Mustafa İlker Coşkun, Fırat Aydınus, Halis Özkahya ve Ali Palabıyık’ın kart, yorum yanlışları sonuçlar üzerinde belirleyici oldu. Bu tablo, hakemlerin maçlarda adaleti sağlayabilmek için cesaretle kuralları uygulamak zorunda oldukları gerçeğini bir kez daha ortaya koydu
Spor Toto Süper Lig’in 8. haftasında; heyecan dolu maçları ve birbirinden şık golleri yazmak isterdik, ancak hakemlerimiz gösterdikleri yönetimlerle buna izin vermediler! Sınavlarda 4 yanlış, 1 doğruyu götürür fakat hakemlikte 1 yanlış bütün doğruları silip, atıyor maalesef...
Hakemliğin dünyanın en zor işlerinden biri olduğuna inanırım. Milyonlarca göz sizin üzerinizdeyken en az futbolcular kadar koşmak, her şeyi doğru şekilde görüp, yorumlamak ve kötü niyetli birçok oyuncuya, tribün baskısına rağmen adil kararları vermek hakikaten kolay iş değil. 5-10 santimle kaçan ofsaytlara, faullerdeki yorum yanlışlarına, korner-taç hatalarına fazla takılmıyoruz. Bunlar dünyanın her yerinde oluyor, olmaya da devam edecek.
Sanırım aklınızda şu an Hoffenheim-Leverkusen maçı var. Kiessling soldan yapılan ortaya kafayı vuruyor, hedefi bulmayan top yırtık olan yan ağlardan içeri giriyor ve hakem Felix Brych, “gol” kararı veriyordu geçen cuma akşamı. Dünya basını, “skandal gol” başlıkları attı, UEFA ise Felix Brych’i 2 gün sonra şaka gibi bir kararla Şampiyonlar Ligi’ndeki Milan-Barcelona maçına atadı!
İki hafta önce de Şampiyonlar Ligi’ndeki Ajax-Milan maçını yöneten İsveçli hakem Jonas Eriksson, İtalyan ekibi lehine 90+2’de inanılmaz bir penaltı düdüğü çalmıştı. Balotelli, Ajax’ın genç stoperi Van Der Hoorn’u arkasından çekip indirmiş sonra da lehlerine çalınan penaltıyı gole çevirmişti.
Evet biliyoruz, Bundesliga’da ve Şampiyonlar Ligi’nde bunlar da oluyor görüyoruz. Fakat Süper Lig’deki hakemler de bu hafta bardağı taşıran cinsten yanlışlar yaptılar, maçlara gölge düşürdüler.
1 Galatasaray-Karabük: Mustafa İlker Coşkun’un, son adam Puygrenier’e çıkardığı kırmızı kart doğruydu ama Burak’ın pozisyonu ofsayttı, yardımcı Gökhan Memişoğlu atladı. Kaçar mı? Evet kaçabilir, çünkü çok ince bir pozisyondu. Lualua, yardımcı hakem Muhittin Gürses’e uzatmada “orta parmak” hareketi yaptı. İyi ama Gürses bu çirkin hareketi neden görmezden geldi? Coşkun’u uyarıp, Karabüklü oyuncuyu attırması gerekmez miydi? Peki, M.İlker Coşkun’un 90+3’te Burak gole giderken maçı bitirmesine ne demeli! Maç o sırada 1-1 olsa herhalde düdüğünü aynı rahatlıkta üfleyemezdi. Atılacak golün, şampiyonu veya gol kralını belirlemeyeceğine kim garanti verebilir ki...
2 Trabzon-Sivas: Fırat Aydınus, Mustafa Yumlu’ya çıkardığı kırmızı kartta tecrübesine hiç yakışmayacak bir hakem yanlışı sergiledi. Ziya, topu kaptırdığı Mustafa’yı bir kez kolundan, bir kez de belinden çekti fakat Aydınus faulü vermedi. Ardından Mustafa dirseği attı, o da kırmızıyı çaktı! FIFA kokartı taşıyan bir hakem hemen önündeki pozisyonda arkadan yapılan 2 net faule zamanında düdük çalmıyorsa şapkasını önüne koyup, düşünmelidir. İki yıl önce ligin en iyisi olarak gösterilen Aydınus basit hatalarla kredisini hızla tüketmektedir.
