Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 2.1 oranında arttı.
Nisan ayında 71.3 olan endeks değeri mayıs ayında 72.8 oldu.
Aylık tüketici eğilim anketi, tüketicilerin maddi durumları, ekonomiye ilişkin mevcut durum değerlendirmeleri ile gelecek dönem beklentileri, harcama ve tasarruf eğilimleri konularındaki değerlendirmelerini yansıtıyor.
Tüketici güven endeksinin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu gösteriyor. Tüketici güveninde şubattan bu yana artış var.
Hanelerin maddi durumunu gösteren endekste ise, nisan ayından mayıs ayına, son bir ayda, yüzde 0.5 gerileme oldu. Endeks 75.8 olarak belirlendi.
Hane halkı iyimser
Tasarruf etme ihtimali endeksi yüzde 6.9 oranında azaldı. Nisan ayında 25.1 olan endeks, mayıs ayında 23.3 değerine düştü. Bu düşüş, tüketicilerin gelecek 12 aylık dönemde tasarruf etme ihtimallerinin bir önceki aya göre azaldığını gösteriyor.
Hanenin maddi durum beklentisi endeksi bir önceki aya göre yüzde 1.4 oranında artarak mayıs ayın
Bodrum’un Gündoğan’ında her çarşamba semt pazarı kuruluyor. Geçen çarşamba günü Gündoğan pazarında domatesin kilosu 2 TL idi. Domatesler sera domatesi ama Bodrum’a yakın köylerdeki seraların ürünü. Gene sera ürünü salatalığın kilosu 2 TL, biberin 8 TL, patlıcanın 5 TL, barbunya fasulyenin 6 TL idi.
Diğer sebzelerden ıspanak 5 TL’den, çalı fasulye 6 TL’den satılıyordu. Kirazın kilosu 10 TL, çileğin kilosu 6 TL idi.
Gündoğan pazarının özelliği, mevsiminde, çevre yerleşim bölgelerinde yetişen sebzenin, meyvenin ağırlıklı olmasıdır.
Kış aylarında halden getirilen ürünlerin çeşidi ve miktarı artar. Yaz aylarında halden pazara daha az mal gelir.
Yaz kış tezgâhında kendi ürününü satan yerel üreticiler de var.
Zeynep Kurnaz, Milas’ın İkitaş köyünden tezgâhında, sadece bahçesinde, tarlasında yetişeni, kendi emeğiyle yetiştirdiği otları, sebzeleri, meyveleri, zeytin çeşitlerini ve zeytinyağını satıyor. Yerel giyimi, güler yüzüyle pazarın en renklilerinden biri.
Üreticiler gelemiyor
Gündoğan pazarını İstanbul pazarlarıyla karşılaştırmaya imkân yok. Çünkü İstanbul pazarlarında günümüzde sadece halden gelen ürünler satılıyor. Pazarcı esnafı her sabah hale gidiyor. Satacağı ürünleri halden alıyor.
Bugün 19 Mayıs.
1) 19 Mayıs 1919, Milli Mücadele’nin başladığı gündür.
2) 19 Mayıs, öğrencilerin, gençlerin jimnastik gösterilerinin yapıldığı gündür.
3) 19 Mayıs, “Onuncu Yıl Marşı” ile sembolleşen bir gündür.
n 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Samsun’a çıktı. Büyük Nutuk’ta 19 Mayıs’ı şöyle anlatır:
“1919 senesi mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktım.
Vaziyet ve manzara-i umumiye: Osmanlı Devleti’nin dâhil bulunduğu grup Harbi Umumi’de mağlup olmuş. Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş. Şeriati ağır bir mütarekename imzalanmış. Büyük Harp’in uzun seneleri zarfında millet yorgun ve fakir bir halde.”
Mustafa Kemal işte bu yorgun ve fakir milletin bağımsızlık mücadelesini başlattı ve Cumhuriyet’in kuruluşunu sağladı. Ama bu kolay olmadı.
15-24 yaş arası gençle-rin işsizlik oranı geçen yıl % 18.6 idi. Bu yıl % 23.3’e ulaştı. Bu oranlara bakarak genç işsizlik sorununa üzülüyoruz.
İş arayan, iş bulduğunda çalışmaya hazır her 4 gencin biri sokaklarda dolaşıyor diyoruz.
Ama bütün bunlara rağmen gençlerimiz mutlu olduklarını söylüyorlar.
Gençlerimizin her şeye rağmen mutlu olması sevinilecek bir durum.
Türkiye İstatistik Kurumu, 19 Mayıs (eski adıyla) “Gençlik ve Spor Bayramı” nedeniyle gençlerimizin durumunu yansıtan bulguları, bilgileri yayımladı.
80 milyon nüfusumuzun 13 milyonu 15-24 yaş arasındaki gençlerden oluşuyor.
Nüfusumuz artıyor. Nüfus arttıkça genç nüfus değil de yaşlı nüfus artıyor. Nüfus yaşlanıyor. 1980’lerde genç nüfus 12.5 milyondu. Şimdi 13 milyon. Buna karşılık 25 yaş üstü yaşlı nüfusun toplam nüfusa oranı % 40’dan % 60’a yükseldi. Yaşlı nüfusun sayısı 18 milyon iken 48 milyon oldu.
Doğu nüfusu genç
İhracatta 150 milyar dolar kapanından çıkamıyoruz.
Ekonomimiz büyüyor. Büyüme demek, üretim artışı demek. Ekonomi büyürken dış satım (ihracat) artmıyor.
