geçmiş yıllara gitmeye gerek yok...
97 ve 2002 yılları arasında nelerin yaşandığını yazmaya başlarsak buradan Bağdat’a yol olur...
Bir gecede 25’e yakın Türk bankasının kapatıldığı, işadamlarının cezaevlerine gönderildiği, medya patronlarına kelepçe vurulduğu ve şirketlerine el konulduğu günlerde ABD, AP tek bir açıklama dahi yapmadı...
Uyduruk kurgu operasyonları yapıldığı zaman da “hukuki süreci izlemeye devam edeceklerini” belirten gülünç açıklamalarıyla yetiniyorlardı...
* * *
Küresel efendiler ve içerideki ortakları medya ve finans dünyasındaki güçlü rakiplerini tasfiye ederken hiç kimsenin sesi çıkmıyordu!
O dönem hukuki süreçti... Ya şimdi ki süreç gayri hukuki mi?
Türkiye’yi her fırsatta karalayan ikiyüzlü Batılı efendiler ve içerideki günah ortakları sürekli aynı masalları bizlere anlatıyor.
Doğu’ya koşmakla Türkiye’yi suçlayan Batılı ve ABD’li kurumlar asırlardan beri Doğu’ya dört nala koşturmuyor mu?
Kentleri yakıp yıkmadılar mı?
Bağdat, Kudüs, Şam, Halep, Kâbil’i ve daha da ötesi İslam coğrafyasını bu hale leylekler mi getirdi?
* * *
Bildiğimiz kadarıyla; ABD, AP ve daha başka dış örgütler ile içerideki siyasi ve siyasi olmayan güçlerle birlikte mayıs ile ekim arasında Gezi Parkı gibi bir senaryo yeniden devreye sokulacak...
Ve içerideki bazı gelişmeler bahane edilerek...
Bunlardan biri, yüksek yargıya yönelik yapılacak yeni bir kanuni düzenlemeyi sözün bittiği yer olarak görecekler...
Diğeri ise, düşünce ve ifade hürriyetine yönelik medya operasyonları...
Kazanların altındaki ateşe hemen her yerden odun atılıyor...
Anlaşılan, bahar ve yaz ayları çok sıcak geçecek gibi...
Lakin; herkesin bir hesabı var ama her oyunu ve hesabı bozan da büyük bir oyun bozucu var!
Yeter ki kendi hatalarımız yüzünden haklı iken haksız konuma düşmeyelim!