Sarı-lacivertli takımın, Kasımpaşa ve Konya’dan sonra Bursaspor’u da 90’dan sonra attığı gollerle yenmesi tesadüf değil, cesaret meselesi. Terim yıllarca, “kazanmak için kaybetmekten korkma” felsefesiyle dev başarılara imza attı. Ersun Yanal bu sezon şampiyonluk hedefine ulaşırsa gelecek yıllarda Fenerbahçe’nin Fatih Terim’i olabilir
Süper Lig lideri Fenerbahçe’nin, Kasımpaşa ve Erciyes’ten sonra Bursaspor’u da 90’dan sonra attığı gollerle yenmesinde futbol şansının rolünü görmezden gelmek olmaz elbette. Webo’nun, Kasımpaşalı iki oyuncunun müthiş ikramı ardından attığı 3-2’lik galibiyeti getiren golün benzerini izlemek için uzun yıllar beklemek zorunda kalabiliriz. Emenike’nin Kayseri’de, Egemen’in Bursa’da attığı galibiyet gollerinde de futbol şansı hep sarı-lacivertlilerle birlikteydi.
İlk hafta Konya’da 2-0 öne geçen Fenerbahçe; 75, 78 ve 87’de yediği 3 golle mağlup olmuştu. Sarı-lacivertli takım bu şok mağlubiyetin ardından 8 galibiyet, 1 beraberlik alarak zirveye kuruldu. 9 karşılaşmada 25 puan (maç başına 2,7) çok başarılı bir performanstır sürprizi ve mücadelesi bol ligimizde.
İlk haftalar keyif vermeyen Fenerbahçe’nin her geçen gün aşama kaydetmesinde Ersun
O dünyanın gelmiş, geçmiş en büyük golcülerinden biri çünkü çok yetenekli. O herkesin alkışını topluyor, çünkü tam bir lider ve çok karakterli. O ne Eboue gibi numara yapar neEngin gibi hakemin yakasına yapışır ne de Caner gibi yerdeki rakibine tekme atar. O futbol için yaratılmış bir yıldız, örnek alan kârlı çıkar
Chelsea’de 3 kez Premier Lig’i kazandı. 4 defa Federasyon Kupası’nı (FA Cup), 2 kez de Lig Kupası’nı kaldırdı. Yine Chelsea ile 2012’de Şampiyonlar Ligi şampiyonu oldu. Biri penaltıdan 2 gol attığı finalin en değerli oyuncusu seçildi. 2004’te Fransa’da, 2007 ve 2010’da İngiltere’de yılın futbolcusu ödülünü aldı. 2012’de Afrika Kupası Gol Kralı oldu, 2013’te Galatasaray formasıyla Süper Lig ve Süper Kupa şampiyonluğu yaşadı...
Kaldırdığı bütün kupaları, elde ettiği bütün ödülleri yazmaya kalksak belki de bu sayfa yetmeyecek. 35 yaşında üstelik, 11 Mart 2014’te de 36’sına girecek.
Şöhret deseniz aktif halde ondan şöhretli kaç oyuncu var dünyada? Messi ve Ronaldo’dan başka... Kariyer deseniz aynı şekilde, yanına yaklaşmak bile olaydır bu alemde.
Futbola ilk başladığı yıllardaki kadar istekli, hiçbir kupa kaldırmamış gibi hırslı olduğunu söylüyor Drogba.
Mustafa İlker Coşkun, Fırat Aydınus, Halis Özkahya ve Ali Palabıyık’ın kart, yorum yanlışları sonuçlar üzerinde belirleyici oldu. Bu tablo, hakemlerin maçlarda adaleti sağlayabilmek için cesaretle kuralları uygulamak zorunda oldukları gerçeğini bir kez daha ortaya koydu
Spor Toto Süper Lig’in 8. haftasında; heyecan dolu maçları ve birbirinden şık golleri yazmak isterdik, ancak hakemlerimiz gösterdikleri yönetimlerle buna izin vermediler! Sınavlarda 4 yanlış, 1 doğruyu götürür fakat hakemlikte 1 yanlış bütün doğruları silip, atıyor maalesef...