2012 yılında ihracatımız 152 milyar dolardı. Ekonomimiz 2013 yılında % 4.2 oranında, 2014 yılında % 2.9 oranında, 2015 yılında % 6.1 oranında, 2016 yılında % 2.9 oranında büyüdü.
Buna karşılık 150 milyar dolar kapanına giren ihracatımız 2013 yılında 151 milyar dolar, 2014 yılında 157 milyar dolar, 2015 yılında 143 milyar dolar, 2016 yılında 142 milyar dolar oldu.
Başta TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) olmak üzere, ihracattan sorumlu özel sektör kuruluşları ile kamu kuruluşları, büyük olasılıkla “moral bozmamak için”, ihracattaki bu sorunun üzerinde durmuyorlar.
TİM‘in organizasyonu ile ihracatçılarımız “İsrail çıkarması” gerçekleştirdi. TİM‘in benzer organizasyonlarıyla bugüne kadar değişik ülkelere çıkarmalar yapıldı. TİM’in organizasyonuyla “ihracat şampiyonları” ödüllendiriliyor. Ama ihracat artmıyor.
İhracatı artıralım
Bu gibi durumlarda benim tekrarladığım bir hikâye vardır: Çocuk eniştesine sormuş; ”Kaç yıl oldu ablamla evlendiniz. Ne zaman çocuğunuz olacak?” Enişte, ”İlkbaharda leylekler gelecek. Bize de bir bebek getirecek” deyi
Türkiye İstatistik Kurumu şubat ayı işgücü istatistiklerini yayımladı.
Şubat dönemi işgücü istatistikleri 2017 yılının ilk 13 haftasını içine alan “ocak-şubat-mart” dönemindeki istihdam tablosunu yansıtıyor.
Şubat ayı işgücü istatistiklerine göre:
- 2017 yılı ocak ayında % 13 olan işsizlik oranı şubat ayında % 12.6’ya geriledi. Bir önceki aya göre işsizlik oranında iyileşme var.
- 2016 yılı şubat ayı işsizlik oranı % 10.9’du. 2017 yılı şubat ayı işsizlik oranı % 12.6 oldu. Geçen yıla göre işsizlik oranında artış var.
- Şubat ayından geriye 1 yılda, 1 milyon 175 bin kadın ve erkek iş aradı.
- İş arayanların 600 bini tarım da veya tarım dışı sektörlerde iş bulabildi.
- 675 bin kadın ve erkek iş bulamadığından işsizler ordusuna eklendi.
Türk Silahlı Kuvvetle-ri’nin ihtiyaçlarının yurt içinden karşılanma oranı 2003’de yüzde 25 iken şimdilerde yüzde 68’e ulaştı.
Silahlı kuvvetlerimizin araç ve gereçleri, silah ve mühimmatını yurt içinde üretmeye çalışıyoruz. Araç ve gereçlerde, silah ve mühimmatta, yabancı firmaların teknolojilerine ve lisanslarına bağlı olmamak için araştırma ve geliştirme ile özgün üretime yöneliyoruz.
Silah ve mühimmatta, araç ve gereçlerde özgün üretim, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bağımsızlığını ve gücünü artırıyor.
Türkiye’de savunma sanayi silah, araç - gereç, mühimmat alımları ile bunların yurt içinde üretimini 1985 yılından bu yana Savunma Sanayi Müsteşarlığı koordine ediyor.
2016 sonu itibariyle Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından sözleşmeye bağlanmış proje sayısı 269, proje bedeli toplamı 124 milyar TL oldu.
269 projenin yüzde 48’i yurt içinde üretimi, yüzde 8’i yurt içinden hazır alımı, yüzde 8’i ortak üretimi, yüzde 21’i araştırma - geliştirmeyi hedef alan projeler.
İhracat artıyor
Savunma Sanayi Müsteşarlığı’ndan iş alan firmalar, proje bedelinin yüzde 70’ini yurt içinde dağıtmak zorunda. Proje bedelinin yüzde 30’unun yan sanayi kuruluşlarına dağıtılması, yan sanayi kuruluşlarına dağıtılac
Bu hafta sonu sayın okuyucularıma Yahya Efendi Dergâhı’nı ve Türbesi’ni anlatacağım. İstanbul’da yaşıyorsanız, İstanbul’a yolunuz düşerse, Yahya Efendi Dergâhı’nı ve Türbesi’ni ziyaret ediniz. (Dergâh, “Cenab-ı Hakka ibadet edilen yer”dir. Türbe, Osmanlı’da devlet adamlarının, din âlimlerinin anıtsal mezarlarına verilen isimdir.) İstanbul’un görülecek, gezilecek tarihi eserlerinden biri olan dergâh ve türbe Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edildi. Pırıl pırıl oldu.
Yahya Efendi Tekkesi Beşiktaş’ta Küçük Mecidiye Camii’nin sol tarafında Yahya Efendi Çıkmazı’ndadır. 1538 tarihinde yapıldı.
Vakıflar Genel Müdürlüğü vakıf eserlerini orijinal yapılarını koruyarak çok güzel şekilde restore ediyor. Konya’daki Mevlana Müzesi pırıl pırıl oldu. Görmeyene, gezmeyene tavsiye ederim.
Beşiktaş’ta Yahya Efendi Dergâhı girişindeki Yıldız Hamidiye Camii pırıl pırıl. (Pırıl pırıl demek, süslü püslü, yaldızlı, cafcaflı demek değil. Bilinçli biçimde restorasyonu yapılarak, tertemiz hale getirilmek demek.)
Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, eserlerin restorasyonuna özen gösteriyor. İstanbul Birinci Bölge Müdürü Mürsel Sarı, Avrupa yakasındaki eserlerin restorasyonunun sorumluluğunu taşıyor.