Rahmetli Dr. Nejat Eczacıbaşı anlatmıştı: “Yurtdışına giderken şoförüm Bayer aspirin getirmemi ister. Her seferinde, ‘Bayer aspirin Türkiye’de de var’ diye uyarırım. O ise, ‘Yurtdışından alınan aspirin baş ağrısını geçiriyor. Buradan aldığım işe yaramıyor’ diyerek ısrarcı olur” demişti.
Günümüzde Avrupa Birliği (AB) üyesi, Polonya, Macaristan, Slovakya ve Çek Cumhuriyeti’ndeki tüketiciler, AB yetkili organlarından araştırma istiyorlar.
AB’nin göreceli olarak geliri düşük bu ülkelerde yaşayanlar, uluslararası markaların kendi pazarlarında sattıkları ürünlerin içeriğinin farklı olduğunu, uluslararası firmaların aynı marka ile düşük kalite mallar pazarladığını ileri sürüyorlar.
İçeriği farklı
New York Times gazetesinde Ricik Lyman’in geniş bir araştırması yayınlandı. Gelir seviyeleri göreceli düşük ülkelerdeki tüketiciler, uluslararası markaların bu ülkelerde pazarladığı dondurmada daha az süt, çikolatada daha az kakao, ketçapta daha az domates püresi olduğunu, gıda maddelerinin kimyasallarla şişirildiğinden şikâyetçiler.
Uluslararası firmalar ise, her ülke insanının alışkanlıklarına ve ağız tadına göre deterjanlarda, sabunlarda, alkolsüz içeceklerde, dondurmada, çikolatada farklı
Tütün mamulle-rinden 2015 yılında 26.9 milyar TL vergi alındı. 2016 yılında vergi toplamı 29.9 milyar TL’ye ulaştı. 2016 yılında tütün mamulleri vergisindeki artış sonucu Hazine 3 milyar TL ek vergi topladı.
ÖTV Kanunu’na göre, yılda 2 defa, Yurt İçi Üretici Fiyatları Endeksi’ndeki artış oranında tütün ve alkollü içkilerden alınan maktu vergiler artırılıyor.
Alkollü içkilerin toplam vergi gelirlerindeki payı yüzde 1.5, tütün mamulleri vergilerinin payı yüzde 5.5 oranında. Alkollü içecekler ve tütün mamullerinin vergileri 2016 sonunda artırılmıştı.
Hükümet, tütün mamulleri vergisinde yapılacak artışın enflasyonu yükseltmesini önlemek için temmuz - aralık döneminde vergi artışından vazgeçti.
Enflasyon sepetinde alkollü içecekler ve tütün mamullerinin ağırlığı yüzde 5.87 oranında. Temmuz 2016’da yapılan yüzde 11 vergi zammının enflasyonu yüzde 0.6 oranında artırdığı hesaplanıyor.
Merkez Bankası’nın hesaplamalarına göre, alkollü içkiler ve tütün ürünleri fiyatlarındaki artış 2016 yılı enflasyonunun 1.6 puan yüksek çıkmasına neden oldu.
Haziran ayı tüketici fiyatları endeksine göre alkollü içecekler ve tütün ürünlerinin yıllık fiyat artışı yüzde 21.70 oldu. 12 ay ortalama artışı ise yüzde
Türkiye’nin dış borç stoku ile ilgili bilgiler Hazine Müsteşarlığı tarafından açıklandı. Türkiye’nin brüt dış borcu 412 milyar dolar.
Milli gelirimizin yüzde 49’u büyüklüğünde. Milli gelire göre toplam dış borç yükü çok ülkeninkinden iyi ve taşınabilir büyüklükte.
Dış borç toplamı 2006 yılında 185 milyar dolardı. 2010 yılında 267 milyar dolara, 2015 yılında 392 milyar dolara yükseldi. 2016 yılında 409 milyar dolar olmuştu. Bir yıllık dönemde brüt borç stokunda sadece 13 milyar dolar arttı. 409 milyar dolardan 412 milyar dolara yükseldi.
