Yenikapı’dan Yeni Zelanda’ya?

25 Mart 2019

Türkiye iç politikası, yaklaşan bir seçimin son virajına giriyor ve dünyanın her yerinde olduğu gibi, ülkede iç siyasal söylem ön plana çıkıyor. Ne var ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün Ankara, dün de İstanbul’da düzenlenen Cumhur İttifakı mitinglerinde, iç ve dış siyaset perspektiflerinin dengesini korudu.

İç siyasetin öne çıkarttığı, ancak dış dengelerden kaynaklanmış olan “beka” unsuru, bu konuşmalarda önemli yer aldı. Her seçim o ülkenin geleceği ile ilgilidir ve seçmen olsun veya olmasın, nereye oy verirse versin, hatta isterse kendince makul bir sebeple oy vermemiş bile olsa bütün yurttaşların geleceği bu seçimlerden etkilenir.

Ancak dünyamız bir garip süreçten geçiyor ve yerel yönetimleri belirlemek için yapılıyor bile olsa, Türkiye’deki seçimler bu garipliğin gölgesi altında bulunuyor.

İki önemli faktör var bu garipliğin sebebi veya sonucu gibi görünen. Birincisi, Venezuela Süreci diye adlandırdığımız bir gelişme; diğeri Kudüs-Golan Girişimleri. Her ikisi de ABD’nin inisiyatifi ile başlayan, AB başta olmak üzere diğer ülkelerin şöyle ya da böyle desteklediği gelişmeler.

Venezuela, ekonomik darboğazın nasıl manipüle edilerek bir ülkenin rejim bunalımına itilebildiğinin

Yazının Devamı

Batı’nın “enformasyon paylaşım ağı” neyi paylaşıyor?

21 Mart 2019

ABD ve müttefikleri yaklaşık 20 yıldır devasa bir “enformasyon paylaşım ağı” kurdular. “Müttefikleri” denildiği zaman sanmayın ki ABD’nin bütün ortakları, anlaşmalardaki “dostları” eşit muamele görür. Bu Trump ile başlayan bir şey de değil. Eski dışişleri bakanı Kissinger’ın 50 yıl önce açıkladığı gibi ABD’nin sabit dostları veya düşmanları yoktur, sadece çıkarları vardır; bu “uluslararası terörizm bilgi bankası” da ABD’nin o günkü çıkar borsasındaki endekslere göre ortak kabul etmektedir.

Bu bilgi bankasının bilinen tek özelliği vardır; içinde Müslümanlar olmayan kuruluş veya bireyler hakkında bilgi bulunmamaktadır. Bilgi aradığınız teröristin dini Musevi, Hıristiyan, Budist, Hindu ise başka veri tabanına! Aradığınız şahıs hakkında burada bilgiye ulaşılamamaktadır!

Diyelim ki Pakistan’dasınız ve kulağınıza Keşmir’de bir Hindu grubunun birtakım hazırlıklar içinde olduğu bilgisi geldi. “Aman, Amerikalı dostlarımızı arayalım. Bakalım ellerinde ne var?” diye boşuna heveslenmeyin. Ya da Rohingya’da bir Müslüman topluluğunu liderisiniz ve Budist rahiplerin yeni bir katliama hazırlandığı duyumunu aldınız. Hiç boşuna Myanmar Devlet Başkanı Aung San Suu Kyii’ye veya ABD elçisine sormaya

Yazının Devamı

Melek gibi çocuk iken…

18 Mart 2019

Terörist beş ayrı silah, üzeri Sırp katliamcıların adlarından tutun, İkinci Viyana Kuşatmasına kadar, Haçlı zihniyetini hortlatmaya çalışan sloganlarla süslü şarjörlerle iki ayrı camide ve video çekerek, bunu Internet’te canlı yayınlayarak katliam yapacak ve siz bu faciayı, gazetenizde “Melek gibi çocuk, büyüdü kötü aşırı sağcı kitle katili oldu” başlığıyla vereceksiniz. İngiliz Daily Mirror gazetesinin, Yeni Zelanda katliamı ertesindeki tarifi böyleydi. Tabii amaç, teröristi şirin göstermek ve bu suretle İslamofobi’nin en korkunç tezahürlerinden biri karşısında duyulabilecek insani duyguları bastırmak değil idi ise de gazetenin kullandığı melek yüzlü minik çocuk fotoğrafı ile bu sağlanmış oluyor. Ki aynı gazete, üç yıl önce Orlando’da bir gece kulübünü basarak 50 kişiyi öldüren barmen, salsa dansçısı kişiyi DAEŞ militanı diye sunmuştu. ABD polisi sapık katilin DAEŞ teröristi olmadığını kabul ettirmek için aylarca uğraşmıştı.

