LEVENT KALKAN / SÜPER LİG PANORAMA
Trabzonspor’un; yönetime yol gösterecek, camiaya liderlik yapacak, futbolun sahada oynandığını bilen bir akil adama ihtiyacı var. Bu işin sonu; öfkeyle, nefretle, düşmanlıkla nereye varır? Takımlarını desteklemek için stada gelen taraftarlara, dünyanın dört bir köşesindeki bordo-mavililere, futbolculara, teknik heyete ve bu şehre yazık değil mi?
Trabzonspor ile Fenerbahçe arasında 3 Temmuz 2011 sabahında başlayan ve 10 Mart 2014 gecesi zirveye tırmanan gerilimin temelinde şampiyonluk kupası mücadelesinin ötesinde birçok problem var. Her iki kulübün sayısız yanlışları olayı bu noktaya kadar getirdi ve nihayetinde nefret tavan yaptı...
Trabzonspor ile Fenerbahçe, gerilimin en üst seviyede olduğu 2011-2012’de, 1 Nisan ve 6 Mayıs tarihlerinde Avni Aker Stadı’nda 2 kez karşılaştı. İki maç da tamamlandı, büyük çaplı bir olay yaşanmadı. İki takımın geçen sezon 17 Şubat 2013’te Trabzon’da oynadıkları lig maçının yanı sıra 22 Mayıs’taki Türkiye Kupası finalinde de büyük bir olay patlak vermedi.
Avni Aker’de pazartesi yaşananlar ise aslında sürpriz değildi. Göreve geldiği günden bu yana Fenerbahçeli yöneticiler için ağır ifadeler kullanan ve
LEVENT KALKAN / SÜPER LİG PANORAMA
Süper Lig’de haftanın en kârlı takımı lider Fenerbahçe oldu. Gençlerbirliği engelini 2-0’la aşan sarı-lacivertli takım, Çaykur Rizespor ile berabere kalan Galatasaray’la puan farkını 6’ya, Antalyaspor’la yenişemeyen Beşiktaş’la 8’e çıkardı, zirvede rahat bir nefes aldı.
Roberto Mancini ve Slaven Bilic 2’şer puan kaybettikleri maçlardan sonra hem hakemleri hem de forvet oyuncularını eleştirdi. Burak-Görkem pozisyonunda net penaltılarının verilmediğini savunan Galatasaray’ın teknik patronu, “Hayatımda görmediğim gollük pozisyonları kaçırdık” diyerek, Burak, Umut ve Sneijder’i isim vermeden suçladı.
Bilic ise “Hücum bölgesinde kalite eksiğimiz vardı. Savunmada iyi organize olan Antalyaspor’a karşı eksik oyuncularımızı aradık. Patlamayı yapabilecek, bireysel kalitesiyle oyunu bize çevirecek ekstra oyuncularımız sahada değildi. Ayrıca hakemin performansı zayıftı” yorumunu yaptı.
İki teknik adamın da haklı oldukları noktalar var, bunun altını çizmeliyiz. Ancak Mancini ve Bilic’e suçlamaları bir kenara bırakarak biraz da, “aynaya bakmalarını” öneririz...
Mancini dünya çapında bir hoca. Yıllık ücreti de net 4,5 milyon euro ve buna primler
Sezonun 2. yarısına 5’te 5 parolasıyla giren sarı-lacivertli takım bu hedefine ulaşsaydı ligi erken bitirebilirdi ama gerçek bir lideri olmadığı için son dört deplasmanda tam 11 puan bıraktı. Salih ve Hasan Ali gibi iki milli oyuncuyu defterden silmiş görünen Ersun Yanal’ın son dönemde forma adaletini sağlayamaması yaşanan hayal kırıklığında başrolü oynadı
Süper Lig’in ilk yarısını Galatasaray’ın 8, Beşiktaş’ın 12 puan önünde kapatan Fenerbahçe, “kış şampiyonu” olmayı başarmıştı. Sarı-lacivertli takımın ilk devre performansı haklı alkışları topladı ancak 4 deplasman maçının son dakika golleriyle kazanılması, son dönemde form grafiğinin belirgin şekilde düşüşe geçmesi ve ikinci yarı fikstürünün zorluğu, şampiyonluğun hiç de kolay olmadığına işaret ediyordu.
