Darbecilerin gizemli atölyesi elbette bir gün açığa çıktığında perde arkasındaki büyük oyunun da ayrıntılarını öğrenmiş olacağız.
Ya da hiç öğrenemeyeceğiz.
Atölyedeki çalışanları bileceğiz ama kimin ve ne amaçla kurduğunu, çalıştırdığını bilmeyeceğiz.
PKK’yı ve diğer terör örgütlerini ne kadar öğrendiysek bunları da o kadar öğrenmiş olacağız.
İnsan, üç günlük dünyanın yalan olduğuna dair sayısız vaaz verir de, bu kadar üç günlük yalana da teslim olur mu?
Oluyormuş işte...
Bin yıldan beri hep olmuş...
***
Toprağın üstü de taş, altı da...
Taş, toprak sevdası bitmedi bu ülkede.
Gökyüzüne meydan okurcasına dikilen gökdelenlerin tepesinde betondan dört duvara ve dört lastik üzerinde giden arabalara sahip olma sevdası da...
Ve para denilen kâğıt düşkünlüğü de.
Para ve güç kazanma hikâyesi çoğu zaman küçük bir günahla başlar. Para ve güç arttıkça günahlar da büyür.
Günahlarla büyüyenler için “Çok söz yalansız, çok para haramsız olmaz” sözünü boşuna dememişler...
Artık, az konuşma, az para kazanma dönemi başlamalı...
***
Kişisel kazanımların peşine düşenlerin sayısı ne kadar çok olursa ülke o kadar büyük tehlike içinde demektir.
Kanlı darbe girişiminde Amerika ve Batılı devletlerin parmağı olduğunu hemen herkes öğrendi ama üst akıl dediğimiz “Amerika ve Batılı devletler Türkiye’den ne istiyor?” sorusunun cevabını kamuoyu hâlâ bilmiyor. Yığınla konu başlığı biliyor ama birinci nedeni bilmiyor!
Sahi, ne istiyorlar?
Bu milletin bilmeye hakkı var!
Kimi görsek bize bu soruyu soruyor da...
***
Yenikapı’da 5 milyon kişinin katıldığı mitingdeki birlik ve beraberlik tablosu artık bu ülkede korunmalı.
Bütün farklılıkların bir arada barış ve adalet kavramları içinde kalarak yaşamasını sağlamak devletin birinci görevidir.
Ayrıştırıcı her siyasetten, konuşmadan uzak durmak gerek.
“Kazanmak için mutlaka düşman gerekiyor” diyenlere inat bir arada kardeşçe yaşamak gerek.
Düşman dost yüzüyle aramızda, yanımızda ve uzaklarda idi!
“Adamın adam sevmesi geçti gayri zaman oldu” türküsü bu ülkedeki hizmet kılıfıyla gelinen süreci özetliyor aslında. Allah için bu ülkeyi, milleti, bayrağı ve insanları sevenler de Neşet Ertaş’ın Ah Yalan Dünya türküsüyle gün sayıyor!
Ve tek tesellimiz ise ya yalan değil de gerçek olsaydı, kim bilir daha neler olurdu!