Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Tek suçu, vatani görevini yapmak, asker olmaktı.
Peki bu suç mu?
Aysun’u da, ağabeyi Ekrem’i de yakından tanırım.
Ne Aysun’un, ne ağabeyinin, ne de fidan gibi yaşta, hain saldırıyla şehit düşen Kerem Oğuz’un bugüne kadar “etnik kimlikle” sorunları olduğunu, ne duydum ne de tanığı oldum.
Kimbilir ailesinin de, şehit yavrunun da Kürt kimlikli ve kökenli kaç tane arkadaşları vardı.
Birlikte geziyor, eğleniyor, acıyı da sevincini de paylaşıyorlardı.
Yine soruyorum; İskenderun’da vatani görevini yapan Bahriyeli Kerem Oğuz’un ne suçu vardı?
* * *
Aysun Erbay ile çalışma odalarımız yanyana...
Camlı bölmenin ayırdığı bölümlerde bütün gün birlikteyiz.
Yeğeni Kerem Oğuz, askere gitmeye hazırlanırken, en az onun kadar heyecanlıydı.
Dün gibi anımsıyorum.
Sınıfı Denizci, görev yeri İskenderun olunca, seslendirmese de biraz olsun rahatlamıştı.
Ama gencecik Kerem Oğuz’un, bu kurayla, hain bir saldırıya kurban olacağını, şehit düşeceğini o gün Allah’tan başka kim bilebilirdi ki?
Ne Kerem Oğuz’un ne de diğer binler, onbinlerce gencimizin kaderi bu olmamalı.
Kimse ne beni yanlış anlasın ne de bu sözlerimin altında farklı bir şeyler arasın.
Türk Bayraklarına sarılı cenazelerin etrafında oluşturduğumuz kalabalıklarla, “Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez” sloganlarıyla ve “Vatan Sağolsun” haykırışlarıyla, daha kaç fidanımızı toprağa vereceğiz?
Kaç anne ve babanın yüreğini yakacağız?
Kaç aileyi evlatsız, kaç çocuğu babasız, kaç genç kadını kocasız, kaç genç kızı sevgilisiz, bir daha kavuşmamak üzere ayıracağız?
Söyler misiniz kaç... kaç... kaç?
* * *
Ben ülkemin insanını da, yöneten iktidarı da, bu ülkenin başbakanını da, bakanlarını da tanıyamaz durumdayım.
Gazze’ye insani yardım götüren gemi baskınında 9 kişi ölüyor, dünya ayağa kalkıyor.
Hükümet, toplanıyor, kriz masaları kuruluyor, açıklamalar havalarda uçuşuyor, bütün gün televizyonlar susmuyor.
Yorumlar, görüntüler, tepkiler...
Mitingler, binlerce, onbinlerce insan sokaklara çıkıyor, meydanlarda toplanıyor.
Öte yanda, ülkemin Güneyinde, gencecik altı vatan evladı, hain ve bölücü eşkıyanın saldırısıyla şehit düşüyor, tık yok!...
Laf olsun diye bir “baş sağlığı” ile geçiştiriliyor.
Kafanızı mı yediniz siz beyler?
İskenderun’da altı genç fidanımız, evladımız şehit edildi, efendiler...
Gazze yolunda ölenler Müslüman da, bu gençler gavur mu?
Gazze mi önemli, İskenderun mu beyler?
Bir karar verin artık...
Verin de millet olarak, vatandaş olarak bilelim!...
* * *
O şimdi asker, denir ya...
Aysun Bacı için de artık o bir “şehit halası” diyeceğiz.
Babası Ekrem için, “şehit babası...”
Yüreği kor gibi kavrulan anası Gül Hanım içinse “şehit anası...”
Keşke demez olabilseydik.
Ne çare ki, bunu yapamıyor, sevgili Kerem Oğuz, seni geri getiremiyoruz.
Şehitlik mertebesine ulaşmak her kula nasip olmaz denir.
Bil ki, ülken ve vatanın için gencecik yaşında feda ettiğin canınla, bir Çanakkale şehidinden farkın yok.
Toprağın bol, mekanın cennet olsun...