Toplam dış borcun yüzde 30’unu kamu kesimi taşıyor. Kamunun toplam brüt borcu 122.8 milyar dolar. Bizde dış borç yükünün büyük kısmı bankaların ve reel sektörün üzerinde.
Bankaların borç stoku 132.2 milyar dolar. Reel sektörün 137.3 milyar dolar. Bankalarımız yurt dışından borçlanarak içeride döviz ve Türk Lirası kredi dağıtıyorlar.
Dörtte biri kısa vadeli
Reel sektör, büyük ölçüde dış borç yükü altında. Reel sektörümüz son yıllarda yurt dışından daha çok kredi kullanmaya başladı. Bankalar dış borç yükünü son 3 yılda azaltırken, reel sektör artırdı.
2015 yılının ilk 3 ayı sonunda 111.4 milyar dolar olan borç yükü, geçen yıl 129.8 milyar dolara, bu yıl 137.
Tüketici fiyatların-daki yıllık artış oranı (buna ‘enflasyon’ diyoruz) ocak ayında yüzde 9.58 idi. Şubatta yüzde 10.13’e, martta yüzde 11.29’a, nisanda yüzde 11.87’ye yükseldi.
Üç aylık tırmanıştan sonra tüketici fiyatlarındaki artış mayısta yüzde 11.72 olunca, ”enflasyonda iniş başladı” diyerek sevindik. Haziran enflasyonu yüzde 10.90 oldu. İniş devam ediyor ama yetersiz...
Ayşe Hanım’ı ilgilendiren, özellikle gıda fiyatlarındaki artış. Mayıs ayında gıda ve alkolsüz içecek fiyatlarında yıllık artış yüzde 16.91 olmuştu. 12 aylık ortalama artış yüzde 8.00 idi.
Haziran ayında gıda ve alkolsüz içkiler fiyatları yıllık artışı yüzde 14.34 oranında. Yıllık ortalama artış oranı yüzde 9.23 oldu. Tüketici fiyatlarının arkasında üretici fiyatları var.
Yurt içi üretici fiyatlarında yıllık artış nisanda yüzde 16.37’ye kadar tırmandıktan sonra mayısta inişe geçti. Mayısta 15.26, haziran’da 14.87 oldu.
Üretici ve tüketici...
Gıdada, üretici fiyatlarındaki yıllık artış haziranda yüzde 9.70 oldu. Gıdada üretici fiyatları ile tüketici fiyatları arasındaki fark dikkati çekiyor.
n Gıda ve alkolsüz içeceklerde yıllık artış, üretici fiyatlarında yüzde 9.70 iken tüketici fiyatlarında yüzde 14.34 oranında.
Geçen hafta sonu Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ocak - mayıs ihracat, ithalat rakamlarını açıkladı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) haziran ayı ihracatı hakkında bilgi yayınladı. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, haziran ayı geçici dış ticaret rakamlarını verdi.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın rakamlarına göre, 2017 yılının ilk yarısında ihracat gelirimiz 77.4 milyar dolar, ithalat giderimiz 108.3 milyar dolar. Dış ticaret açığımız 30.8 milyar dolar. İhracat rakamlarını iyi değerlendirmeye mecburuz.
n Nasıl ki, kişi başı milli gelirde 10 bin dolar tuzağına yakalandık. Bir türlü çıkamıyorsak, ihracatta da yıllık 150 milyar dolar ihracat tuzağına girdik.
n 2012 yılında 152 milyar dolar ihracat yapmıştık. Bu rakamı yakalayamıyoruz. 2016 yılı ihracatı 142 milyar dolar. TİM’in verilerine göre hazirandan geriye 12 aylık ihracat 147 milyar dolar.
Ucuzcu olduk...
İhracat rakamlarına bakarken ithalattaki artış dikkatten kaçıyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre 2017 yılının ilk 6 ayında ihracat yüzde 8.18 artarken, ithalat yüzde 8.70 oranında arttı. Dış ticaret açığı yüzde 10.01 büyüdü. İlk 6 ayda 30.8 milyar dolar dış ticaret açığımız var.
Daha çok malı daha ucuza ihraç ediyoruz.