Sorun, gazeteyi (radyoyu, TV’yi, Web sitesini) hazırlayan editörün (yapımcının, iletişimcinin) kafasındaki imajda: Teröristin adı “Omar Mateen” ise Müslüman olabilir; Müslüman ise DAEŞ (El Kaide veya Taliban) mensubudur. Teröristin adı Brenton Tarrant ise,

Yazının Devamı

Azletmek veya edememek, işte bütün mesele

14 Mart 2019

ABD parlamentosunun Temsilciler Meclisi kanadında 62 yeni Demokrat milletvekili var ama aralarında birlik yok. Meclis başkanı Nancy Pelosi eski ve kurnaz bir siyasetçi. Trump’ın görevden azli için gerekli süreci başlatması işten bile değil. Ama bunu yapmıyor. “Trump azledilmeye bile değmez!” tarzında akla zarar açıklamalar yapıyor. “Pelosi sadece Trump’tan değil, mantıktan da nefret ediyor” dedirtiyor.

Kamuoyu yoklamaları Trump’ın beğenilme oranında düşüş olduğunu gösterirken, Temsilciler Meclisi’nde ezici bir çoğunluğu olmasına rağmen Demokrat Parti’nin bu kararsız tavrında sadece yeni Demokratlar arasında birlik olmaması etkili değil. Görülen o ki eski Demokratlarla yeni milletvekilleri de anlaşamıyorlar.

Geçtiğimiz hafta Somali asıllı Minnesota milletvekili İlhan Omar hakkında Cumhuriyetçilerin başlattığı linç kampanyasına cevaben Temsilciler Meclisi bir karar aldı. American Israel Public Affairs Committee (AIPAC) isimli İsrail lobi teşkilatının ABD siyasetçilerini parayla satın aldığını öne sürdüğü bir konuşmasından dolayı, adeta bütün basın-yayın ve Musevi örgütleri, İlhan Omar’ın milletvekilliğinin düşürülmesine kadar varan taleplerde bulunuyorlar. Omar, Meclis’teki iki

Yazının Devamı

Elektrik kesilmesinin tekno-politiği

11 Mart 2019

31 Mart 2015 Salı gününü hatırlıyor musunuz? Saat 09:36:11’de, Türkiye’nin elektrik şebekesi ikiye bölündü ve ülkenin doğusu ile batısı arasındaki elektrik dağıtımı, saat 18’e kadar düzeltilemedi. İstanbul ve İzmit dahil, endüstri bölgeleri saatlerce elektriksiz kaldı. Sorunun ne olduğuna ilişkin ne dediği anlaşılamayan birçok açıklama yapıldı, ama kimse “Neden oldu?” sorusuna tutarlı bir cevap veremedi. Ortada bir ulusal güvenlik sorunu olduğu belliydi ve belki de bu hassas sebep yüzünden sorumlu davranan basın-yayın, “Bir daha olmaması için önlem alınacaktır” açıklamasını tatmin edici buldu. Muhalefet ve onları destekleyen yayın organları, hükumeti yeterli enerji altyapı yatırımını yapmamakla suçladı.

Şimdi dört yıl ileriye ve 8 bin 500 kilometre batıya gidelim. Venezuela’da geçen Perşembe günü, 23 eyaletten 14’ünde sabah 9:30 sıralarında elektrikler kesildi. Başkent Caracas dahil, ülkenin sanayi merkezlerinde elektrikler 10 saatten uzun süre kesik kaldı. Venezuela’da kendisini geçici devlet başkanı ilan etmiş ve ABD, AB ile bazı Güney Amerika ülkeleri tarafından da resmen tanınmış olan Juan Guaidó, cumhurbaşkanı Nicolás Maduro’yu ülkeyi yıkıntıya sürüklemekle suçladı.

Türkiye’deki

Yazının Devamı

Şimdi de ticaret ayrıcalıkları

7 Mart 2019

Sadece 50 gün önce, Cumhur- başkanı Erdoğan ile telefon görüşmesinde, iki ülke arasındaki ticareti “çok ama çok” geliştirmekten söz ediyordu Trump. Ondan 30 gün önce de “Türkiye’yi ekonomik olarak çökertiriz” demişti. Son olarak Türkiye’den alınan her şeyden gümrük vergisi almaya başlayacaklarını söylüyor. Trump, sürekli ticaret yaptırımı niteliğindeki bu kararı uygulamak veya uygulamak için kendisine 90 gün mühlet verdi.

