Akın var / güneşe akın! / Güneşi zaptedeceğiz / güneşin zaptı yakın!”
Yazıya, Nazım Hikmet’in bu eşsiz dizeleriyle başlamamın nedeni “Güneşi İçenlerin Türküsü”nün metaforu “güneş”e yönelik ilgi. Gerçekten de şimdilerde güneşe adeta akın var. Özellikle de Çin, Japonya, ABD ve AB ülkelerinden... Nedeni, fosil yakıt kaynaklı karbon kirliliğinin artık dünyayı boğuyor olması... İronik olan güneş enerjisi yatırımında başı çekenlerin dünyayı en çok kirletenler olması. Küresel ısınma ürkütücü hale gelince çareyi yüzlerini güneşe çevirmekte buldular çünkü. Rüzgar, biyoyakıt, jeotermal ve dalga da keza öyle... Umut, yenilenebilir enerji kaynaklarında.
Dünyada durum ne?
Mesela AB... 13 yılda kıtada, yenilenebilir enerjiyi yüzde 100 artırdı. Birliğin 2020 hedefi, tükettiği enerjinin yüzde 20’sini yenilenebilir kaynaklardan sağlamaktı. Enerji rönesansıyla bu hedefe şimdiden çok yaklaştılar. Geçen yıl sonu itibarıyla yüzde 16.5’a ulaştılar. Hatta bazı üye ülkeler 2020 hedefini çoktan aştı bile. İsveç’in hedefi yüzde 50’ydi, geçen yıl yüzde 60’lara dayandılar. Keza Finlandiya, Estonya, Hırvatistan da öyle. Avrupa’daki bu enerji rönesansında güneşin rolü ise dikkat çekici. 10 yıl önce kıtanın ürettiği elektriğe güneşin katkısı yüzde 0,3 iken 2016 yılında bu rakam yüzde 11,2’ye yükseldi. Türkiye bu istatistiklerin fersah fersah uzağında olsa da yenilenebilir kaynaklara bakış ve yapılan düzenlemeler umut verici. Belki birçoğumuz, yoğun siyasi gündemden farkına varamadı ama geçen yıl yapılan bir düzenleme sıradan bir bireye, güneşi sermaye yaparak patron olabilme yolunu açtı.
Nasıl mı? Yenilenebilir Enerji Kooperatifi kurarak.
Şöyle ki, ortaklarınızla kuracağınız bir kooperatifle güneş enerji santrali yatırımı yapıyorsunuz ve elektrik üretmeye başlıyorsunuz. Ortak sayınız 100 kişiye kadarsa 1 MW’a kadar, 500 kişiye kadarsa 2 MW, bin kişiye kadarsa 3 MW, binden fazlaysa da 5 MW’lık tesis kurma hakkınız var. Güneş panellerini ister çatılarınıza ister kiraladığınız bir araziye kurun. Önemli olan panellerin güneşlenme süresi. Tesisi kurup şebekeye bağlandığınız noktada da oturduğunuz yerden güneş toplamaya başlıyorsunuz. Tabii öncelikli amaç, kendi tüketimini karşılamak. Zaten fazlasını sisteme satıyorsunuz. Üretim arttıkça da kazancınız artıyor. Mevcut mevzuata göre bireysel yatırımla santral kursanız da sisteme satış yapamıyorsunuz. Buna yönelik bir düzenleme beklentisi var ama kooperatif modeli de zaten bireysel ihtiyacı rahatlıkla karşılıyor. Küçük tüketiciyi yatırımcıya çevirmesi açısından kooperatifler önemli bir model. Hem de doğa dostu bir santral sahibi oluyorsunuz.
İlk üreten Çorum kooperatifi olacak
Dünya örneklerine bakınca “güneş patronluğu” hiç de ütopik değil. Mesela, Belçika’nın küçük bir kasabasındaki su değirmeninden elektrik üretme fikriyle kurulan Ecopower Kooperatif’i, 2012 yılında 43 bin üyeye ulaştı. Oysa ki kurulduğunda 47 ortağı vardı. Almanya’daki EWS Kooperatifi’nin öyküsü de cesaret verici... Çernobil sonrası nükleersiz gelecek için bir araya gelen ailelerin kurduğu kooperatif bugün 150 bin kişinin enerji ihtiyacını karşılayan bir dağıtım şebekesine sahip. Ortak sayılarıysa 2 bin. Zaten Almanya elektiriğinin yüzde 47’sini kooperatif ve bireyler üretiyor. Fransa’daki “Combrailles Durables” kooperatifi de yerelden başlayıp hızla büyüyenlerden. 170 ortaklı kooperatif ilk aşamada yerel halka yenilenebilir enerji kaynakları hakkında bilgi veren bir dernekten evrilerek kooperatife dönüşmüş. Şimdi güneş enerjisi santrali işletiyorlar ve rüzgar santrali yolda.
Bizde de kısa sürede epey yol kat eden kooperatif girişimleri oldu ama henüz aşamaları tamamlayıp üretime başlayabilen yok. İlk kooperatif Denizli Tavas ilçesinde 2014 yılında kuruldu. Aradan geçen 2.5 yılda kooperatif sayısı 20’ye ulaştı. Üretime en yakın olan, TEDAŞ’tan bağlantı izni alan Çorum kooperatifi. Kooperatif, 25 dekar arazide 500 bin dolar yatırım bedeliyle kurduğu güneş panelleriyle 500 KW elektrik üretme hedefinde.
Güneşimiz bol
Avrupa’nın en çok güneş alan ülkesiyiz. Bakanlıkça hazırlanan Türkiye’nin Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlasına (GEPA) göre, yıllık toplam güneşlenme süresi 2 bin 737 saat (günlük toplam 7.5 saat). Almanya’da ise güneşlenme süresi yılda ortalama 1600 saat. WWF Türkiye’ye göre, Türkiye’nin mevcut elektrik ihtiyacının tamamı, toplam 790 kilometre karelik bir alana yayılacak güneş panelleriyle karşılanabilir.
Ne kadara kurulur?
Enerji Kooperatifleri El Kitabı’nı hazırlayan Troya Çevre Derneği Başkanı Oral Kaya şöyle bir hesabı paylaştı: “2 metrekarelik bir güneş panelinin maliyeti ortalama 600 lira. Bu paneller yaklaşık 300 watt elektrik üretiyor. Bu da bir buzdolabının tüketim miktarına denk. Ya da 50 wattan 5-6 ampul olarak düşünebilirsiniz. 20 metrekarelik bir çatıya sistemi kurarsanız 10 panele ihtiyaç duyarsınız ve bu yaklaşık 6 bin lira tutar.”