Yapılan bir araştırmaya göre artık musluklardan suyla birlikte plastik akıyor. Çünkü dört bir yanımız plastik! Milyarlarca ton plastiğin sadece yüzde 10’unu dönüştürebildik. Yıllarca toprağa, denize, okyanuslara gömülen o plastikler şimdi mikroskobik boyutlarla bardaklarımıza doluyor.
Araştırmayı gerçekleştiren Dr. Anne Marie Mahon’a göre nanometre boyutundaki bu plastikler hücre ve organlara da girebilir. Plymouth Üniversitesi’nden Prof. Richard Thompson da aynı fikirde; mikroplastiklerdeki zehirli kimyasallar metobolizmaya geçebilir.
Rakamlar ürkütücü. Böyle devam edersek, 2050’ye geldiğimizde okyanuslarda balıklardan daha fazla plastik olacak. Çünkü dünyada yılda yaklaşık 300 milyon ton plastik üretiliyor ve her yıl 12 milyon ton atık olarak denize gidiyor. 5 Gyres Institute’un araştırmasına göre şu an okyanuslarda 5.2 trilyon plastik parçacığı var. Her yıl 1 milyon su kuşu ve 100 bin deniz canlısı plastik sindirimi nedeniyle ölüyor. İspanya’da ölü bulunan bir balinanın midesinde 59 parça plastik olduğu, balinanın bu nedenle beslenemeyerek öldüğü ortaya çıktı.
Önümüzdeki 20 sene içerisinde plastik üretiminin iki katına çıkacağı öngörüsü de düşünülürse plastiğin yakın gelecekte dünyanın baş belası olması muhtemel. Zaten çevre örgütleri alarmda. Avrupa başkentlerinde yaklaşan plastik kabusuna dikkat çeken eylem ve performanslar birbiri ardına sergileniyor. Son olarak Greenpeace, Malta’da atık plastikten bir ejderha yaparak soruna mercek tuttu.
Plastikten kurtul
Bir başka öne çıkan çalışma da “Plastikten Kurtul” (Break Free From Plastic) hareketinin markalama çalışması. Greenpeace’in de dahil olduğu hareket tüm dünyada plaj ve denizlerde kirliliğe neden olan plastik atıkları markalarına göre ayrıştırıyor. Şimdiye kadar elde edilen sonuçlar hiç de şaşırtıcı değil! Görülüyor ki, günahın büyük kısmı çok uluslu endüstriyel şirketlerin... Özellikle tek kullanımlık paketleme ürünlerinden kaynaklı kirlilik atıklarda başı çekiyor. Zaten denizlerdeki çöplerin yüzde 80’i de kara kaynaklı. Tabii bundan o plastikleri kullanıp atanlar olarak bizler de sorumluyuz. Yapılacak en doğru şey, zaman kaybetmeden tüketime odaklanmak. Mesela naylon poşetler... Çözünmeleri bile 20 yıl sürüyor ama ülkemizde müsrifçe kullanımı sürüyor. Yine plastik şişelerdeki içme suları. Yanımıza alacağımız bir alışveriş çantası ve bir matarayla kirliliğin azalmasında başrolü oynayabiliriz.
Poşet 2 yıl sonra paralı
Bazı ülkeler bu bilinçle, çeşitli düzenlemeler de yaptı. Birçok ülkede plastik poşet için para alınıyor ve ücretli olunca kullanım neredeyse bitiyor. İrlanda’da örneği... Poşetler ücretli olunca tüketim yüzde 90 azalarak kişi başı yıllık 18 adete kadar inmiş. Biz ise hâlâ 2019 yılını bekliyoruz düzenleme için. Ayrıca plastik mikro taneciklerin kullanıldığı temizlik ve kozmetik sektörünü de gözden kaçırmamak gerek. İngiltere öncül olabilecek bir karar aldı. Mikroplastik içeren tüm kişisel bakım ve kozmetik ürünleri 2018’in ortasından sonra raflardan kaldırılacak.
Artık dünya sürdürülebilirlik kaygısını iliklerine kadar hissediyor. Dakikada bir kamyon plastik atığın okyanuslara ulaştığı bir gezegen sürdürülebilir olmaktan çok uzak. Bunu değiştirmezsek insanlık, plastik yığınının altında kalacak.
Sorularınızın cevapları burada
Bu köşede her hafta sürdürülebilir bir yaşama ve doğaya dair konuları ele alıyoruz. Yeşili, toprağı, ağacı kısaca çevreyi gündemin ilk sırasına koyup, ekosisteme, insan ve diğer tüm canlılara zarar verebilecek uygulamalara dikkat çekmek amacımız. Siz de sorularınızı, konu önerilerinizi ve merak ettiklerinizi gurkan.akgunes@milliyet.com.tr adresine gönderebilirsiniz. Gelin her pazar siz de
doğaya ses verin...