Hakemliğin dünyanın en zor işlerinden biri olduğuna inanırım. Milyonlarca göz sizin üzerinizdeyken en az futbolcular kadar koşmak, her şeyi doğru şekilde görüp, yorumlamak ve kötü niyetli birçok oyuncuya, tribün baskısına rağmen adil kararları vermek hakikaten kolay iş değil. 5-10 santimle kaçan ofsaytlara, faullerdeki yorum yanlışlarına, korner-taç hatalarına fazla takılmıyoruz. Bunlar dünyanın her yerinde oluyor, olmaya da devam edecek.
Sanırım aklınızda şu an Hoffenheim-Leverkusen maçı var. Kiessling soldan yapılan ortaya kafayı vuruyor, hedefi bulmayan top yırtık olan yan ağlardan içeri giriyor ve hakem Felix Brych, “gol” kararı
12 Mayıs'ta kalbinden bıçaklanarak öldürülen Burak Yıldırım hiç kimseye ders olmamış anlaşılan.
Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu ile İkinci Başkan Sebahattin Çakıroğlu söylemlerine ve eylemlerine dikkat etmek zorundadır. Taraftarların birbirine girmesini, insanların öldürülmesini istiyorsanız aynen devam edin, aksi halde artık kendinize gelin...
Kadıköy’de keyifli bir lig maçı oynanmış. Çoğunluğun ortak görüşü Fenerbahçe’nin galibiyeti kaçırdığı yönünde. Yorgun olmasına rağmen mücadelesi için Trabzonspor’a da hakkı teslim ediliyor.
Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu ve bazı yöneticiler maçı şeref tribününde izliyor. Laf atmalar dışında ciddi bir tatsızlık yaşanmıyor.
Bordo-mavili takım ve yöneticilerin stada nasıl gelecekleri, nasıl çıkacakları ve maçta hangi tedbirlerin uygulanacağı pazar sabahı yapılan eşgüdüm güvenlik toplantısında belirleniyor. Emniyet güçleri alınan kararları bordo-mavili kulübün temsilcisine imzalatıyor.
İbrahim Hacıosmanoğlu ve yöneticiler maçtan sonra hangi kapıdan çıkmaları gerektiğini biliyorlar. Emniyet güçleri, bordo-mavililer ile Fenerbahçeli taraftarların karşı karşıya gelmemesi için Hacıosmanoğlu’nu, E-5 tarafındaki kapıya
Galatasaray Başkanı, A Milli Takım’ın başına geçtikten sonra Fatih Terim’le yolları ayırmayakarar vermişti ve Mancini’yi göreve getirerek bu operasyonu tamamladı. Aslında Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak gönderilince Terim’in yüzde 50’si kulüpten uzaklaştırılmıştı, kalan yarısı da son darbeyle yollandı
Galatasaray’a 2 yılda, 2 Süper Lig şampiyonluğu ve 2 Süper Kupa kazandıran, Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final oynatan Teknik Direktör Fatih Terim’in, 3. yılında üstelik 5. hafta sonunda gönderileceğini kimse hesap edemezdi sanırız. Terim, Real Madrid bozgunu ardından Beşiktaş maçını deplasmanda kazanmasına rağmen, 2 gün sonra Başkan Ünal Aysal’ın operasyonuyla görevden alındı.
Peki neden? Telefonlara çıkmamış, mesajlara yanıt vermemiş!
Bunlar, büyük bir kulüpte, büyük bir teknik direktörün görevden alınması için geçerli sebepler olabilir mi? Siz, “Galatasaray değerleri zarar görmeye başlamıştı” derseniz insanlar buna inanır mı?
Başkan Ünal Aysal, A Milli Takım’la anlaştığı gün, bir yolunu bularak Fatih Terim’i göndermeye karar vermişti aslında. Zaten bu operasyonunun temellerini de Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak’ı yönetim kurulundan uzaklaştırırken atmıştı. Dürüst
Deneyimli teknik adam, Sow üzerinden tüm takıma, “Koşmayan, performans kriterlerini yerine getirmeyen bu takımda oynayamaz” mesajını yolladı, kısa sürede ciddi kazanımlar sağladı. Yanal adalet terazisini bozmazsa, ezeli rakipler krizdeyken, sarı-lacivertli takım şampiyonluğun en güçlü favorisi haline gelebilir
Süper Lig’in 5. haftasına, Beşiktaş-Galatasaray derbisindeki akıl almaz olaylar damgasını vurdu. Yaşananlar ortada, gözler artık TFF Yönetim Kurulu ve PFDK’ya çevrilmiş durumda.
