İstemediniz ama oldu; şimdi ne yapacaksınız?

1 Haziran 2023

Biden, hiç istemedi Erdoğan’ın yeniden seçilmesini… Bunun için öne sürdüğü sebep hiç de geçerli değildi. Erdoğan Türkiye’deki Kürtlerin siyasal sürece dâhil edilmesini önlüyormuş; eğer o giderse, Türkiye’deki Kürtlerin önü açılacakmış!

Biden’ın şahıs olarak da oluşturduğu yönetimin de tutarsızlığı bilinen bir şey. Siyasal gözlemciler, onun “hayatı boyunca biraz donuk ve biraz hedefsiz, darmadağın, eksik düşünülmüş ve yanlış planlanmış işlerin adamı” (Kevin Williamson) olarak, sadece kendisinin değil ama hükümete atadığı hemen her görevlinin “ehliyetsiz ve beceriksiz” olması (K. Lloyd Billingsley) ve “adeta tasarlanmış bir yenilgi stratejisi” uygulaması (Scott Shepard) ile şu ana kadar ABD’nin üç yılını ziyan ettiğini, bu gidişle bir dört yılını daha heba edeceği görüşündeler. Bu görüşler ona ve partisine muarız kişiler değil; tersine, aynı cephedeki yazarlar. Cumhuriyetçilere hiç girmeyelim.

Ancak,

Yazının Devamı

Haydi iş başına!

29 Mayıs 2023

ABD’de uzun yıllar oturan hemen her yabancının dikkatini çeken ortak bir şey vardı: dünyanın dört bir köşesine eli kolu uzanan bu ülkenin lideri, dolayısıyla adeta tüm ülkelerin siyasetinde en önemli kişi sayılabilecek başkanı, (Kasım ayının ilk pazartesini izleyen salı günü yapılan seçimle) belirlenir ve ertesi gün ne dükkanda ne iş yerinde, ne otobüs durağında, ne parkta, ne bahçede kimse seçimden, seçilenden bahsetmez; herkes işine gücüne bakardı. Yıllar önce, Seymour Lipset’in Siyasal Partiler isimli klasik eserinin okutulduğu derste, “Yüksek seçmen katılımı ülkede problem olduğunu gösterir” tezinin yarattığı bitmek bilmeyen tartışmaları hatırlıyorum. Sınıftaki biz Avrupalı öğrencilerin, bu görüşü gayet doğru ve yerinde bulan Amerikalı arkadaşlarımızı “Amerikalı sığır çobanları!” diye aşağıladığımız da hatırımda.

Bugün, şükür, bir seçimi, kazasız-belasız geride bıraktık. Evet bugün, yarın, öbür gün, hatta bu hafta, bu ay, hemen hepimiz

Yazının Devamı

Ukrayna’da barışın yolu Türkiye’den geçiyor

25 Mayıs 2023

Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi (CSIS), ABD’nin artık Ukrayna’ya gönderecek silahının kalmadığını bildireli iki ay oldu. Ayrıca, hafta başında Washington Post, Ukrayna’nın yeni silah ve mühimmat ihtiyacını karşılamaya Avrupa’nın askeri sınai kapasitesinin yetmeyeceğini yazdı. ABD Dış İlişkiler Konseyi (CFR) verilerine göre, 19 Mayıs itibarıyla ABD Ukrayna’ya 4 milyarı insani, 26 milyarı mali, 18 milyarı güvenlik, 23 milyarı silah ve teçhizat ve 5 milyarı diğer fasıllar olmak üzere 80 milyar dolar yardım yaptı. ABD İsrail’e aynı dönem içinde 4 milyar dolar yardım yaptığına göre, Ukrayna meselesinin ABD açısından önemini anlayabiliriz. Bir başka örnek, ABD’nin toplam uzay harcamaları 30 milyar! Virginia eyaletinin bütçesi 80 milyar. Bir başka açıdan kıyaslayalım: ABD’nin Ukrayna yardımları AB’nin iki katından, İngiltere dâhil diğer ülkelerin yardımlarından üç kat daha fazla.

O zaman soru şu: ABD Ukrayna’da neden bu denli büyük bir “yatırım” peşinde?

ABD, Rusya’nın

Yazının Devamı

ABD’yi yanıltan ne?

22 Mayıs 2023

Perşembe günü, Economist ve diğer batı medyasının dünyadaki gelişmeleri takip ederken kendi görüşleriyle sınırladıkları bir alanı dinlediklerini, bunun da onların gelişmelerle ilgili tahminlerini yanılttığını ifade etmiştim. Medyanın yanılgılarıyla sadece kendi okurlarına zarar verebileceğini, ancak birçok ülke liderinin de aynı yankı odasında dinleyip konuştuğunu, bunun kendi halklarına ve komşu ülkelere zarar verdiğini savunmuştum. 

ABD de bence liderinin kafasını kendi yankı odasından çıkartmadığı bir ülke oldu. Oysa daha şurada 20-30 yıl önce ABD, belki size-bana göre fazla “faydacı” ama sonuçta antenleri tüm dünyaya açık bir ülkeydi. “Amerika’nın dostu-düşmanı yoktur; çıkarları vardır” ilkesi, size-bana belki bir anlamda ahlaktan uzak görünürdü ama uluslararası ilişkilerde ABD’ye muhatap olan liderlere bir yönerge, bir ipucu da verirdi. “ABD neden bize düşmanlık yapıyor?” diye sorduğunuzda, hangi noktada ABD’nin menfaatlerine zarar verdiğinizi araştırabilirdiniz. 