Ersun Yanal, ikinci yarıya 5’te 5’le başlamaları halinde puan farkını daha da açarak emin adımlarla şampiyonluğa koşacaklarını düşünüyordu. 5 maçta 15 puan formülü kağıt üzerinde çok makuldü. Zira Fenerbahçe bugün 48 yerine 56 puanda olsaydı lig büyük ölçüde bitmişti. Üç kulvarda yarışan Galatasaray’ın (44) 12, Beşiktaş’ın (42) 14 puanlık farkı kapatması “mucize ötesi” bir durum olurdu.
Fenerbahçe kritik bir devre
Beşiktaş isyankar ruhuyla 4’te 4 yaparak ikinci sıraya tırmanırken, alkışları topladı. Fenerbahçe, Kasımpaşa galibiyetiyle nihayet rahat bir nefes aldı, Galatasaray ise Antalya’da da umduğunu bulamadı. Ateş hattındaki mücadele de iyice kızıştı. Ortaya çıkan tablo bu film gibi ligde daha çok aksiyon sahnesinin izleneceğini kanıtladı.
Süper Lig’de ilk yarı biterken lider Fenerbahçe’nin 41, Galatasaray’ın 33 ve Beşiktaş’ın 32 puanı vardı. Fenerbahçe son 4 maçta 6, Galatasaray 4 puan kaybetti.
İkinci yarıya Trabzonspor beraberliğiyle başlayan Beşiktaş ise daha sonra sırasıyla Erciyes, Gaziantep, Kasımpaşa ve Bursaspor’u mağlup ederek, “Şampiyonluk yarışında ben de varım” dedi.
Tekrar maçına sebep olan Kasımpaşalı Donk’a ne kadar teşekkür etseler azdır elbette ama Beşiktaş’ın zirve takibine, şampiyonluk hırsına, bütün olumsuz şartlara rağmen ortaya koyduğu isyana şapka çıkarmak gerekir. Stadı olmayan, bir Atatürk Olimpiyat’ta bir Kasımpaşa’da oynayan siyah-beyazlı takımın 18. hafta sonunda liderin 11 puan gerisine düşmesine karşın şampiyonluk yarışına havlu atmaması alkışa değerdir.
Bilic ders verdi
Beşiktaş’ı ikinci yarının başında ayakta tutan en önemli faktör; Olcay
Yunus Yıldırım son 10 sezonda Süper Lig'de 163 maçta görev yaparken sadece 6 kez beyaz noktayı gösterdi. Bu düdüklerin 2'si Fenerbahçe aleyhine oldu.
Sivasspor-Fenerbahçe maçında vermediği penaltı, çıkardığı ve çıkarmadığı kırmızı kartlarla haftaya damgasını vuran Yıldırım pozisyonları kurallara göre değil, kafasındaki kalıba göre yorumlamaya devam ediyor. Kariyerinin sonuna gelmiş bir hakemin anlaşılmaz kriterleri adalet terazisinin dengesini bozuyor
Bu sayfayı takip edenler iyi bilirler. Yunus Yıldırım’ı başarılı yönetimleri ardından defalarca kez “haftanın hakemi” kürsüsüne çıkardık. 2012-2013 sezonunda ilk devrenin en başarılı hakemi de yine Yıldırım olmuştu panorama sayfamızda.
Sivasspor-Fenerbahçe maçına kadar kendisini en adil ve objektif hakemlerimizden biri olarak görüyorduk ama büyük hayal kırıklığına uğradık... “Kasıtlı” veya “yeteneksiz” olduğunu iddia etmiyoruz. Fakat Yunus Yıldırım, 4 Eylül Stadı’ndaki yönetimiyle bir hakemin isterse maçı nasıl bir taraftan alıp, diğer tarafa verebileceğini göstermiş, “adalet” terazisini bozmuştur.
Maçın 5. hakemi Murat Türker, MHK’nın, Süper Lig’e yavaş yavaş hazırladığı bir orta hakem. Gelecek yıllarda Cüneyt Çakır gibi
Kasımpaşa’nın 20 haftalık lig performansını, “Donk’tan önce” ve “Donk’tan sonra” şeklinde ikiye ayırmak gerekir...
Donk, 15. haftada elindeki topu, Almeida’nın ayağındaki topa atarak takımı adına her şeyi berbat edeceğini bilemezdi ama etti. Sahada kazandığı maçı tekrar oynamak zorunda kalan Kasımpaşa, 16 Aralık’tan sonra 5 karşılaşmada; 3 beraberlik ve 2 yenilgi aldı, zirve yarışından uzaklaştı.
