Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı geçen hafta sonu “Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulamasını ele aldık. Rusya’ya gelmek isteyen Türk vatandaşlarını vize formalitelerinden ciddi ölçüde kurtarmayı düşünüyoruz” dedi. Uçak krizinden bu yana Rusya vize uygulamasını sürdürüyor. Türk işadamlarına, Türkiye’den yapılan yaş meyve ve sebze ithalatına sınırlamalar devam ediyor.
Moskova’da yapılan Üst Düzey İşbirliği Konseyi zirvesinde uçak krizinden kalan tüm yaptırım ve engellerin kaldırılması gereği Erdoğan ve Putin tarafından ilke olarak kabul edilmişti. 3 Mayıs tarihinde Soçi’de gerçekleşecek Erdoğan - Putin görüşmesinde sadece vize konusunda değil, özellikle yaş meyve ve sebze ticaretindeki engellerin de kaldırılmasının sağlanacağı bekleniyor. Yaz dönemi başlıyor. Yaş meyve ve sebze üreticilerimiz için Rusya pazarı önemli.
Yaş meyve ve sebzede en büyük pazarımız Rusya. Rusya ihracatı sınırladığında, üreticilerimiz ve nakliyecilerimiz üzülüyor.
Mevsim başlıyor
En iyi ihracat yıllarında toplam yaş meyve ve sebze ihracatından 2.5 milyar dolar döviz geliri elde edebiliyoruz. İhracatın yüzde 40’a yakınını Rusya’ya yapıyoruz. Onun için Rusya pazarı önemli. Ne var ki, yaş meyve ve sebze
16 Mart 1920: İstanbul işgal edildi. İşgal kuvvetleri Osmanlı’nın bazı milletvekillerini tutukladı.
18 Mart 1920: Osmanlı Meclis-i Mebusan’ı kapanış toplantısı yaptı.
19 Mart 1920: Mustafa Kemal, ‘olağanüstü yetkiler taşıyacak bir meclisin’ Ankara’da toplanacağını ilan etti. Bu bildiriyle yurdun her yerinde seçimler yapıldı.
22 Nisan 1920’de yapılan çağrıyla Millet Meclisi, 23 Nisan 1920 günü toplandı. Meclis, 24 Nisan 1920’de Mustafa Kemal Paşa’yı başkanlığa seçti.
Meclisin açılış günü olan 23 Nisan, 1921’de çıkarılan bir kanun ile ülkenin ‘ilk resmi bayramı’ olarak ilan edildi. Kanunda, ‘23 Nisan günü milli bayramdır’ ifadesi yer aldı. 1935’te çıkarılan bir kanun ile 23 Nisan, ‘Milli Hakimiyet Bayramı’ olarak adlandırıldı.
Millî Hâkimiyet, (Ulusal Egemenlik) devletin gücü olan egemenliğin doğrudan doğruya ulusa ait olmasıdır. Kurucu ve yönetici güçler kişilerde ya da belli gruplarda değil, halktadır.
Milletin kendi kaderiyle ilgili her türlü kararı kendisinin verebilmesidir. Milletin kendi kendisini yönetmesi, kendi kaderine hakim olmasıdır.
Atatürk diyor ki:
Hava şartları kötü gitti. Tarla fiyatı maliyeti karşılamadı. Geçen yıl kırmızıbiber üretimi yarı yarıya geriledi. Bu nedenlerle kırmızıbiberin tarla fiyatının kilosu 5-7 TL’den 9-14 TL’ye yükseldi.
Biberi üreticiden tarla fiyatıyla satın alan pul biber fabrikaları, biberi işleyerek, pul biber haline getirirler, satarlar.
Pul biber işleme fabrikalarının (tesislerinin) tamamına yakını Kahramanmaraş’ta. Fabrikalar, kırmızıbiberin tarla fiyatının yükselmesi karşısında, yurt dışından ucuz biber ithal ederek işlemek istiyor. İthalatta gümrük yüksek. Kahramanmaraş kırmızıbiber fabrikalarının talebi üzerine hükümet kırmızıbiberde gümrük vergisini aşağıya çekmeyi kabul etti.