Bu Amerika yok

Yazının Devamı

Yankı odası

18 Mayıs 2023

“Bizi kim yanılttı?” The Economist editörleri, âleme talkın verip, sonra salkımları öbek öbek yutarak, gazeteciliğin en temel ilkesini, yansızlık çabasını ihlal ederek, dergilerinin kapağına “Erdoğan gitmeli” diye slogan başlıklar basmalarının sebebini arayıp bulmuşlar. Meğer onları anket firmaları yanıltmış! Washington Post’u, New York Times’ı, Der Spiegel’i de anlaşılan kamuoyu yoklaması yapan firmalar yanılttı.

Türkiye’de 27 araştırma şirketi isimli firma var. Bu firmalar ocaktan bu yana 200’e yakın rapor yayımladılar. Bu raporlardan sadece ikisi sonuçlar hakkında, bu alanda kabul edilebilir hata payları sınırları içinde kalan tahminlerde bulundular. 14 Ekim 1973 seçimlerinin hiç beklenmedik sonuçlarını doğru tahmin eden Hürriyet gazetesinin Bin Gönüllü kamuoyu yoklama grubunda çalışarak ve böylece araştırmanın Boğaziçi Üniversitesi ekibinin teşvikiyle kendisine akademik bir rota çizen bu satırların sahibi, 25 firmanın neden yanıldığını ve Batı medyasını da kendisiyle birlikte çamura

Yazının Devamı

Devlet ebed-müddet ve yeni yönetim

16 Mayıs 2023

Her seçim bir yenilenmedir; önceki gece ister Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimi kazanmış olsaydı, ister Sayın Kılıçdaroğlu kazansaydı, bu değişmeyecekti; biz Türkiye olarak tarih ve sosyolojimizde yeni bir sayfa açmış olacaktık. Bu yenilenmenin yönü, boyutu ve ağırlığı iki hafta ertelenmiş oldu.

Evet, her seçim bir yenilenmedir; ama devlet denen şey de seçimden seçime yeniden kurulmaz. Devletin bir devamlılığı vardır. Bu iki haftalık kesinti, hepimiz için, bir yeniden nefis muhasebesi, yenilenme ve devam fikirlerini ülkemizin geçmişi ve geleceğini göz önünde tutarak tekrar irdeleme imkânıdır. Ben burada bu muhasebenin bir boyutunu, devletin devamlılığı perspektifini ele almak istiyorum.

Devlet dediğimiz zaman, kafamızda Cumhuriyet kurucularının devlet kavramını hatırlamamız; Cumhuriyetimizi 500 yıllık bir geçmişe oturtmamız gerekir. Bu ise akla hemen ulusun bekası, ülkenin dokunulmazlığı kavramını getirir.

Bir yazar yazıyor: “Türk-Rus ilişkileri kimsenin babasının malı değildir!” Gerçi yazı, benim tahmin ettiğim gibi bir sonuca ulaşmıyor, ama bu

Yazının Devamı

Kıbrıs’ı seçimde ‘yem’ diye kullanmak! Çok büyük hata

11 Mayıs 2023

Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dış politika danışmanı, İstanbul CHP milletvekili Ünal Çeviköz’ün, mensup olduğu ittifakın kazanması halinde, bu yaz yapılacak NATO Zirvesi’nde İsveç’in NATO üyeliğinin onaylanacağını söylemesini kınamış, bunun sadece kendi kanaati olmasını dilemiştim.

Meğer Sayın Çeviköz’ün vaatler dağarcığında neler varmış neler! İsveç’in üyeliğini, bu ülkenin PKK teröristlerine tanıdığı koruma kalkanını kaldırmak için diplomatik bir araç olarak kullanmaktan vazgeçmek meğer kendisinin ve temsil ettiği Sayın Kılıçdaroğlu’nun Batı’ya verebileceklerinin yanında adeta bir hiçmiş!

Çeviköz ve 48 saattir bir yalanlama gelmediğine göre Kılıçdaroğlu, Ecevit’in, Erbakan’ın 500 Türk askeri ve Kıbrıslı mücahit, 300’den fazla sivil şehit vererek mutlak bir yok oluştan kurtardığı Kıbrıs Türklüğünü, onun kanı pahasına elde ettiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yeniden aynı tehlikeli yola iten bir

Yazının Devamı

‘Biz Batıcıyız!’ deyip kestirip atmak...

8 Mayıs 2023

“Bir gecede Türkiye ekonomisini yerle bir ederim!” diyen bir ABD başkanını, “Türkiye’de yönetimi devirmek için, oradaki ortaklarımızla iş birliği yapmalı, onları güçlendirmeliyiz” diyen bir başka ABD başkanı izliyorsa, sizin, ne NATO ittifakına ne ikili anlaşmalara ne de ABD’nin AB’deki iş birlikçilerine kayıtsız şartsız güvenmeniz mümkün olmaz. Bu, sadece bu tehdit ve planların muhatabı olan Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan için değil, bu seçimde onun yerini almaya çalışan muhalefet ittifakı için de böyledir.

Bugün bu yönetime parmak sallayan, yarın yeni yönetimlere de aynı hodkâmlıkla, aynı tepeden bakmacılıkla, aynı “büyük ağabey” tavrıyla yaklaşacaktır. Oysa işbaşındaki yönetim, hangi siyasal ideolojiye, hangi yönetim tarzına dayalı olursa olsun ABD ile Cumhuriyet Türkiye’si arasındaki ilişki, 17 Şubat 1927 tarihindeki nota alışverişinden bu yana daima bir “denge” kurma çabası gerektirmiştir. 27 Mayıs 1960 darbesi ve onu izleyen sahte yargılamadan sonra Başbakan

Yazının Devamı