Büyüyelim de nasıl büyürsek büyüyelim diyorsak, büyüyoruz. Çok ülkeyi kıskandıracak ölçüde büyüyoruz.
2017 yılının ilk 3 ayında %5 büyüdük.
Büyümenin ana dinamikleri, yılın ilk 3 ayında hane halkının tüketiminin %5.1 oranında büyümesi, devlet tüketiminin %9.4 oranında artması.
Buna ek olarak, ihracatın harekete geçmesi.
Büyümede önemli olan, üretimdeki artıştır. Yatırım harcamalarındaki artıştır.
2017 yılının ilk 3 ayında tarımsal üretimde beklenenin üzerinde artış oldu.
Geçen yılın ilk 3 ayında tarımsal üretim %4.3 azalmıştı. Bu yılın ilk 3 ayında %3.2 arttı.
İmalat sanayiindeki artış %5.1 oranında.
İnşaat kesiminde yavaşlama oldu, büyüme %3.7 oranında kaldı.
Halkımızın toplam tüketim harcamalarında dayanaklı tüketim malı harcamalarının payı %10, yarı dayanıklı tüketim malları harcamalarının payı %11.1, olurken dayanıksız tüketim harcamalarının payı %33.2’ye ulaştı.
Hizmet harcamalarının payı %45.7 oranında.
Görülüyor ki halkımız imkân olunca, gıda gibi, ulaşım harcamaları gibi dayanıksız tüketim harcamaları ile hizmet sektörlerindeki harcamalarını artırıyor.
Halkımızın tüketim harcamalarında, 2017 yılının ilk 3 ayındaki artış oranları (bir önceki yılın aynı dönemine göre) dayanıklı mallarda %8.7, yarı dayanıklı mallarda %7.3 oranında olurken dayanıksız mallarda %17.4 hizmetlerde %16.9 gibi yüksek oranlara ulaştı.
Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yerleşik hane halkı tüketimindeki artış oranı %15.1 oldu.
Hükümetin ekonomiyi canlandırmak için aldığı tedbirlerin ve kredi genişlemesinin gıda harcamaları ile diğer hizmet harcamalarından kaynaklanan tüketimi coşturduğu görülüyor.
Tüketim coşarken, ekonomi %5 büyürken, yatırım harcamalarının %2 oranında artması dikkat çekiyor.
Tüketim ve ihracat artarken yatırım harcamalarının artmaması, kurulu, kullanılmayan kapasitelerin değerlendirildiğini, ekonomide henüz kullanılmayan kapasite bulunduğunu gösteriyor.
Tekrarda yarar var, nedeni ne olursa olsun büyüme iyidir.
Ancak kamu kaynaklarından beslenen, krediyle desteklenen tüketime dayalı büyümenin sürdürülmesi imkânsızdır.
Beklentimiz tarımda ve sanayide üretim artışı sonucu artan gelire dayalı, ihracat artışına dayalı, talep ve üretim artışıdır.
Döviz ön kapıdan giriyor, arka kapıdan çıkıyor
Döviz ön kapıdan giriyor, arka kapıdan çıkıyor. Ön kapıdan giren dövizin nereden geldiğini biliyoruz da arka kapıdan çıkanın nereye gittiği bilinmiyor.
Nisan ayı döviz gelir gider tablosu açıklandı. Olağan döviz giderleri ile gelirleri arasında 3.6 milyar dolar açık (cari açık) var.
Cari açık büyük ölçüde dış ticaret açığından oluşuyor. Yılın ilk dört ayında cari açık her ay büyüdü. Ocakta 2.5 milyar dolar, şubatta 2.4 milyar dolar, martta 2.9 milyar dolarken, nisanda 3.6 milyar dolar oldu.
Açığın büyüklüğü kadar, cari açığın nasıl finanse edildiği de önemlidir.
Nisan ayında doğrudan sermaye (yatırım) ve portföy yatırımı olarak 3.6 milyar dolar sermaye girişi oldu. Açık anlatımıyla, sermaye girişi cari açığı (döviz açığını) kapatacak büyüklükteydi. Ne var ki nisan ayında nereye gittiği belli olmayan 3.8 milyar dolar döviz çıkışı oldu. Ön kapıdan giren döviz arka kapıdan çıkınca, nisan ayı döviz açığını döviz rezervlerinden kapatabildik.
Ocak-nisan döneminde dört ayda sermaye hareketiyle giren döviz 9.9 milyar dolar. Buna karşılık, ilk 4 ayda nereye gittiği belli olmayan döviz 6.2 milyar dolar.
Sermaye hareketlerini gösteren rakamlara göre, döviz girişinden çok, döviz çıkışı var. Rezervlerden yiyoruz.
Geliniz görünüz ki “piyasa”da durum iyi. Döviz kıtlığı yok. Döviz girişi talebi karşılıyor ki döviz fiyatları artmıyor, ucuzluyor.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024