İsmet Önder dostumuzun Avyalık’tan gönderdiği Derman Zeytinyağları kolisinden 4 kalıp da bembeyaz mis gibi kokan zeytinyağlı sabun çıktı. İsmet Derman’ı telefonla aradım. Sabun sürprizi için teşekkür ettim. “Bundan sonra sizin zeytinyağlı sabununuzdan başka sabun kullanamayız“ dedim.
Gülerek karşılık verdi: “İmkanı yok. Çünkü o sabunlar, düşük asitli sızma zeytinyağının filtrelerinde kalan zeytinyağı ile ve sadece sudkostik ve hamam esansı kullanılarak sıkıştırma usulü ile üretiliyor. Düşük asitli sızma zeytinyağı ile bu kalitede sabun üretildiğinde maliyet çok yükseliyor. Sıkıştırma usulünde 100 kilo yağdan 120 kilo sabun elde edilir. Sıkma sabunda rutubet azdır. Dayanma gücü yüksektir. Sergi sabununda 100 kilo yağdan 150 kilo sabun alınır.“
Sonra devam etti: ”Doğal sabun, sadece yağın içindeki asit ile kostik karışımı ile oluşuyor. Ancak her yağın özelliği farklıdır. Kostik yağ karışımı hatalı ise doğal sabun da yarar yerine zarar getiriyor. Eski yıllarda Anadolu’da yağlar, odun külünden elde edilen kostik ile kazanlarda kaynatılarak sabuna dönüştürülürdü. Şimdi sabun yapmakta her tür yağ kullanılıyor. Donyağı, zeytinyağı, prina yağı, palm yağı. Eski yıllarda sabun genelde
Yabancı sermayenin ülkede daha çok yatırım yapmasını bekleriz.
”Yabancı sermaye gelsin. Teknoloji getirsin. Fabrika kursun. Bizim üretemediklerimizi üretsin” deriz.
Son yıllarda yabancı sermaye yeni fabrika kurmak yerine, kurulmuşları satın almak için gelmeye başladı.
Türkiye İstatistik Kurumu, yabancıların sanayi ve hizmet sektörlerinin üretimindeki ağırlığını, payını her yıl izleyerek, gelişmeler hakkında bilgi yayımlıyor.
Üretim değerine göre Türkiye’de sanayi ve hizmet sektöründeki tüm işletmelerde yabancı kontrol oranı %14.1 oranında.
Başka anlatımla, tüm sanayi ve hizmet işletmelerinin toplam üretiminin % 14.1’ini yabancı kontrollü işletmeler gerçekleştiriyor.
Yabancı kontrollü işletmeler deyimi, yurt içinde faaliyet gösteren, ancak doğrudan veya dolaylı olarak yurt dışından kontrol edilen işletmeler için kullanılıyor.
Genelde biz bunları “yabancı sermayeli” işletmeler olarak adlandırıyoruz.
Halkımızın dolara ilgisi gene artmaya başladı. Halkımız dolar satın alıyor.
İyi haber: Yabancılar dolar getiriyor. Doları bozdurarak Türk parasıyla hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedi satın alıyor. Bankalarda faizli hesap açtırıyor. Piyasada dolar var.
Bu sayede dolar bulunur oldu. Bu sayede dolar fiyatı belli bir koridora oturdu.
Kötü haber: Halkımızın dolar aşkı kabardı. Halkımız piyasadan dolar topluyor. Yılbaşı öncesi Cumhurbaşkanı’nın çağrısıyla 2 milyar dolarını Türk Lirası’na çeviren halkımız, yılbaşından sonra devamlı dolar satın almaya başladı.
Halkımız satın aldığı doların bir bölümünü bankalardaki dolar hesaplarına yatırıyor. Bankaların dolar hesapları devamlı büyüyor.
Yabancı 5.6 milyar $ getirdi
Yabancı yatırımcılar yılbaşından 16 Haziran’a kadar beş buçuk aylık sürede hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedi satın almak için 5.6 milyar dolar döviz getirdiler.
Bu dövizleri Türk parasına çevirerek 2 milyar 224 milyon dolarlık hisse senedi, 3 milyar 368 milyon dolarlık da devlet iç borçlanma senedi satın aldılar.