Süper Lig’e 9 yıl sonra 4’te 4’le başlayan Kartal rakip fileleri 11 kez havalandırdı. 4 maçta kalesinde sadece 2 gol gören siyah-beyazlı takım, Bursaspor deplasmanında 116.7 kilometre koşarak lig rekoru kırdı. Bilic çok kısa sürede takım ruhunu ortaya çıkartarak Beşiktaş’ı ligin başaktörlerinden biri yaptı
Beşiktaş’sız bir lig, kaliteli olabilir mi? Elbette olmaz... Kartal ne zaman zirvelere kanat çırparsa ligin tadı yerine gelir, heyecan artar, keyif tavan yapar.
Süper Lig’in geride kalan 4 haftası, Beşiktaş’ın bu sezon fedakâr taraftarının yüzünü güldüreceğini adeta belgeledi. FEDA dönemi bitti, SEFA sezonu şimdi başlıyor...
Kartal, isabetli teknik direktör tercihi, doğru transfer yapılanması ve Slaven Bilic’in kısa sürede sahneye koyduğu akılcı futbolun meyvelerini erkenden toplamaya başladı. Bilic, Samet Aybaba’nın koltuğu için ismi gündeme gelen teknik adamlar arasında Beşiktaş’a en uygun olanıydı kuşkusuz. Prosinecki hariç diğerleri hem çok maliyetliydi hem de Futbol Genel Direktörü Önder Özen’in realist kriterlerine uymuyordu.
Neticede doğru bir seçimle Bilic göreve getirildi, transfer de ihtiyaca göre yapıldı. Tolga Zengin kaleci krizini, Serdar Kurtuluş sağ bek sorununu bir haftada bitirdi. Atiba nokta atışı olarak takıma katıldı, orta sahanın direnci, mücadelesi tavan yaptı. Fernandes’in omzundaki aşırı yük de ciddi biçimde azaldı. Gökhan Töre kısa süreçte beklentinin üzerinde katkı yaptı. Ömer Şişmanoğlu, Pedro Franco, Ramon Motta, Sezer Öztürk ve son transfer Kerim Frei da devreye girince Beşiktaş gücüne güç katacak, Bilic’in alternatifleri biraz daha artacak.
Kartal 4 haftada ciddi kazanımlar elde etti. 9 yıl aradan sonra üst üste 4 galibiyet alan siyah-beyazlı takım, 11 golle son 14 yılın en golcü dönemini yaşıyor aynı zamanda. 4 maçta rakiplerine sadece 2 gol şansı tanıyan Beşiktaş, Escude’nin rötarlı katılımıyla güçlenen savunması ile de güven veriyor.
Bursaspor deplasmanında 116.6 kilometre koştu Beşiktaş. Bu rakam Süper Lig rekoru olarak kayıtlara geçti. Özetle hiçbir başarı tesadüf değil, organize işlerin doğal ürünü olarak karşımıza çıkıyor.
Özetle Kartal geleceğe güvenle bakıyor. Kısa vadeli bu başarıda fedakarca çalışan Başkan Fikret Orman’a, Futbol Genel Direktörü Önder Özen’e ve Teknik Direktör Slaven Bilic’e haklarını teslim etmeliyiz.
Bilic çok kısa sürede takım ruhunu ortaya çıkartarak, Beşiktaş’ı yeniden ligin başaktörleri arasına soktu. Kabuk değiştiren siyah-beyazlı takım, savunmasında sert ve kararlı, orta sahasında çalışkan ve savaşan, forvetinde üretken bir kimliğe büründü.
Futbolda meselenin özü de bu değil mi zaten. Bütün taşlar yerine oturursa, tribünde coşkuyla, ekran başında çayınızı yudumlayarak maçınızı izlersiniz...
KARTLARA FARKLI BAKIŞ
Yunus Yıldırım’ın ardından Süper Lig’in en yaşlı hakemi Kuddusi Müftüoğlu. 43 yaşında, ligde tam 13 yıldır maç yönetiyor. 250’nin üzerinde resmi maçta düdük çalmış.
Merkez Hakem Kurulu, Sivas-Eskişehir maçındaki yönetimi yüzünden Müftüoğlu’nu ne kadar dinlendirir göreceğiz ama çok uzun bir istirahate ihtiyacı olduğu kesin!
