Galatasaray Başkanı, A Milli Takım’ın başına geçtikten sonra Fatih Terim’le yolları ayırmaya
karar vermişti ve Mancini’yi göreve getirerek bu operasyonu tamamladı. Aslında Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak gönderilince Terim’in yüzde 50’si kulüpten uzaklaştırılmıştı, kalan yarısı da son darbeyle yollandı
Galatasaray’a 2 yılda, 2 Süper Lig şampiyonluğu ve 2 Süper Kupa kazandıran, Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final oynatan Teknik Direktör Fatih Terim’in, 3. yılında üstelik 5. hafta sonunda gönderileceğini kimse hesap edemezdi sanırız. Terim, Real Madrid bozgunu ardından Beşiktaş maçını deplasmanda kazanmasına rağmen, 2 gün sonra Başkan Ünal Aysal’ın operasyonuyla görevden alındı.
Peki neden? Telefonlara çıkmamış, mesajlara yanıt vermemiş!
Bunlar, büyük bir kulüpte, büyük bir teknik direktörün görevden alınması için geçerli sebepler olabilir mi? Siz, “Galatasaray değerleri zarar görmeye başlamıştı” derseniz insanlar buna inanır mı?
Başkan Ünal Aysal, A Milli Takım’la anlaştığı gün, bir yolunu bularak Fatih Terim’i göndermeye karar vermişti aslında. Zaten bu operasyonunun temellerini de Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak’ı yönetim kurulundan uzaklaştırırken atmıştı. Dürüst iki yıl önce, “Fatih Terim yoksa ben de yokum” demeseydi, Terim zaten göreve hiç gelemeyecekti, bunu herkes biliyor. Albayrak’ın, Terim’le olan dostluğu da ortada.
Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak gönderilirken zarar görmeyen Galatasaray değerleri, Fatih Terim, telefonlara yanıt vermeyince yerle bir olmuştu Ünal Aysal’ın gözünde! Dürüst ve Albayrak’ın gittiği gün Terim’in de yüzde 50’si fiilen kulüpten uzaklaştırılmıştı. Son operasyonla kalan yarısı da gönderildi ve konu şimdilik kapandı.
Hesaplar tutmazsa...
Ancak Ünal Aysal çok büyük bir riske girdi. “Başkanların kaderi, teknik adamlarla aynıdır” diyen Aysal, büyük krediye sahip olan Fatih Terim’i göndererek kendi geleceğini de ateşe attı. Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’ne havlu atar, Süper Lig’deki şampiyonluk yarışında gerilerde kalırsa, eleştiri okları doğal olarak Aysal’a çevrilecek. Ünal Aysal, hesapları tutmazsa belki de kulübü bir kez daha olağanüstü kongreye taşımak zorunda kalacak.
Büyük kulüpler; ortak akılla, sağduyuyla, mantıkla ve vefayla yönetilmelidir. Fatih Terim operasyonunda ne ortak akıl, ne sağduyu, ne mantık ne de vefadan söz edilebilir...
HAFTANIN ONBİRİ
HAFTANIN?TAKIMI
SİVAS
Son dönemin en heyecanlı ve aksiyonu bol maçından zaferle ayrıldılar. Elazığspor karşısında 67. dakikada 10 kişi kalmalarına rağmen asla pes etmediler, deplasmanda 2 gol daha atarak, 4-2’lik skorla galip gelmeyi bildiler.
HAFTANIN?HOCASI
SAMET?AYBABA
M.P.ANTALYA
Bilic’in tribünde, Beşiktaş’ın krizde olması Samet Aybaba’nın kısmetiydi elbette. Ancak Uğur İnceman’ı yeniden ilk 11’e monte eden ve Lamine Diarra’yı stoperlerin tam ortasına yerleştiren Aybaba, yaptığı hamlelerle galibiyette büyük pay sahibi oldu.
HAFTANIN?HAKEMİ
DENİZ?ÇOBAN (S.B.ELAZIĞ-SİVASSPOR)
Elazığ-Sivas maçı UEFA’nın elit hakemlerini bile birkaç kez ters köşeye yatırabilecek bir kapışmaydı. Maçta 6 gol atılırken, 3 penaltı düdüğü çalındı, 2 kez de kırmızı kart çıktı. Deniz Çoban, son penaltı haricinde bütün kararlarında isabet sağladı.
HAFTANIN?PORTRESİ
SERDAR ÖZBAYRAKTAR (GAZİANTEP)
M.Park Antalyaspor’dan Lamine Diarra ve Trabzonspor Mustafa Yumlu da
pekala haftanın futbolcusu olabilirdi ama Serdar Özbayraktar’ın, Karabük önündeki performansı müthişti. Harika bir gol atarken, 2 de asist yapan tecrübeli oyuncu, kürsünün zirvesine yerleşti.