Güngör Uras

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Ankara’da ‘Yerli Marka’ otomobil üretimi için çalışmalara başladı. Türkiye’de otomobil üretimi 1966’da Anadol ile başladı. Bugün 6 firma oto üretiyor. Markaları yerli değil ama, üretim Türkiye’de.

Otomobil fabrikalarında, ticari araç üreten fabrikalarda ve traktör fabrikalarında tasarıdan üretime her türlü kara taşıt aracı için araştırma, geliştirme (Ar - Ge) yapan yetişmiş kadrolar var.

Bunları yok sayarak sıfırdan yola çıkarak bir yere ulaşılamaz. Otomotiv Sanayi Derneği’nden (OSD) Ar - Ge birimlerinin kadroları ve gücü hakkında bilgi rica ettim. Öğrendiklerimi özetliyorum.

Türkiye’de faaliyet halindeki 453 Ar-Ge merkezinin 86’sı otomotiv ana sanayi ve yan sanayi kuruluşlarında. Bu kuruluşlarda 4 bin 100 Ar-Ge elemanı çalışıyor.

1- FORD OTOSAN

Ürün Geliştirme / Ar-Ge Kuruluş Tarihi: 1961

Toplam Ar-Ge Personeli Sayısı: 1.585 (25 Doktoralı, 342 Yüksek Lisans)

Ford Otosan, bir aracı tüm bileşenleri ile birlikte beyaz kâğıttan ticari bir ürün halini alana kadar olan tüm tasarım ve geliştirme aşamalarını gerçekleştirme yeteneğine ve tecrübesine sahip.

Bu Ramazan ayı içinde 11 bin dört yüz liradan fazla varlığı olan her Müslüman fitre vermek yükümlülüğündedir.

Varlık sahibi her Müslüman, bir yıl içinde varlığındaki artışın kırkta birini bu yıl
zekât olarak dağıtmakla yükümlüdür. Ramazan ayında bunu yapar ise sevabı artar.

Fitre, Ramazan ayı içinde fakirlere verilen ve de en az miktarı din adamlarınca belirlenen sadakaya
verilen isimdir.

Zekât, sahip olunan mal ve para miktarındaki artıştan Müslümanların her yıl yoksullara dağıtmakla görevli olduğu “kırkta bir hisse”dir (yüzde 2.5).

Fitreyi kim verir?

Fitrenin dinen vacip olması ve de

Şubattan marta bir ayda 534 bin kişi iş buldu. Aynı dönemde iş bulabildiklerinde çalışmaya hazır kadın ve erkek sayısı 276 bin artmıştı. İş bulabildiklerinde çalışmaya hazır olanların sayısında daha fazla kadın ve erkek iş bulunca, işsiz sayısında 258 bin azalma oldu.

Bunun sonucu şubat ayında % 12.6 olan işsizlik oranı mart ayında % 11.7’ye geriledi.

Şubattan marta çalışan sayısında 534 bin artışın 95 bini sanayi kesimindeki istihdam artışından kaynaklanıyor.

Sanayide istihdam artışı, sanayide canlanmanın işaretidir. Martta istihdam artışında sanayi kesiminin payının % 18 olması, sanayinin istihdam bakımından önemini vurguluyor.

Yılın ilk 3 ayında ekonomideki % 5 büyümenin rüzgârının istihdamda iyileşme sağladığı görülüyor.

Ne var ki mart ayı istihdam rakamları şubat ayına göre olumlu ama 2016 Mart ayında % 10.1 olan işsizlik oranı şubat ayına göre gerilese de bu mart ayında % 11.7 oranında.

Martta işler açıldı

İlginç gelişme, 2016 Mart ayından 2017 Mart ayına istihdamda 1 yılda 496 bin artış olmuşken, şubattan marta 1 ayda istihdamda 534 bin artışın olmasıdır.

Türkiye İstatistik Kurumu nisan ayı sanayi ciro endeksini açıkladı:

Nisan ayı cirosu, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmak suretiyle bir önceki ayla kıyaslandığında, nisanda marta göre % 2.2 artış var.

Nisan sanayi cirosu takvim etkisinden arındırılarak bir önceki yılın nisanıyla karşılaştırıldığında, yıllık üretim artışında yüzde 29.5 artış var.

Arındırma işlemi yapılmadan nisanda sanayi cirosunun aylık artışı % 27 oranında. Nisanda sanayi cirosu, 2016 Nisan’ın % 53 üzerinde.

Sanayi ciro endeksindeki artış, sanayide ikinci üç aylık dönemin başında çok hem de çok büyük bir hareketin başladığı görülüyor.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış imalat sanayii ciro endeksinde aylık artış % 2.1 oranında.

Takvim etkisinden arındırılmış imalat sanayii ciro endeksindeki artış % 29.1 oranında.