Çıkış yolu arayan Kasımpaşa’nın, Konya önündeki tek hedefi galibiyetti fakat konuk ekip daha 22. saniyede golü bularak mesajını verdi. 3-0’lık Sivas maçında müthiş işler yapan Gekas-Kabze ikilisi yine sahneye çıktı. Kabze, Gekas’ın pasında usta işi bir plaseyle ağları havalandırarak takımını üstünlüğe taşıdı.
Şoku çabuk atlatan Kasımpaşa özellikle Adem ve Babel’le etkili oldu. Babel’in direkten dönen frikiği, formsuz Scarione’nin karşı karşıya kaçırdığı pozisyon, golün habercisiydi ve eşitlik sayısı Adem’le geldi.
İkinci yarıya da etkili başlayan Konya’da; Kabze, Hleb, Gekas üçlüsü ortak yapım bir gol daha üretti. Gekas’ın sağ ayağının dışıyla yaptığı bitirci vuruş, Brezilyalı efsane Romario’yu akıllara getirdi. Gekas attığı 3. golde de ne kadar önemli ve etkili bir forvet
Oyun karakteri ve sistemi arıza vermeye başlayan sarı-lacivertli takım 7 puanlık avantaja sahip ancak transfer yapmayarak ciddi bir risk aldı. Kadrosunu 4’ü yabancı 9 yeni oyuncuyla güçlendiren Cim-Bom ise 3 cephede yarışmanın gerçek zorluklarıyla henüz karşılaşmadı. Bu tablo Beşiktaş’ı da yarışa ortak ederse kimse şaşırmamalı
Fenerbahçe, T.Konya’yı yenerek, Gaziantep’ten beraberlikle dönen Galatasaray’la puan farkını 10’a çıkarınca şampiyonluk mücadelesinin son haftalara kalmayacağı yorumları yapılmıştı. Sarı-lacivertli takımın, 28. hafta TT Arena’da oynanacak derbide şampiyonluğunu ilan edebileceği de yüksek sesle dile getirilmişti. Bir hafta sonra fark 7’ye indi, ligin görüntüsü değişti, kehanetler birden kesildi...
Lig şampiyonluğu özellikle son yıllarda nefes kesen yarışlara sahne oluyor. Son 5 yılda sırasıyla Beşiktaş, Bursaspor, Fenerbahçe ve Galatasaray birer kez son hafta kupaya uzandı. Sadece sarı-kırmızılı takım geçen sezon 32. haftada zaferini ilan etti.
Bu tablo birçok yorumun fazla aceleci ve iddialı olduğunu ortaya koymaya yetiyor aslında. Biz de şampiyonluk adaylarını bekleyen zorlukların altını çizerek, yarışın yine son haftalara kadar sürebileceğine
Galatasaray’ın hocası, Amrabat kenarda otururken, kariyeri boyunca sadece sağ bek oynayan Sabri’ye Gaziantep’te sol kanatta görev verdi. Beşiktaş’ın teknik patronu ise Trabzon’da stoper özelliği hiç olmayan Necip’i savunmanın ortasında görevlendirdi, büyük umutlarla alınan Pedro Franco’yu düşünmedi
Süper Lig’de 2013-2014 sezonunun ikinci yarısı sürprizlerle başladı. Zirve takipçileri Galatasaray, Kasımpaşa ve Beşiktaş haftayı 2’şer puan kayıpla kapatırken, Sivas-spor evinde Kayserispor’u farklı yenerek potaya girmeyi başardı.
Haftaya damgasını vuran gelişme, lider Fenerbahçe’nin, Torku Konyaspor’u zor da olsa yenerek takipçileriyle puan farkını biraz daha açmasıydı. Ancak Galatasaray Teknik Direktörü Roberto Mancini ve Beşiktaş’ın hocası Slaven Bilic’in tercihleri de dikkat çekiciydi...
Mancini tıpkı sarı-kırmızılı yönetim gibi geldiği günden bu yana, “Yabancı oyuncu serbest olmalı” diyor. Bilic de konu ne zaman açılsa sınırlamadan yana olmadığını ifade ediyor. Tablo böyle ama iki teknik adamın söylemleri ile icraatları birbirine uymuyor...
Ziraat Türkiye Kupası’ndaki Tokat, Antalya ve Elazığ maçlarında 90’ar dakika oynattığı Riera’yı İstanbul’da bırakan Mancini,