Mustafa Necati...

10 Haziran 2010

ZÜBEYDE Hanım, hiç itirazım yok...
Hasan Tahsin; başımızın üstüne...
Çaka Bey; niçin olmasın?
Kâtip Çelebi; olmaz beyler...
İzmir’e kurulacak dördüncü devlet üniversitesinin adı, Ak Parti Hükümeti’nin ve İzmir milletvekillerinin uygun gördükleri Kâtip Çelebi olmaz...
Olamaz, olmamalıdır da...
* * *

Yazının Devamı

Açıklama bekliyoruz...

9 Haziran 2010

BUCA’da, sonun başlangıcı, on gün önce yaşandı.
Buca Belediye Başkan Yardımcısı, Buca-Mar Genel Müdürü, Buca Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü ile dışarıdan bir aracının gözaltına alınma öyküsü ilginç.
Geçtiğimiz değil, ondan önceki pazar günü...
Buca’da; gazete, radyo ve televizyonlara yansımayan, gizlenen bir operasyon yapıldı.
Belediyeyi “arama izni” ile basan polis, tüm bilgisayarları tek tek kopyaladı.
Buradan çıkıp, bir belediye şirketi olan Buca-Mar’a gidildi.
Yine bilgisayarlar kopyalandı. Zabıtlar tutuldu.

Yazının Devamı

Beklenen son...

8 Haziran 2010

BUCA Belediyesi’nde sonunda “lastik” patladı.
Benim için pek sürpriz olmadı.
Hem çok konuşuluyor, hem de bekleniyordu.
Çünkü Buca’daki “çöp ihalesi”nde yaşananları, Antalya’daki malum şirketi, hattâ bu konuda Başkan Ercan Tatı ile, CHP’nin eski bir Parti Meclisi ve MYK üyesi ile, istifa eden bir üst düzey milletvekili yöneticinin bu ihale için yaptıkları görüşme ve toplantıları siyaseten de, akçeli iş olarak da duymayan bir tek “sağır sultan” kalmıştı.
Şubat ayında, CHP’li iki Meclis Üyesi, Başkan Tatı’yı bu konuda ciddi olarak uyardı.
Ercan Bey, her zamanki gibi olayı, siyasi çekememezliğe getirerek, iddiaları soruşturmak yerine kapatmayı, yani başından savmayı tercih etti.
* * *

Yazının Devamı

Çöp olayı

6 Haziran 2010

O istemiyor...
Bu istemiyor...
Ama bir yer lazım...
Cebimize koyacak ya da denize dökecek halimiz yok ki?
Çöpü bir yerde toplayıp, ayrıştırıp, yakarak yok edeceğiz...
Torbalı Taşkesik Köyü yakınlarında bir grup insanın, Başkan Aziz Kocaoğlu’nun bir boğazını sıkmadıkları kaldı.
“Defol git” demekten beter ettiler.

Yazının Devamı

Son durak!...

5 Haziran 2010

SÖZÜN bittiği yer vardır ya; ben de işte o noktadayım.
Şükür ki yalnız değilim.
Gazze olayları ve yaşamını yitiren 9 yurttaşımızın cenaze törenlerini, tepkileri ve ülkemdeki yaşananları dehşet ve korku ile izlerken, Arap milliyetçiliğinin ve “din kardeşliği”nin, bu güzel yurdumdaki yansımaları, her aklı selim Türk yurttaşı gibi, ülkemin nereye doğru gittiğini bir kez daha sorgulamama neden oldu.
Filistin ve Hamas...
Ortadoğu’daki bu ülke değil miydi; 1980 öncesi Türkiye’yi kana bulayan sağ-sol çatışmasında, gençlere, silah ve bomba eğitimi verip de terörist olarak ülkeme gönderen.
Türkiye’de sokakların “kan gölüne” dönmesinde parmağı olan ve kılını dahi kıpırdatmayan...
Bu Filistin Kampları’nı ne çabuk unuttuk?...

Yazının Devamı

UTANÇ duyuyorum...

4 Haziran 2010

Er; Kerem Oğuz Erbay...
Er; Serhat Aslan...
Er; Erol Tavukçu...
Er; İsmail Kartal...
Er; Erhan Terletme...
Er; Ümit Akbulut...
Türk milleti, en azından benim gibi düşünenler adına sizlerden özür diliyorum.

Yazının Devamı

Onlar ve bizler...

3 Haziran 2010

ANTALYA’da anlatmışlardı.
Her yıl milyonlarca turist geliyor ama otele kapanıp kaldıkları için çarşı esnafına beş kuruş faydası olmuyormuş.
Bıçak kemiğe dayanınca, şimdi Ankara Valisi olan Alaattin Yüksel, yine o dönemin Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, otel sahipleri, turizmciler ve esnaf temsilcileri soruna çare olarak toplanmışlar.
Sonuçta, turistlerin kent merkezine, turist taşıyan araçların park sorunu nedeniyle getirilemediği anlaşılmış.
Vali Yüksel, Başkan Türel kafa kafaya verip, Antalya’da turisti kent merkezine indirebilmek, çarşıyla barıştırabilmek, esnafa kazanç için soluğu Ankara’da almışlar.
O bakanlık, bu bakanlık...
Sen şunu yap, ben bunu vereyim diye diye sorunu aşmışlar.

Yazının Devamı

O bir şehit halası...

2 Haziran 2010

Tek suçu, vatani görevini yapmak, asker olmaktı.
Peki bu suç mu?
Aysun’u da, ağabeyi Ekrem’i de yakından tanırım.
Ne Aysun’un, ne ağabeyinin, ne de fidan gibi yaşta, hain saldırıyla şehit düşen Kerem Oğuz’un bugüne kadar “etnik kimlikle” sorunları olduğunu, ne duydum ne de tanığı oldum.
Kimbilir ailesinin de, şehit yavrunun da Kürt kimlikli ve kökenli kaç tane arkadaşları vardı.
Birlikte geziyor, eğleniyor, acıyı da sevincini de paylaşıyorlardı.
Yine soruyorum; İskenderun’da vatani görevini yapan Bahriyeli Kerem Oğuz’un ne suçu vardı?

Yazının Devamı