Bu sayede Çin’den kilosu 10 TL dolayında bir maliyetle işlenmemiş kırmızıbiber ithal edilecek. Kahramanmaraş’taki fabrikalar, Çin biberlerini işleyerek satacak.
Üretici ne yapsın?
Böylece maliyetlerin yüksekliği, üretimin düşüklüğü nedeniyle tarladan kilosu 9-14 TL’den biber satmak zorunda kalan biber üreticisi terbiye edilmiş olacak.(!) Çiftçinin az da olsa satamadığı biberler elinde kalacak.
Sonra da bekleyeceğiz ki gelecek dönem çiftçi kırmızıbiber eksin... (Ama ne dert... Çiftçi ekmezse, Çin’den ithal ederiz!)
Kırmızıbiber
Kuru fasulye ithalatında gümrük vergisinin sıfırlanması için kararname imzaya açıldı. Kırmızı biberde de gümrük vergisinde indirime gidilecek.
Enflasyonu aşağıya çekmek için tarım ürünlerinde gümrüksüz ithalat imkânı getiriliyor. Yerli tarım ürünlerinin fiyatı, ithal ürünlere göre yüksek. Buna rağmen çiftçi üretimi artırmıyor. Çünkü bugünkü fiyatlar üreticinin maliyetini karşılayamıyor. Üreticiyi mutlu edemiyor.
İthal ürün ucuz ucuz piyasada satılmaya başlayınca, çiftçimiz de acaba üretimi artırarak, fasulyeyi, nohudu, kırmızıbiberi ucuz ucuz satmaya başlar mı? Osmanlı’da bir politika varmış: “Şehirli ekmeği ucuz yesin de... Buğday üreten köylü ne ederse etsin...” denirmiş.
İşte o biçim. Şehirliye ucuz fasulye, nohut, kırmızıbiber yedirmek için ithalatı açalım. Gümrüğü sıfırlayalım da... Bununla çiftçiyi terbiye mi edeceğiz?
Maliyet önemli
Çitçimiz, “Bak, Hindistan’da günde 1 dolar yevmiyeyle tarlada çalışan Hintli kadınların ürettiği kırmızıbiber ne kadar ucuzmuş... Biz de kırmızıbiberi daha çok üretelim... Hintlilerden daha ucuza satalım ki enflasyon düşsün” mü diyecek?
Devletin istatistik kurumu açıkladı. Marttan geriye 12 ayda tarım ürünlerinde ortalama fiyat artışı % 4.39 oranında.
Oylama bitti. “Evet” oyları öne çıktı.
Ayşe Hanım Teyzem sabırsız. “Evet çıkarsa, 17 Nisan Pazartesi’nden itibaren her şey daha iyi olacak diyordunuz... Piyasa ne durumda? İyilik işaretleri başladı mı?” diyerek sual eyliyor.
“Ayşe Hanım Teyzeciğim, dün bir, bugün iki... İyilikler pat diye başlar mı?” diyerek cevaplamaya çalıştı isem de. O ısrarcı... “Çarşıyı pazarı gezmeden cevaplama... Etrafı dolaş da nelerin olup bittiğini bana anlat” şeklinde konunca, Ayşe HanımTeyzemin Israrından kendime vazife çıkardım. Soluğu Kapalıçarşı’da aldım.
Nuruosmaniye Camii’nin bahçesinden geçerek, Kapalıçarşı’nın anlı şanlı Nuruosmaniye kapısının önüne dikildim.
Yolun iki tarafında turistlere halı, hediyelik eşya satan dükkânlara, kuyumcu dükkânlarına, bu arada Kapalıçarşı’ya giren çıkanları seyrediyorum.
Hemen arkamda bir döviz büfesi var. Hem döviz, hem altın alıp satıyorlar.
Döviz büfesinin önünde kuyruk yok ama gelen giden çok. Görevliye “Durum nedir? Oylamadan bu yana değişiklik var mı?” diye sordum.”Oylama öncesi biraz hareket vardı. Şimdi altın alan yok. Gelenler dolar alıp satmaya gelenler. Ama hep küçük miktarlarda” dedi.