3 Erciyes-Fenerbahçe: Kariyeri hızla geriye giden Halis Özkahya’nın, Sow’un dizine attığı net tekmeye karşılık Mangane’ye sarı kart çıkarması gerekirdi ama o faul bile çalmadı! Caner’e çıkardığı ilk sarı kart abartılıydı. Fakat aynı Caner’e, yerdeki Yasin’e biri doğrudan, ikisi topla karışık üç tekme sallamasına rağmen kart çıkarmadı. Oysa hareketi en az sarı kartlık olan Caner 39’da atılsa maçın kaderi de değişebilirdi. Kuyt’a yapılan faulde erken düdük çalarak Fenerbahçe’nin gollük atağını kesti. Avantajı uygulasa seminerlerde ders olarak gösterilirdi ama Özkahya yine yanlışı tercih etti.
4 Bursa-Kayseri: Sahada 10’dan fazla kötü niyetli oyuncu vardı, en az 1-2 kişinin ayağı, bileği kırılabilirdi. Ferhat’ın ortasında Fonseca topu koluyla engelledi, hakem Ali Palabıyık net penaltıyı göremedi. Serdar Aziz’i atmalıydı, görmezden geldi. 90+4’teki golden önce Civelli, Simic’e açık şekilde dirseğiyle vurdu, fakat hakem Palabıyık pozisyon hemen önünde olmasına rağmen oyunu devam ettirerek maçın kaderiyle oynadı.
Uilenberg uyarmıştı
UEFA Hakem Komitesi Üyesi ve MHK Danışmanı Jaap Uilenberg’in, bayram öncesi düzenlenen son seminerde hakemlere ciddi uyarılarda bulunduğu ortaya çıktı. Uilenberg’in özellikle maçın bitiriliş anlarıyla ilgili hakemlerin dikkatini çektiği öğrenildi. Mustafa İlker Coşkun’un bu uyarıya rağmen Galatasaray-Karabükspor maçında Burak Yılmaz’ın bomboş pozisyonda gole gittiği anda çaldığı son düdüğün, Merkez Hakem Kurulu’nu ve Uilenberg’i şaşkınlığa uğrattığı kaydedildi
CANER’E AÇIK MEKTUP
Abdullah Avcı yönetimindeki U-17 Milli Takımımız 2005 yılında Avrupa Şampiyonu olmuş, Peru’daki Dünya Kupası’na hazırlanmak için İzmir’de kampa girmişti. Vefa’dan eski kaptanım olan Abdullah Avcı’yı ve ay-yıldızlı gençleri otelde ziyaret ederken, bir de antrenmanlarını izlemiştim. Ardından Nuri Şahin başta olmak üzere birçok oyuncumuzla röportaj yapma fırsatı bulmuştuk foto muhabiri arkadaşım Gökay Akın’la birlikte.
Caner Erkin o günlerde müthiş formdaydı, sol kanatta adeta fırtına estirirken herkesin alkışını topluyordu. Fakat sıra dışı bir gençti, kendini çok çabuk belli etmişti, ayakları yere değmiyor gibiydi. Ön planda olmayı fazlaca seviyor, yüksek egosuyla dikkat çekiyordu.
Daha o günlerde Caner’in gelecekte çok konuşulacak bir futbolcu olacağı kolayca anlaşılıyordu. Manisaspor, CSKA Moskova ve Galatasaray maceraları ardından Fenerbahçe’ye transfer olan ve sarı-lacivertli takımda 3. sezonunu geçiren Caner son günlerde yalnızca asistleriyle, golleriyle adından söz ettiriyordu ama Erciyes deplasmanında Yasin Öztekin’e yaptıklarıyla kendine geldi...