Sanayideki toplam ciro artışının arkasında imalat sanayiindeki canlanma var.

Yılın ilk 3 ayında (geçen yılın ilk 3 ayına göre) yüzde 5 büyüdük. Büyüme iyidir. Her bakımdan iyidir.

Büyüme “insanlara moral verir”. Ekonominin merkezinde “insan” vardır. İster yöneten, ister yönetilen, ister işveren, ister çalışan insanların “morali”, ekonominin yönünü belirler.

Moral bugünün iyi olması ve yarına güvendir. Uzun süredir değişik nedenlerle “moralimiz bozulmuştu”. Yüzde 5 büyüme, “ilaç oldu”. İnsanlar ekonominin hiç de kötü olmadığını gösteren işaretleri kendilerine göre değerlendirecekler.

Yatırım, üretim yapacak olan, işler açılıyor diyerek yatırım ve üretimi artıracak.

Toptancı ve perakendeci Anadolu esnafı işler açılıyor diyerek, stok yenileyecekler.

Parası olan, borçlanma imkânı olan “Yarın bugünlerden iyi olacakmış” diyerek harcamasını artıracak.

Şimdi ekonominin 3 atlısı var: ”Döviz, borsa ve faiz”.

Dövizin bulunur ve ucuz olması önemli. Döviz açığımız var. Dışarıdan kaynak girmesi, içeriden dövizin kaçmaması gerekiyor. Büyümenin yüksek olması döviz trafiğini olumlu hale getirir. Döviz trafiği olumlu hale gelince döviz fiyatında tırmanma durur.

Büyüyelim de nasıl büyürsek büyüyelim diyorsak, büyüyoruz. Çok ülkeyi kıskandıracak ölçüde büyüyoruz.

2017 yılının ilk 3 ayında %5 büyüdük.

Büyümenin ana dinamikleri, yılın ilk 3 ayında hane halkının tüketiminin %5.1 oranında büyümesi, devlet tüketiminin %9.4 oranında artması.

Buna ek olarak, ihracatın harekete geçmesi.

Büyümede önemli olan, üretimdeki artıştır. Yatırım harcamalarındaki artıştır.

2017 yılının ilk 3 ayında tarımsal üretimde beklenenin üzerinde artış oldu.

Geçen yılın ilk 3 ayında tarımsal üretim %4.3 azalmıştı. Bu yılın ilk 3 ayında %3.2 arttı.

İmalat sanayiindeki artış %5.1 oranında.

Altın sevdamız birden bire gene arttı. Yurt dışından devamlı altın ithal ediyoruz. Yılın ilk 5 ayında altın ithalatı 128 tona ulaştı. Biz 2015 yılının tamamında 48 ton, 2016 yılının tamamında 106 ton altın ithal etmiştik. 2016 yılında ilk 5 ayda altın ithalatı 26.5 tondu.

Ne oldu da bu yıl ithalatta böyle bir artış ortaya çıktı? İlk 5 ayda 26.5 ton yerine 128.3 ton ithalat gerçekleştirildi...

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre, 2016 yılında altın ve diğer kıymetli madenler ihracatı 5.6 milyar dolar, 2017 yılında 5.1 milyar dolar. İhracat rakamlarına göre, ithal altınların büyük kısmı yurt içinde kalmış durumda.

Acaba darphanede sikke ve Cumhuriyet altını basımı için kullanılan altın miktarı ne kadar?

Darphane’de yılın ilk 5 ayında 18.4 ton altın, sikke ve Cumhuriyet altınına dönüştürüldü. Geçen yılın ilk 5 ayında Darphane’de kullanılan altın 7.9 tondu.

Talep giderek canlandı

Demek ki, halkımızın ilk 5 ayda sikke ve Cumhuriyet altını talebi geçen yıla göre artmış durumda.

Ramazan ayının olmazsa olmaz meyvesi hurma oldu.

Hurma sıcak iklimlerde yetişen bir meyvedir. Hurmanın anavatanı Arabistan Yarımadası ve Kuzey Afrika’dır.

Ramazan ayında hurmaya ilginin kaynağı, Kuran-ı Kerim ve Hadis-i Şerif’lerdir.

Kuran-ı Kerim’de hurmadan üzüm, zeytin ve narla birlikte söz edilir. Bu dört meyvenin adı genelde birlikte geçer.

Sahurun hurmayla olması, oruçlunun hurmayla iftar etmesi ise Hadis-i Şerif’lere dayalı oluşmuş âdetlerdir.

Kuran-ı Kerim’de 18 surenin 24 ayetinde hurma, üzüm, zeytin ve narla ilgili buyruklar yer alır.

Zaman içinde, Kuran-ı Kerim’de hurmayla birlikte sözü edilen meyvelerden üzüm, zeytin ve nara olan ilgi azalırken, hurmaya ilgi arttı.

Sağlığa yararlı