31 Mart 2015 Salı gününü hatırlıyor musunuz? Saat 09:36:11’de, Türkiye’nin elektrik şebekesi ikiye bölündü ve ülkenin doğusu ile batısı arasındaki elektrik dağıtımı, saat 18’e kadar düzeltilemedi. İstanbul ve İzmit dahil, endüstri bölgeleri saatlerce elektriksiz kaldı. Sorunun ne olduğuna ilişkin ne dediği anlaşılamayan birçok açıklama yapıldı, ama kimse “Neden oldu?” sorusuna tutarlı bir cevap veremedi. Ortada bir ulusal güvenlik sorunu olduğu belliydi ve belki de bu hassas sebep yüzünden sorumlu davranan basın-yayın, “Bir daha olmaması için önlem alınacaktır” açıklamasını tatmin edici buldu. Muhalefet ve onları destekleyen yayın organları, hükumeti yeterli enerji altyapı yatırımını yapmamakla suçladı.
Şimdi dört yıl ileriye ve 8 bin 500 kilometre batıya gidelim. Venezuela’da geçen Perşembe günü, 23 eyaletten 14’ünde sabah 9:30 sıralarında elektrikler kesildi. Başkent Caracas dahil, ülkenin sanayi merkezlerinde elektrikler 10 saatten uzun süre kesik kaldı. Venezuela’da kendisini geçici devlet başkanı ilan etmiş ve ABD, AB ile bazı Güney Amerika ülkeleri tarafından da resmen tanınmış olan Juan Guaidó, cumhurbaşkanı Nicolás Maduro’yu ülkeyi yıkıntıya sürüklemekle suçladı.
Türkiye’deki gibi, kesintinin nasıl olduğuna ilişkin teknik açıklamalar yapıldı; ama sebep konusunda kimse bir şey söylemedi; hala söylemiyor. Daha doğrusu, herkes farklı bir şey söylüyor.
Herkesin bildiği bazı teknik noktaları sıralayalım: Dünyada artık hemen hemen hiçbir ülke, sadece kendi ürettiği elektriği tüketmiyor. Ülkeler elbette kendileri elektrik üretiyorlar ve başlıca bu kaynağa dayanıyorlar ama hayat tarzı ve tüketim eğilimlerindeki zaman farkları gibi faktörlerle her milletin az elektrik tükettiği saatler oluyor. Bu sırada, ülkelerin elektrikleri, tüketimi ilave elektrik gerektiren ülkelere yönlendiriliyor. Bazen de tersi oluyor. Bütün dünyanın elektrik şebekeleri birbiri ile bağlantılı. Buna “enterkonnekte sistem” deniyor. Ülkeler sistemden aldığı enerjinin bedelini sisteme ödüyor; bu sisteme verdiği enerjinin bedelini sistemden tahsil ediyor.
Bu bağlantı sistemi ülkelerin enerji ağlarının bilgisayarlarla denetlenmesini gerektiriyor. Ülke içinde filan ilinizde az tüketim oluyorsa, akıllı sistem, bu ile giden enerjiyi azaltıyor ve bunu daha çok tüketen illere yönlendiriyor. Ülkeler arasında da aynı işlem yapılıyor.
Şimdi bir bilgisayar korsanının, bu sisteme girdiğini ve sistemin merkezine “şu şu illere az enerji ver...” ya da “Bizim elektriği dışarıya aktar” diye emir verdiğini varsayalım. Ya da bu işi söz gelimi, Pentagon’da oluşturulan ve silahlı kuvvetlerin üç biriminden biri haline getirilen Siber Kuvvetler Komutanlığı tarafından yapıldığını düşünelim…
Dört yıl önce Türkiye’de kimse bunu öne sürmedi; ama Maduro ilk günden beri ülkesindeki elektrik kesintisinin “Amerikan emperyalizminin marifeti” olduğunu söylüyor.
Bu, Maduro’nun “her aksaklığı ABD’nin üzerine yıkıp kendi beceriksizliğine kılıf uydurma” çabası olabilir mi?