Caner’in, Süper Lig’deki en özellikli oyunculardan biri olduğunu düşünüyorum. Teknik direktör olsanız; sol bekte, orta alanın solunda, orta sahada, hatta zorlasanız forvet arkasında bile kullanabilirsiniz onu. Aykut Kocaman döneminde sağ açıkta görev yapmışlığı bile vardır.
Caner yetenekli ama aynı zamanda çok amatör ruhlu ve çok az gelecek planlaması yapan bir oyuncu. Artık onun önünde iki yol olduğunu düşünüyorum. Ya Süper Lig’in Pepe’si olacak ya da İniesta’sı...
Real Madrid’in Portekizli stoperi Pepe, dünyanın gelmiş, geçmiş en çirkin, en gaddar oyunculardan biri şüphesiz. Tekme, diz, kafa, yumruk, dirsek ne varsa atar, üstüne kavga çıkarır, futbolun baş belasıdır.
Xavi ve Lahm gibi
Ya İniesta? İnanılmaz yetenekli, Barça’nın akciğeri, pas bilgesi kendisi. Yolda görseniz tanımakta bile zorlanırsınız çünkü sadece sahada parıldayan bir yıldızdır o. Onlarca tekme yer, formasından çekilir, itilir, düşürülür ama kimseyle kavga etmez, kimseye tekme atmaz, hakemlere, rakiplerine, taraftarlara, hocasına asla el-kol hareketi yapmaz.
Pepe gibi sorumsuzlar futbolu bıraktıktan birkaç yıl sonra unutulup gidecekler. Onlarca örneği var, isteyen futbolun kasapları kitabını karıştırabilir. İniesta, Xavi ve Lahm gibiler ise inanıyorum ki hiç unutulmayacaklar ve her zaman büyük saygı görecekler. Çünkü onlar hem çok iyi futbolcu hem de çok iyi insanlar.
Evet Caner çok kritik bir eşiktesin ve kararı sen vereceksin. Ya Pepe olacaksın ya da İniesta... Ya yok olup gideceksin ya da rakiplerine, hocana, kulübüne saygı göstermeyi öğrenip önce iyi insan sonra iyi futbolcu olacaksın.
HAFTANIN ONBİRİ
HAFTANIN TAKIMI
KASIMPAŞA
G.Birliği deplasmanında ilk dakikalarda mağlup duruma düşmesine rağmen kalite farkıyla sonuca gitmeyi başardı. Orta sahada iyi pas yapan, oyunu hep dikine oynayan lacivert-beyazlı takım kritik bir galibiyet daha alarak zirve yarışındaki iddiasını kanıtladı.
HAFTANIN PORTRESİ
WESLEY SNEIJDER
GALATASARAY
Attığı iki golle yeni bir puan kaybına tahammülü kalmayan krizdeki Galatasaray’ı, Karabük karşısında galibiyete taşıyan isim oldu. Hırsını, kazanma isteğini son dakikaya kadar korudu, özellikle ikinci golünde eski günlerini hatırlatan bir gösteri sundu.
HAFTANIN HOCASI
ERSUN YANAL
FENERBAHÇE
Caner’e gösterdiği haklı tepki ve yaptığı çok yerinde değişiklikle hem fair-play ruhunu hem de takımını korudu. Selçuk-Alper, Emre-Emenike değişiklikleri de yerindeydi. Son bölümlerde 4 forvetle oynamak tehlikeliydi ama bu riskin karşılığını üç puan olarak almayı bildi.
HAFTANIN HAKEMİ
METE KALKAVAN
GAZİANTEP-TORKU KONYA
Hakemlerin sınıfta kaldığı haftanın en başarılı ismi olarak alkış topladı. Bu sezon Süper Lig’de 4. kez düdük çalan genç hakem, Kamil Ocak’taki 3-3’lük gol düellosunda çok başarılı bir sınav verirken, daha zorlu maçlar için MHK’ya adeta mesaj yolladı.