PFDK yarın Beşiktaş’a faturayı kesecek, ardından Tahkim Kurulu süreci başlayacak, sonra olarak TFF Yönetim Kurulu büyük bir olasılıkla yarıda kalan maçı Galatasaray lehine 3-0 tescil edecek.
Derbiyle, olaylarla ilgili 4 gündür hemen her şey izlendi, yazıldı, konuşuldu. Biz derbiyi bir kenara koyalım, yine sahaya bakalım; Konumuz Fenerbahçe ve Teknik Direktör Ersun Yanal’ın adaleti...
Caner’den dev katkı
Üst düzey bir futbol takımında teknik direktör adaletli, futbolcular çalışkan ve özveriliyse meselenin yüzde 80’i çözülmüş demektir. Aykut Kocaman’ın ardından Fenerbahçe’de göreve getirilmesi büyük bir sürprizdi Ersun Yanal’ın. Üstelik bir hayli rötarlı başladı yeni işine, sonra UEFA ve
Süper Lig’e 9 yıl sonra 4’te 4’le başlayan Kartal rakip fileleri 11 kez havalandırdı. 4 maçta kalesinde sadece 2 gol gören siyah-beyazlı takım, Bursaspor deplasmanında 116.7 kilometre koşarak lig rekoru kırdı. Bilic çok kısa sürede takım ruhunu ortaya çıkartarak Beşiktaş’ı ligin başaktörlerinden biri yaptı
Beşiktaş’sız bir lig, kaliteli olabilir mi? Elbette olmaz... Kartal ne zaman zirvelere kanat çırparsa ligin tadı yerine gelir, heyecan artar, keyif tavan yapar.
Süper Lig’in geride kalan 4 haftası, Beşiktaş’ın bu sezon fedakâr taraftarının yüzünü güldüreceğini adeta belgeledi. FEDA dönemi bitti, SEFA sezonu şimdi başlıyor...
Kartal, isabetli teknik direktör tercihi, doğru transfer yapılanması ve Slaven Bilic’in kısa sürede sahneye koyduğu akılcı futbolun meyvelerini erkenden toplamaya başladı. Bilic, Samet Aybaba’nın koltuğu için ismi gündeme gelen teknik adamlar arasında Beşiktaş’a en uygun olanıydı kuşkusuz. Prosinecki hariç diğerleri hem çok maliyetliydi hem de Futbol Genel Direktörü Önder Özen’in realist kriterlerine uymuyordu.
Neticede doğru bir seçimle Bilic göreve getirildi, transfer de ihtiyaca göre yapıldı. Tolga Zengin kaleci krizini, Serdar Kurtuluş sağ bek
Kartal, Gaziantep engelini kolay aştı, 3’te 3 yaparak zirvedeki yerini sağlama alırken çok özlediği şampiyonluk için ne kadar iddialı olduğunu kanıtladı. Fenerbahçe üst üste yaşadığı şoklara rağmen sezonun en iyi futbolunu Sivasspor’a karşı oynadı, farklı galibiyetle fırtınalı denizden çıkmayı başardı
Spor Toto Süper Lig’de 3. hafta da geride kaldı ve milli araya girdik. İlk 2 haftada heyecanı yüksek, mücadelesi sert, kalitesi üst seviyelerde maçlar izlemiştik. Tempo son haftada yine yüksekti, futbol severler birbirinden keyifli maçlar izledi.
Kasımpaşa, Konya’da son dakika golüyle galip geldi. Karabükspor de evinde Gençlerbirliği’ni yine son saniyelerde penaltıdan bulduğu golle mağlup etti.
Haftanın en çarpıcı sonuçlarına Sanica Boru Elazığspor ve Akhisar Belediyespor imza attı. Kayserispor deplasmanına çıkan Elazığspor, müthiş bir ilk yarı performansı sergiledi. Deniz Yılmaz, Görkem Görk ve Özgür Özkaya’nın golleriyle henüz 34. dakikada 3 farkı yakalayan bordo-beyazlı takım şapka çıkarılacak bir futbol oynadı. Özellikle stoper Görkem’in attığı gol, forvetleri bile kıskandırdı. Norveçli teknik direktör Trond Sollied ve öğrencileri, cesaretin karşılığını altın değerinde