Alsak mı, satsak mı?
Ocak ayı istihdam rakamları yayımlandı.
Aralıktan ocak ayına, bir ayda iş arayanların sayısı 118 bin arttı. Bir ayda bunların sadece 3 bini iş bulabildi. 114 bini işsizler ordusuna eklendi. Böylece ocak ayında işsiz sayısı 4 milyona yaklaştı. 3 milyon 395 bin oldu.
İşsizlik oranı yüzde 13 gibi yüksek bir orana yükseldi. Tarım dışı işsizlik oranı yüzde 15.5’e tırmandı.
İstihdam rakamlarında aylık değişim istihdamdaki değişimin yönünü ortaya koyar. Yıllık değişim bir önceki yılın aynı ayından sonra olan biteni sergiler.
2016 Ocak ayından 2017 Ocak ayına iş arayanlar sayısında 1 milyon 93 bin artış oldu.
2016 yılının olumsuz rüzgârlarına rağmen 397 bin kişiye iş imkânı yaratıldı. Kalan 696 bin kadın ve erkek işsiz kaldı.
Büyüme ve istihdam
2016 yılının bütünüyle ilgili istihdam göstergeleri TÜİK tarafından 23 Mart’ta açıklanmıştı.
“Evet” oylarıyla artık Türkiye’de “yeni bir sayfa” açılıyor. Gün, işimize gücümüze odaklanma zamanı. 8 ay içinde ekonomi öncelikli uygulamalarla 2017 yılında “büyüme oranını” beklentilerin üzerine çıkarmak bizim elimizde
Türkiye’nin geleceği için dönüm noktalarından biri olarak kabul edilen 16 Nisan referandumu dün yapıldı. Oyların çoğunun “evet” olmasıyla artık Türkiye’de “yeni bir sayfa” açılıyor. Evet oylarıyla birlikte “Cumhurbaşkanı”nın yetki sınırı genişleyecek. Cumhurbaşkanı, daha önce Başbakan’a ait olan yetkileri de üstleniyor olacak. Ülke yönetiminde daha önce “Başbakan’da ve Cumhurbaşkanı’nda” olmayan yetkilere sahip oluyor. Halk anlatımıyla, “Cumhurbaşkanı”nın gücü arttı.
Oylamayla ilgili tartışmalar geride kaldı. Artık “anayasa değişikliğiyle gücü artmış bir Cumhurbaşkanı” var. Bundan sonra beklentimiz, anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanlığında toplanan yetkilerin ülke yararına kullanılması.
Önümüze bakacağız
New York
New York’ta Metro-politan Operası’nda, 190 dolarlık biletle ikinci balkondan Aida temsilini izledik.
Aida,1869 yılında Kahire Opera Binası’nın açılışı için Verdi’ye sipariş edilen, Mısırlı bir asker ile prensesin nedimesi, Etiyopya kralının esir kızının aşk hikayesini konu alan bir opera.
Hidiv İsmail Paşa Suveyş Kanalı’nın açılışı törenlerine yetiştirilmesi şartı ile opera binasını İtalyan mimarlara sipariş etti. Bina 6 ayda tamamlandı. Bina 1971 yılında yanıp kül olana kadar hizmet verdi.
Kahire’nin opera binasız kalmaması için Japon Hükümeti Kahire’ye yeni bir bina hediye etti. Bina 3 yılda tamamlandı, 1988 yılında açıldı. 1200 kişilik opera, 500 kişilik konser salonu var. Bahçesinde 600 kişilik açık hava tiyatrosu bulunuyor.
Bunları neden yazıyorum... Biz bazı konulara önem vermiyoruz. Tarihimizi unutuyoruz.
Mısır, uzun yıllar Osmanlı’nın toprağı idi. Kahire’de ilk opera binasını yaptıran, Verdi’ye opera sipariş eden, bir Osmanlı valisi...
Mısır Osmanlı’nın idi