Hakkı Öcal

Hakkı Öcal

hakki.ocal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Biden, hiç istemedi Erdoğan’ın yeniden seçilmesini… Bunun için öne sürdüğü sebep hiç de geçerli değildi. Erdoğan Türkiye’deki Kürtlerin siyasal sürece dâhil edilmesini önlüyormuş; eğer o giderse, Türkiye’deki Kürtlerin önü açılacakmış!

Biden’ın şahıs olarak da oluşturduğu yönetimin de tutarsızlığı bilinen bir şey. Siyasal gözlemciler, onun “hayatı boyunca biraz donuk ve biraz hedefsiz, darmadağın, eksik düşünülmüş ve yanlış planlanmış işlerin adamı” (Kevin Williamson) olarak, sadece kendisinin değil ama hükümete atadığı hemen her görevlinin “ehliyetsiz ve beceriksiz” olması (K. Lloyd Billingsley) ve “adeta tasarlanmış bir yenilgi stratejisi” uygulaması (Scott Shepard) ile şu ana kadar ABD’nin üç yılını ziyan ettiğini, bu gidişle bir dört yılını daha heba edeceği görüşündeler. Bu görüşler ona ve partisine muarız kişiler değil; tersine, aynı cephedeki yazarlar. Cumhuriyetçilere hiç girmeyelim.

Haberin Devamı

Ancak, öyle ya da böyle, Başkan Biden ve ABD yönetimi, en azından daha bir yıl (Trump aday olacak olursa, 5 yıl) Türkiye’de görmek istemedikleri Cumhurbaşkanı ve onun hükümetiyle “birlikte çalışmak” zorunda. Bu terim, ABD bürokratik lügatinde, “Çaresiz tahammül etmek” anlamına gelir. Amerikan pragmatizmi ve “faydacı” felsefesi, bu tahammülü iki taraf için de kabul edilebilir kılar, kılıyor.

Trump’ın yeniden başkan seçilmesi siyasal mucize sayılacak kadar zor. Öyle olmasa ve Trump, Ocak 2025’te tekrar Beyaz Saray’a girecek olursa, Suriye’deki Amerikan işgal birliklerinin (yanlarına SDG adıyla kurmaya çalıştıkları PKK hükümetinin elemanlarını da alarak), şubata kalmadan evlerinin yolunu tutarlar dersek, fazlaca yanılmayız. Ancak bu zor. O halde Biden’ın ve beceriksiz Dışişleri ve Güvenlik takımlarındaki NeoCon’ların, Erdoğan ile “birlikte çalışmak” derken ne kastettiklerini, mesela Türkiye, Ürdün ve Lübnan’daki Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri, bunu sağlayacak bir ortamın oluşması için Suriye’de adil ve serbest seçimlerin yapılması gibi konularda hangi adımları atmaya hazır olduklarını anlamak zorundayız. ABD, sahada hiçbir gerçekliği olmayan bir DAEŞ yalanı ile Suriye’ye kurduğu Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nden (AANES) vazgeçecek midir?

Haberin Devamı

ABD kendisini bir dünya imparatoru olarak tahayyüle devam ettiği sürece, iki ülke arasında ne kadar iletişim sorunlarını ortadan kaldırma mekanizması kurulursa kurulsun, bu problemler ortadan kalkmayacaktır. Çünkü sorun iletişimde değil, ABD’nin dünyaya vermek istediği siyasi dizayn ile Türkiye’nin ulusal çıkarlarının artık örtüşmemesindedir.

Böyle ifade ettiğimiz zaman, ortaya masaldaki gibi “Sendeki bu kuyruk acısı, bendeki bu evlat acısı…” diyen adamın içinde bulunduğu ikilemin çıktığı sanılabilir. Uluslararası ilişkilerde böyle ikilemler çözümsüz gibi görünür; ama çoğunlukla çözüm, Biden’ın teşebbüs ettiği ve başarısız olduğu gibi karmaşık değildir. Biden, karşındaki oyuncuyu değiştirmek için o ülkenin içişlerine müdahale ederek o ülkede muhalefet dizayn etmeyi tercih etmeye kalkıştı. Oysa, Türkiye’nin tercihine rıza gösterse ve Erdoğan’la iş birliğine üç yıl önce başlasaydı, ne kendisi zaman kaybederdi ne Türkiye’ye zaman kaybettirirdi.

Haberin Devamı

Ama geç değil. Biden Türk seçmeninin verdiği bu son karara laf olsun diye değil gerçekten saygı gösterirse, mesele herkes için bir çözüme kavuşur.