58. dakikada Veysel harika bir kafayla topu ağlara yolladı. Tertemiz bir goldü. Kuddusi Müftüoğlu pozisyonda faul görmediği için önce golü verdi, ardından 6. hakem Ali Zağlı’nın yanlışına ortak olarak birden bire Borjan’a faul yapıldığına hükmetti! Yardımcı Serhan Malkoç’un uyarısı tam zamanında geldi, zaten kendisi de pozisyonda faul görmediği için golü geçerli saydı. Neticede Malkoç’un cesur hamlesiyle geç de olsa adalet sağlandı...
Kuddusi Müftüoğlu yaklaşık 1 dakika içinde önce gol, sonra iptal, sonra yine gol kararı vererek eşine az rastlanır bir kararsızlık sergiledi. Müftüoğlu’na bütün futbolseverler adına sormak istiyorum;
1- Net biçimde gördüğünüz pozisyon için niçin Ali Zağlı’nın yardımına ihtiyaç duydunuz?
2- Pozisyonda önünüz açık olduğuna göre orta hakem olarak neden kendi kararınızı uygulamıyorsunuz?
3- Madem pozisyonda Veysel tarafından Borjan’a yapılan bir faul var, Serhan Malkoç’un, “gol temiz” uyarısına neden uydunuz?
Cicinho tuzağa düşürdü
Gelelim Eskişehirspor kaptanı Erkan Zengin’e çıkardığı kırmızı karta...
Erkan sol koluyla Cicinho’yu sağ omzundan itiyor. Nizami bir temas, faul bile söz konusu değil. Müftüoğlu, Erkan-Cicinho ikilisine arkadan bakıyor. Cicinho, zayıf temasa karşılık yumruk yemiş gibi kendisini atıyor, Müftüoğlu da tuzağa düşüyor. İşin doğrusu Cicinho’ya sarı kart, ancak Müftüoğlu, Erkan’a kırmızıyı çakıyor...
1- Bir hakem görmediği halde, “vurdu galiba” diye düşünerek, olmayan bir dirsek için nasıl kırmızı kart çıkartabilir?
2- Erkan 64’te atılıyor, Sivas, Aatıf’la 72’de bir gol daha bularak kazanıyor. Maçın sonucuna direkt etki eden Müftüoğlu maçı televizyondan izledikten sonra hâlâ haklı olduğunu düşünüyor mu?
Kuddusi Müftüoğlu’nun kuzeni olan Kasımpaşa-Fenerbahçe maçının hakemi M.Kamil Abitoğlu’na da bir mesajımız var. Emenike-Donk mücadelesinde faulü veriyor. Sonra Emenike’nin taç çizgisine doğru gittiğini işaret ederek, Donk’a sarı kart çıkartıyor. Emenike herkesin gördüğü gibi doğrudan kaleye gidiyordu ve topu kurtarmıştı. Fenerbahçe’nin 90+3’te maçı kazanması Abitoğlu’nun büyük şansıydı.
HAFTANIN ONBİRİ
HAFTANIN?TAKIMI
BEŞİKTAŞ
Sahasında 314 gündür lig maçı kaybetmeyen Bursaspor’u 3-0 yenmek hiç de kolay bir iş değildi. Kartal’ın çarkları ilk dakikadan, son düdüğe kadar makine düzeninde işledi. Sistemde göze çarpan hiçbir arıza yoktu, doğal olarak üç puan 4’te 4 yapan liderin oldu.
HAFTANIN?PORTRESİ
CANER ERKİN
FENERBAHÇE
Harika bir frikik golü ve nefis bir asistle, Kasımpaşa galibiyetinin Webo ile birlikte kahramanı oldu. Yüksek motivasyonla oynadığı zaman sahada neler yapabileceğini bir kez daha kanıtlarken, Kadlec transferinin ne kadar gereksiz ve pahalı olduğunu da ortaya koydu.
HAFTANIN?HOCASI
SLAVEN BİLİC
BEŞİKTAŞ
Veli’nin yokluğunda cesur bir hamleyle Oğuzhan’a görev vererek galibiyetin kapısını açan en değerli hamleyi yaptı. Yeni transfer Ramon’u sol beke monte ettikten sonra Atiba’yı gerçek yeri olan orta sahaya kaydırması da çok doğru bir teknik adam uygulamasıydı.
HAFTANIN?HAKEMİ
CÜNEYT ÇAKIR / G.BİRLİĞİ-KAYSERİ
Sezona iyi başlayan Cüneyt Çakır form grafiğini yükseltmeye devam ediyor. Ankara’da kalitesine yakışır bir yönetim sergileyen Çakır, tartışılmayacak bir performans ortaya koydu. UEFA’dan, Şampiyonlar Ligi’ndeki Schalke-Steaua Bükreş maçını da bileğinin hakkıyla aldı.