50 gün önceki görüşmede, Trump Erdoğan’ın ikili ticaret hacmini 75 milyar dolara çıkartma hedefini açık bir heyecanla paylaşıyor ve “Türkiye’nin bunu sağlamak için büyük bir potansiyelinin olduğunu” söylüyordu.

ABD geçen yıl dünyadan yaklaşık 20 milyar dolarlık mal almış; bunun 1 milyar 74 milyon dolarlık kısmı -ki yüzde 8.2’lik bir pay ediyor- Türkiye’den. Sanmayınız ki bu malların tümü ABD’ye sıfır gümrükle giriyor. Gönderilen eyalete bağlı olmak üzere, hemen hemen bütün gönderdiklerimiz gümrüklü. Yakın zamana kadar bazı Türk mallarından alınan gümrük vergisi düşüktü. Ama hatırlayacaksınız, Rahip Brunson olayı sırasında bu da bitti; hatta çelik satışımıza cezalandırıcı vergi uygulandı.

Türkiye, ABD ile ticaretindeki muhtemel belirsizlikleri dikkate alarak, mal

Yazının Devamı

Zavallı ABD’yi kandırdılar!

4 Mart 2019

Amerika’nın uzak doğu politi-kasında uzman Prof. James Warren, Trump’ı “istihbarattan nefret eden ilk başkan” olarak niteliyor. Nitekim, birçok siyaset analizcisi de Trump’ın sabahları kendisine sunulan yaklaşık bin sayfalık istihbarat özetlerinin kapağını bile açmadığını yazıyordu.

Trump kendisi de “okumayı çok sevmediğini” açıkça söylediğine göre, böyle kalın raporları okumadığı için belki de kınamamak gerekir. Hepsi bir tarafa, herhalde dünyanın hegemonik tek ülkesi olma iddiasındaki ABD’nin başkanına, nükleer silah edinmeye çalıştığı için savaşın eşiğine geldiği Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’a bu programdan vaz geçtiği, nükleer araştırma ve roket imal tesislerini dağıttığı için methiyeler düzmeden önce, birileri, bunun doğru olmadığını söylemiş olmalılar.

Nitekim Prof. Warren, Ulusal İstihbarat Dairesi’nin Başkan’a çok ayrıntılı bir sunum yaptığını ve yanlış anlamaya hiç meydan vermeyecek şekilde, “Kuzey Kore bir tek vida bile sökmedi” dediğini yazıyor. Hatırlatalım, ABD Ulusal İstihbarat Dairesi (DNI) 2004 yılında 16 askeri ve sivil haber alma kurumunu birleştiren bir kurum olarak kuruldu. Başına da Trump tarafından CIA eski başkanı Dan Coats getirildi.

Trump, Vietnam’da Kim

Yazının Devamı

Kushner? Dürüst arabulucu?

28 Şubat 2019

Ticaretten diplomasiye geçmiş bir kavram var: Honest Broker. Bir tüccarın bir başkası adına yaptığı satışta rol oynayan bu kişi, diplomaside savaşan veya arası bir sebeple bozuk iki ülkenin, çokuluslu grupların barışmalarını sağlamaya çalışan kişi. Sadece “arabulucu” demek yetmiyor; zira arabuluculuk rolüne soyunan ülkenin veya kişinin dürüst olması da gerekiyor.

Trump’ın başkan seçilmek için ilk girişimde bulunduğu 2000 yılında da iki yıl önceki kampanyasında da en önemli vaadi Ortadoğu barışını sağlamaktı. Bu kez seçildiğinde, ilk işi, kendi kızını ve kendisi gibi emlakçılıkla zengin olmuş bir ailenin oğlu olan damadı Jared Kushner’i Beyaz Saray’a “danışman” olarak atamak oldu. Ne kızının ne de kocasının, babalarının şirketinde üst düzey yönetici olarak çalışmanın dışında bir deneyimleri olmaması bir yana, eğitimleri de uluslararası hukuk gibi pozisyonlarının gerektirdiği bir dalda değil. Jared Kushner’in normal liseyi bitiremeyip bir Musevi ilahiyat lisesinden diploma aldığı, babasının milyonluk bağış yapması sebebiyle kabul edildiği Harvard’da (bu Daniel Golden’ın “baba parasıyla okumak” konulu kitabında anlatılıyor!) okula gitmeyip çevre köylerde emlakçılık yaptığı ve atılma

Yazının Devamı